Bursa'da gezilecek yerleri ve mekanları sizler için derledik. İşte Bursa'nın Tarihi ve Kültürel mirasları...

Karacabey Issız Han

Issiz Han2 Large

Bursa’nın 65 km. kadar batısında, Karacabey ilçesine bağlı Seyran köyü yakınında Ulubat gölünün kuzey sahilinde bulunmaktadır. Burası, Roma döneminden beri İzmir’den İstanbul’a uzanan yolun önemli bir noktasını oluşturuyordu. Yapı, Anadolu’daki ticaret yolları üzerinde özellikle Selçuklular devrinden kalma pek çok benzeri bulunan kervansaraylardan biridir. Issız Han’ın önemi, Selçuklu kervansaraylarının mimari özelliklerini taşıyan bir erken Osmanlı dönemi yapısı olmasıdır. Cümle kapısı üzerindeki kemerin içinde yer alan, girift bir sülüs hatla yazılmış iki satırlık Arapça kitâbeye göre 797 (1394-95) yılında Celâleddin Eyne Bey b. Felek Meliküddin tarafından yaptırılmıştır. Balıkesir-Karesi subaşılığı görevinde bulunan ve I. Kosova Savaşı’nın kumandanlarından olan Celâleddin Bey, 808’de (1405) Şehzade Süleyman ile Îsâ Bey arasında Ulubat’ta meydana gelen çarpışmada ölmüştür.

Issız Han, Bursa gibi büyük bir merkezin yakınında ve işlek bir yol üzerinde bulunmasından dolayı eski tarihlerden itibaren seyyahların uğradıkları ve seyahatnâmelerinde bahsettikleri bir yapı olmuştur. Kuzey-güney doğrultusunda uzunlamasına dikdörtgen planlı, 42,30 × 21,30 m. boyutlarında bir yapı olan Issız Han’ın cümle kapısı güneydeki dar cephede, sivri kemerli yüksek ve derin bir eyvanın içinde yer almaktadır. Erken Osmanlı döneminde eski mimari geleneklere bağlı kalınarak inşa edildiği anlaşılan yapı günümüzde otel olarak kullanılmaktadır.

İznik Sahili'nde Eşsiz Günbatımını İzleyin

1-1447

İznik Gölü kenarında, bir kahve eşliğinde göl kenarında eşsiz günbatımını izleyin.

3-672

İznik Gölü etrafında konumlanan kafe ve restoranlarda İznik Gölü'nden çıkan taze balıkların tadına bakabilir, kahve ve çay eşliğinde eşsiz güzellikteki gün batımını izleyebilirsiniz. Ayrıca, İznik'te üretilen sofralık zeytinlerin ve İznik'in bereketli topraklarında mevisiminde yetişen çeşit çeşit meyve ve sebzenin tadına bakmadan da gitmeyin.

2-1043

Bitinya Kazı Alanı

1-1378

Memleket Hastanesi’nin karşısında yer alan kazı alanı, Bursa’yı kuran Bitinya İmparatorluğu’nun sarayının bulunduğu ve Bursa'nın çağlar öncesine uzanan geçmişi ile alakalı incelemelerin yapıldığı alandır.

2-1036

Muradiye Külliyesi

4-523

Konum: Bursa'nın Osmangazi ilçesinde, Bursa kent merkezinin kuzeydoğusunda yer alır.

Genel Bilgi: Muradiye Külliyesi, II. Murad döneminde 15. yüzyılın ortalarında inşa edilmiştir. Osmanlı mimarlık tarihinde önemli bir yere sahip olan bu külliye, Bursa'nın en güzel Osmanlı eserlerinden biridir. Külliye, cami, medrese, hamam, türbe, tabhane ve darüşşifa bölümlerinden oluşmaktadır.

4-523

Öne Çıkan Özellikler:

  • Muradiye Camii: Külliyenin ana yapısıdır. Tek minareli olan bu caminin içerisinde zengin kalem işleri, çini süslemeleri ve muhteşem ahşap işçilikleri göze çarpar.
  • Muradiye Medresesi: Caminin kuzeydoğusunda bulunur ve günümüzde Klasik Türk Sanatları Merkezi olarak kullanılmaktadır.
  • Muradiye Hamamı: Külliyenin batısında yer alır ve çift bölümlüdür. Günümüzde aktif olarak kullanılmamaktadır.
  • Muradiye Türbeleri: Külliye içerisinde II. Murad'ın türbesi başta olmak üzere pek çok Osmanlı şehzadesi ve sultanının türbesi bulunmaktadır. Türbeler, döneminin zengin çini ve taş işçiliğini yansıtan örnekler sunmaktadır.

