Hasan Hüseyin Yılmaz yazdı

Kırgınlığım döküldü isyankâr hecelere
Ben yine müptelâyım sabahsız gecelere

En keskin nişanınla alnımın ortasından
Vursan artık ne yazar bir daha sever miyim?
Zar zor çarpan kalbimi hemen her noktasından
Kırsan artık ne yazar bir daha sever miyim?

Ateşin yakar mı hiç zaten köz olmuş yürek
Yanardağlar içinden geçtim ben yürüyerek
Bir kere merak edip “sen nasılsın diyerek”
Sorsan artık ne yazar bir daha sever miyim?

Çoktan kapandı bende senli sevda dönemi
Açtığın yaraların kalmadı bir önemi
Ölüm kalım harbine sahne olmuş sinemi
Sarsan artık ne yazar bir daha sever miyim?

Her sabah güneş gibi doluyorken günüme
İmzayı sen attın ya müebbet sürgünüme
Bırak aşkı sevgiyi dünyaları önüme
Sersen artık ne yazar bir daha sever miyim?

Başımın tacı ettim nimet bildim nazını
Güzüne kurban oldum beklemedim yazını
Hâl-i hârâbım sakın kesmesin yar hızını
Dursan artık ne yazar bir daha sever miyim?

Göğsümü siper ettim hicran denen silaha
Eyvallahım olmadı bir gün bile sabaha
Avuçlarımdan çakıp her gece bir çarmıha
Gersen artık ne yazar bir daha sever miyim?

Bileklerimi kesti taktığın o kancalar
Uyuşmuş bedenimi yol etti karıncalar
Gülistanı andıran gülüşünden goncalar
Dersen artık ne yazar bir daha sever miyim?

Verdiğin dert ne olur her dem gönlü gamlıya
Her şiiri gecenin hüznünden ilhamlıya
Bir anlık hezeyanla son kurşunu namluya
Sürsen artık ne yazar bir daha sever miyim?