Sevgili dostlar. Geçen hafta yazdığımız yazımızdan bazı cemaat mensubu dostlarımız üzülmüşler. Maksadımız onları üzmek, itham etmek, cemaatin faaliyetlerini eleştirmek değil. Aksine övgüye mazhar birçok hizmetleri var. Kaldı ki yazımızda övgü ile bahsettiğimiz faaliyetler de var.

Ancak bu günlerde gündemden ötürü hassas davranmaları normal. Bizde maksadımızı aştı isek özür dileriz. Ancak Müslümanlar kardeştir. Samimi duygular ile herhangi bir art niyetimiz yok. Amacımız Müslümanların birbirlerini ön yargısız dinlemesi ve gerçekten bir hata var ise düzeltmesidir.

Ne ülkemizde bir kaos istiyoruz. Ne kavga gürültü. Çünkü bu ortamlardan biz hiç kazanamadık. Hep kaybettik. Ne ihtilaller, muhtıralar gördük. Peki kazanan kim oldu? Bizim kaybettiğimiz kesin.

Ancak tarih tekerrürden ibarettir. Birbirimizi kollamalı ve korumalıyız. Bir Müslüman eziyet çekerken bizim kayıtsız kalmamamız gerekir. Şimdi Hizmet cemaatine eğer bir haksızlık yapılıyorsa buna tüm Müslümanlar karşı gelmeli ve sesini yükseltmelidir. Müslümanların derdi bizimde derdimiz olmalı. Peygamber efendimiz AS. " Müminin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir " buyuruyor.

Yok eğer hükümet kendini anlatamıyorsa çıkmalı ve insanlara ne yapmak istediğini izah etmeli. Kimse kimseye zulmetmesin.

Bir hikaye anlatayım;

Günün birinde üç kişi birinin bostanına girmişler. Mecusi, Hıristiyan ve Müslüman. Bostanın sahibi bakmış ki üç kişiler. Bunların hepsinin hakkından gelemem. Bari teker teker halledeyim demiş.

Dönmüş Mecusi ye demiş ki;

- Hadi bunlar ehli kitaptır. Senin bostanımda ne işin var, diyerek vermiş sopayı.

Dayaktan kurtulacağını sanan diğerlerine dönmüş.

- Bu Müslüman'dır, kardeşimdir. Sana ne oluyor ki bostana girdin de hırsızlık yaparsın. Deyip bir güzel onu da patakladıktan sonra Müslümana dönmüş ve demiş ki ; Bunlar Müslüman değildir. Hakkı hukuku bilmezler. Sen ki Müslümansın kul hakkını bilirsin de bostana girip hırsızlık yaparsın deyip daha büyük sopayı ona vurmuş.

Bu arada bizim eleman kendi kendine söylenip dururmuş. Mecusiye sahip çıkacaktık. Mecusiye sahip çıkacaktık. Anlamış anlamasına ama iş işten geçmiş.

Ak parti ve Cemaat bu kavgayı bırakmalıdır. Bunun ülkemize bir faydası yok. Bize bizden başka dost yok. Birbirimizi kollamaktan başka da çaremiz yok. Yoksa hep beraber daha büyük sıkıntılar yaşarız.

Cemaatten olup AK Parti'ye karşı sert dil kullananlara da uzağım, AK Parti'li olup Cemaate karşı sert dil kullananlara da uzağım Çünkü benim tarafım "kardeşiz" diyenlerin yanıdır.

Dünyanın en ücra köşelerine giden hizmet erlerine bakarım ben, Türkçe olimpiyatlarında Başbakan'ı dakikalarca ayakta alkışlayan yüz binlere bakarım.

Biz birbirimizi Kal-u bela'dan beri tanıdığımızı unutuyoruz bazen. Fitnenin 'sağ'dan ve 'sol'dan geleceğini unuttuğumuz gibi. Velhasıl inanan insanların Allah'a verdiği sözü unutmak gibi bir lüksleri yok. Çünkü kardeşliği emreden O.

Türkiye çok zor ve hassas bir süreçten geçiyor. İki senede 3 tane önemli seçim yaşayacağız. İnananların, birleşmesi, kardeşliği güçlendirecek söylemleri artırması gereken bir süreç. Ve bu süreçte hepimizin, sırtımızı dayadığımız kardeşimize güvenebilmemiz çok ama çok önemli.

Benim geçen haftaki yazımda bir fitneye sebep olacaksa Allah beni affetsin. Kardeşler de haklarını helal etsinler. Selam ve dua ile...

.