2-1032

Tarihi ve Kültürel Önemi: Muradiye Külliyesi, Osmanlı mimarisinin klasik döneme geçişini gösteren bir yapıdır. Türbelerde yer alan sanat eserleri, döneminin estetik anlayışını ve zanaatkarlık geleneğini yansıtmaktadır. Aynı zamanda külliye, II. Murad'ın Bursa'ya olan özel ilgisini ve şehrin Osmanlı tarihindeki önemini de gösteren bir mirastır.

Eğer Bursa'ya bir ziyaret planlıyorsanız, Muradiye Külliyesi'ni ziyaret etmek, hem tarihi hem de mimari bir deneyim sunar.

1-1348

Cerrah Piknik Alanı

1-1289

İnegöl ilçesinde yer almaktadır. Yılın her dönemi ziyarete açıktır. Piknik alanı içerisinde piknik masaları, barbeküler, çocuk oyun alanları, mescid ve wc bulunmaktadır. Piknik alanı yakınlarında yeme-içme tesisleri bulunmaktadır. Ziyaretçiler piknikten arda kalan zamanlarında piknik alanı içerisinde doğa yürüyüşü yapabilmektedirler.

2-1019

İnegöl Yıldırım (Cuma) Cami

1-1202

Halk arasında Cuma Camii olarak da bilinen ve İnegöl’ün merkezdeki en eski camisi olan Yıldırım Camii, vakıf kayıtlarına göre I.Bayezid (1398-1402) tarafından yaptırılmıştır. Daha sonraları yıkılan cami, II. Abdülhamid döneminde bugünkü haliyle inşa edilmiş ve Kasım 1895’te tekrar ibadete açılmıştır.

2-1003

Kumyaka Hagios Taxiarchoi (Başmelekler Kilisesi)

22-32

Mudanya ilçesinde bulunmaktadır. Bizans İmparatoru IV. Konstantinos Porphyrogenetos döneminde yaptırılmıştır. Kare planlı ana kilisenin üzeri kubbe ile örtülü olup yanlarda beşik tonozlu dört haç kolundan oluşur. Duvarları tuğla ve taş ile örülü bulunan yapının çatısı da tuğla ile örülmüştür.  Dini fonksiyonunun yanı sıra akıl hastalarını tedavi etmekte ki maharetiyle de isim yapmış bir kilisedir.

11-404

Cumhuriyet Caddesi

4-494

34. Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yıl dönümü anısına Bursa’da eş zamanlı birçok eser ve etkinlik gerçekleştirilmiştir. Temenyeri’nde Hamidiye Çeşmesi’nin açılışı, Hüdavendigar ve Orhan Camii’lerinin onarılması bunlardan birkaçıdır.

3-629

1906 yılında Mahmut Mümtaz Reşit Paşa’nın valiliği (1093-1096) döneminde Sultan II. Abdülhamid adına “Hamidiye Caddesi” ismi ile açılmıştır. Caddenin hem batı hem doğu girişine günümüze ulaşmayan birer karakol ve Ulucami’de 1903 yılında yapılan “Çinili Çeşme” model alınarak birer çeşme yapılmıştır. II. Meşrutiyet’in ilanı ile Meşrutiyet Caddesi olarak ismi değişen cadde, 1926 yılında Cumhuriyet Caddesi ismini almıştır.

2-978

2011 yılı Ocak Ayında araç trafiğine kapatılan cadde üzerinde 2011 Mayıs Ayında Cumhuriyet Caddesi’nden başlayıp Yıldırım İlçesi’ne kadar devam eden Noltaljik Tramvay hizmete girmiştir.

1-1158

İznik Yeşil Cami

3-621

Caminin günümüze ulaşan iki tane kitabesi bulunmaktadır. Mimarı Hacı bin Musa (Osmanlı mimarisinin adı bilinen ikinci mimarı) olan caminin yapımına Vezir Çandarlı Halil Hayrettin Paşa tarafından 1378-79 yıllarında başlanmış ve Paşa’nın ölümünden sonra (öl. 1386) oğlu Vezir-i Azam Ali Paşa tarafından 1391-92 yılında camii bitirilmiştir.

4-491

Yeşil Camii, Osmanlı mimarisinde merkezi kubbeli yapıların anıtsal nitelik taşıyan ilk temsilcisidir. Yapı, son cemaat yeri olan dikdörtgen bir ana mekândan oluşmaktadır. Ana mekânı iki sütuna oturan üç kemer açıklığı ile kuzeye doğru genişletilmiştir. Ana mekânın kuzeye doğru uzatılarak genişletilmesi, ilk kez bu yapıda ortaya çıkmıştır. Son cemaat yerinin yapının içinde yeniden tekrarlanması, camiye dışarıdan anıtsal bir görünüm kazandırmıştır.

1-1140

Yapının hemen her yerinde mermer kabartmaların yer aldığı taş süslemeler göze çarpmaktadır. İçerisinde yoğun biçimde işlenmiş olan mihrap, Erken Osmanlı dönemi taş işçiliğinin önemli örneklerinden biri olarak görülmektedir. Caminin cephelerinde, sarımtırak tonda iri mermer blokları ile meydana getirilmiş kesme taş işçiliği görülmektedir. Giriş kısmını çevreleyen korkuluk şebekeleri, mermerden, ajurlu olarak işlenmiş ve geometrik desenlerle bezenmiştir. Bu şebekeler Kurtuluş Savaşı’nda Yunan işgali sırasında tahrip edilmiştir. 1961’den sonra yapılan restorasyon çalışmalarında, yapının eski resimlerindeki orijinallerine göre yeniden yapılmışlardır. Çini süsleme sadece minarede kullanılmıştır.

2-968

Camii adını minaresindeki yeşil, mor, kobalt mavisi ve firuze renkli çinilerinden almıştır. Süsleme motifinin desenini, geometrik geçmeler oluşturur. Çinilerin büyük kısmı restorasyon sırasında yenilenmiştir. Sadece alt bölümler orijinaldir. Bu çinili minare, Orta Asya’dan beri Türklerle Batı’ya doğru gelen Selçuklu minare geleneğinin ilk dönem Osmanlı sanatında sürdürülen çok güzel bir örneğidir.

5-384

GUHEM Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi

1-1128

GUHEM, yüksek teknoloji alanlarında araştırma yapmayı hedefleyen genç nesiller yetiştirilmesi ve ülkemizin yerli ve milli teknolojilerle uluslararası rekabet gücünün artırılması hedefi ile kurulan uzay temalı ilk interaktif merkezdir. Yaklaşık 13.000 metrekarelik alanda hayata geçirilmiştir.

GUHEM’in amacı; her yaş grubundan bilimseverin uzay, havacılık ve teknoloji konularında bilgi ve deneyim edinmesini sağlamak ve toplumun genelinde farkındalık oluşturarak genç nesillere ilham vermektir.

Eğitim ve deneyim odaklı bir bakış açısı ile kurgulanan merkez, sorgulama, deney, keşif odaklı uygulamalarla bireysel çabayı teşvik edici güncel ve dinamik bir öğrenme anlayışını benimser. Merkezde; 154 interaktif eğitim düzeneği, Havacılık Eğitim Merkezi, Uzay İnovasyon Laboratuvarı, Kimya ve Biyoloji Laboratuvarı, Matematik, Robotik Kodlama, Uzay, Havacılık Atölyeleri yer almaktadır.

Alanında Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ilk 5 merkezi arasında yer alan GUHEM, 2019 Avrupa Gayrimenkul Ödülleri (European Property Awards) kapsamında, ‘Kamusal Yapılar’ kategorisinde ödül kazanmıştır.

2-961

Yenişehir Postinpuş Baba Zaviyesi

111-16

Kaynaklarda Baba Sultan Zaviyesi, Seyyid Mehmed Dede Zaviyesi, Postinpuş Baba Sultan İmareti adlarıyla da anılan yapı ilçenin kuzeybatısında, muhtemelen antik şehrin yerinde oluşan 6 m. yüksekliğindeki Babasultan höyüğünün meydana getirdiği alçak bir tepenin üzerine kurulmuştur. XIX. yüzyıla ait bir kaynağa göre Postinpuş Baba’nın asıl adının Seyyid Mehmed Hammari olduğunu kaydedilmektedir.

222-6

Yapı tabhaneli cami denilen grubun tipik örneklerinden biridir. Eyvan biçimindeki girişin karşısında yer alan büyük kubbeli orta sofa ibadet mekanını oluşturur. Giriş eyvanının iki yanında bulunan küçük koridorlardan kubbeli misafirhane (tabhane) mekânlarına geçilir. Koridorların üzeri kuzey yönünde bindirme bir taş tavan, güney yönünde basık bir kubbeyle örtülü olup bunların ortasında birer aydınlık deliği bırakılmıştır. Böylece yapıda kapalı avluda aydınlık feneri düşüncesinin yaşatılmış olduğu görülmektedir. Doğu duvarlarında birer ocak bulunan misafirhane bölümleri kanatların güney ve batı cephelerine açılan pencerelerle aydınlanmaktadır.

333-1

Seyyahlar, 1920 ve 1928’li yıllarda Yenişehir’e yaptıkları ziyaret sırasında zaviyenin etrafının günümüzde ulaşmayan mezarlık ve zaviyenin çevresinde yine günümüze gelmeyen ve sanat değeri taşımayan küçük bir mescit ve bitişiğindeki türbeden bahsetmektedirler.

444

Hipoje (İznik)

2-936

Yeraltı mezarlarının 4. ve 5. yüzyıla ait olduğu bilinmektedir. Tavanı ve duvarları, Erken Hıristiyanlık Dönemi’nin tipik renkli freskolarıyla kaplı olup, tavus kuşları ile oluşturulmuş kompozisyonda, renkler hala canlılığını korumaktadır.

1-1096

Botanik Park

1-1090

Bursa’da yeşil kuşak kapsamında, kente bol oksijen, yeni dinlenme ve sağlıklı spor alanları kazandırmak amacıyla 1998 yılında “Soğanlı Botanik Parkı” hizmete açılmıştır.

7-223

Soğanlı Botanik Parkı; 400.000 m2’lik alanında yer alan, 150 türden 8000 ağaç, 76 türden 100.000 çalı, 20 türden 50.000 yer örtücü ve 27 türden 6000 gül ile Bursa Ovası’nı korumakla birlikte, bitkisel araştırma ve bilimsel çalışmalara açık bir parktır.

2-930

Parkta ayrıca; Japon bahçesi, İngiliz bahçesi, Fransız bahçesi, gül bahçesi, açelya-orman gülü bahçesi, kokulu bitkiler bahçesi, kaya bahçesi, renk bahçeleri, şekilli bitkiler bahçeleri vardır.

3-590

Soğanlı Botanik Parkı ziyaretçilerine dinlenme, farklı zamanlarda yaprak ve çiçek açan bitkileri gözleme imkânlarının dışında, sağlıklı yaşam için spor yapma imkânı da sunmaktadır.

4-474

Parkta 12.000 m.’lik doğal yürüyüş yolları, doğal koşu yolu, 1.000 m.’lik soğuk asfalt kaplamalı bisiklet yolu ve göletler bulunmaktadır.

5-373

Botanik Parkı’nda inşa edilen 17, 18 ve 19. yüzyıllara ait bazı meşhur eski Bursa evlerinin benzerleri parka ayrı bir güzellik katmaktadır.

6-281

Osmanlı Sokağı (Kale Sokak)

4-457

Şehadet Camisi'nden Saltanat kapıya doğru inen 7. Kale Sokak, nostaljik binalarından dolayı halk arasında Osmanlı Sokağı olarak adlandırılmaktadır. Sur içi bölgesinin en güzel fotoğraf noktalarında biridir. 

3-570

Sur içinde, Şahadet Camii’ne açılan birçok sokak vardır. Hisar içerisinde, Bursa’nın kent yaşamını gösteren, asırlık eski Bursa evleri bulunan bu sokaklar, eski Bursa’nın en özgün yerleşim yerlerindendir. Koruma alanı içinde olup, doğal müze durumundadırlar. Görselliği ile ön plana çıkan ve Osmanlı Sokağı olarak adlandırılan Kale Sokak, doğu batı doğrultusunda Şehadet Camii'ne doğru uzanır. 

1-1061

İznik Elmalı (Çivisiz Ahşap) Cami

1-1056

Bursa’nın İznik ilçesine bağlı Elmalı köyünde 1884 yılında yapılan çivisiz cami Batum'un Acariye bölgesinden göç ederek Elmalı köyüne yerleşen Gürcülerin, Karadenizli ağaç ustalarına yaptırdığı tarihi çivisiz camidir. Bugünkü tarihi caminin hemen yanında ağaçlardan yapılan daha eski bir mescit bulunmaktaydı. Fakat çıkan yangında küle dönmüş, 1884 yılında Karadeniz kıyılarından getirtilen ağaç ustaları bugünkü çivisiz camiyi inşa etmişler.

2-898

Herakles Kaya Kabartması (İznik)

4-448

İznik ilçe merkezinin takriben 2.5 km. kuzey-doğusunda yer alan Deliktaş mevkiindedir. Antik çağlarda kutsal bir tören yeri olduğu tahmin edilen ve mevkiye adını veren Deliktaş’ın Güney-doğu bitişiğindedir.

3-562

İznik’ten Sansarak köyü giden yoldan, Sarıtaş mevkiindeki taş ocağına ulaşan yolla gidilir. Deliktaş’ın takriben 10. metre alt seviyesindeki kayalık kütlenin Doğu yüzeyinde yapılmış alçak kabartma halinde giyimsiz Herakles figürüdür. 

1-1045

Herakles kabartmasının yüksekliği 1.60. metre’dir.  

2-890

Nilüfer Mübadele Evi

1-1036

Görükle mahallesinde bulunan Mübadele Evi, yerel tarih ve halk kültürünü inceleyen ve sergileyen, aynı zamanda iki topluluğu temsil eden bir müzedir. Bu iki topluluk, Kurtuluş Savaşından önce ve sonra aynı yerleşimde (Görükle köyü) yaşayan Rumlar ve Türklerdir.

2-879

Aynı zamanda kırsal ekonomi ve özellikle kozacılık sektörü, mutfak kültürü, giyim, eğlence, evlilik, doğum gibi belirli alanlar üzerindeki anlatılarını örgülü bir şekilde sunmayı hedefleyen bir müze.

4-439

Mübadele Evinde belirli bir mekânın tarihi ve eski ve yeni mübadil nüfusunun hafızası korunup paylaşılmaktadır.

3-553

Mübadele Evi, Etnografik koleksiyonu, kırsal aletler, ev kapları ve tekstilleri, giyim ve kırsal zanaat aletlerinden, aynı zamanda göç zamanında mübadillerin vatanlarından getirdikleri özel kullanımı olan objelerden oluşmaktadır.

6-266

Müze koleksiyonunun önemli bir kısmı yerli bireysel koleksiyoncular, Türk Mübadillerin ve Görükle kökenli Rumların torunlarının bağışları ile şekillendirildi.

7-212

Bursa Platformu’ndan Kestel’de yapılmak istenen yeni OSB’ye Tepki Bursa Platformu’ndan Kestel’de yapılmak istenen yeni OSB’ye Tepki

Kaplıca Kapı

1-1027

Bursa surlarının ana kapılarından kente doğrudan girilen ikinci kapıdır. Kapı, Bursa Kalesi’nin batıya açılan tek kapısı olma özelliğini taşımaktadır. Kükürtlü ve Çekirge’deki kaplıcalara giden yol üzerinde olduğu için “Kaplıca Kapısı” ismini almıştır.

2-874

Kaplıca Kapı, Bursa surlarında görülen savunma stratejisi yönünden sur duvarlarıyla korunan, bindirme tipe sahiptir. Ayrıca kapı L planlı şemayla korunan bir giriş kapısıdır.

3-547

Kapının sadece açıklığı günümüze ulaşabilmiştir.

4-436

Polihron (Cyril/Kiril) Manastırı

1-1024

Bugün Slavlarca kullanılan alfabenin mucidi olan Aziz, Kiril (Cyrillos) ve abisi Metodinin (Methodios) yaşadıkları ve bu alfabeyi ürettikleri manastır olması hasebiyle Uludağ manastırlarının en önemlilerinden biri Polihron Manastırı'dır. Bu manastırın günümüzde tespit edilebilen herhangi bir kalıntısı bulunmamaktadır.

2-871

Aziz Kiril ve Metodi'nin Kiril alfabesinin öncüleri olarak Glagolitik alfabeyi icat ettikleri yer Polihron Manastırı olarak geçmektedir. LX. yüzyıl sonu ile X. yüzyıl başlarında yaşamış olan bilgin din adamı Çernorizets Hrabir'a göre Slav-Bulgar Alfabesini Aziz Kiril Uludağ Polihron  Manastırında yaptığı çalışmalarla ortaya çıkartmıştır.

Osman Şevki Bey, Kiril Manastırı'nı Cumalikızık ve Fidyekızik köylerinin güneyinde 430 metre yükseklikte konumlandırmıştır.

3-546

Kumyaka Halk Plajı

22-24

Zeytin ağaçlarının denize uzandığı sakin ve huzurlu plaj…
Uzunluğu 85 metre ve genişliği 10 metre olan Kumyaka Halk Plaıjı'nda; duş alanları, ilk yardım bölgesi, cankurtaran ve yeme-içme tesisleri bulunmaktadır.

11-383
Ayrıca, Kumyaka'da denizin keyfini çıkarırken köyü de gezebilirsiniz. Dünya'nın ayakta kalmış en eski üçüncü kilisesine de ev sahipliği yapan bu tarihi köy, bozulmamış doğal güzelliği, masmavi denizi ve eski Rum evleriyle görülmesi gereken yerlerden biri. Mandalina, portakal ve limon ağaçlarıyla süslü bahçeleri Bursa'da sadece burada görebilirsiniz.

33-6

Pınarbaşı Parkı

22-22

Bursa’nın en eski mesire alanlarından biridir. Nilüfer Hatun vakfıdır. Uludağ’dan gelen suyun hisar içine ilk taksim edildiği bölgedir. Plan kurgusu Bitinya'ya sığınan Kartaca İmparatoru Hanibal tarafından yapılan hat ile Pınarbaşı'nda "Çarşaf Suyu" olarak adlandırılan su, kemerler vasıtasıyla başta saray olmak üzere şehrin su ihtiyacını karşılamaktaydı.

11-380

Bu Bursa'nın en eski su hattıdır. Su kemerleri halen mevcut olup kazı çalışmalarında su hattına ait künklere rastlanmaktadır. 19. Yüzyılda Bursa’yı ziyaret eden seyyah ve ressamların betimlemelerine göre ortasından dere akan tarihi çınar ağaçları ile çevrili alan, Orhangazi’nin ordugâhını kurduğu ve 6 Nisan 1326 fetih günü Bursa’ya giriş yaptığı Fetih Kapı’nın da bulunduğu meydandır.

33-5

Pınarbaşı Parkı’nın tarihten gelen en önemli özelliği Bursa’nın bayram eğlencelerinin yapıldığı yer olmasıdır. Evliya Çelebi Bursa Seyahatnamesi’nde Pınarbaşı Parkı’nda şöyle bahseder: “Bursa’da 366 mesire ve dinlenme yeri vardır. En başta geleni Pınarbaşı Mesiresi’dir.

44-5

Burası Allah’ın nazargâhıdır. Yalçın kayalıklarından Âb-ı hayatlar akar. İnsan Pınarbaşı suyundan içince hemen acıkır. Burası Arap ve Acem diyarında “Pınarbaşı” adıyla meşhur, gönle huzur veren, sevinç kaynağı bir mesire yeridir.”

55-4

Pınarbaşı Parkı ESKİ FOTOĞRAFLARI

1-988

2-841

3-518

4-412

5-326

Balat Atatürk Ormanı

1-976

Yaklaşık 280.849 metrekare; yüzölçümüne sahip Balat Atatürk Ormanı, imar planında 1. Derece Doğal Sit Alanı kapsamında olup Belediye Korusu olarak geçmektedir.

Nilüfer’in önemli yeşil alanlarından biri olan orman; sportif (binicilik, paintball, koşu, yürüyüş, bisiklet vb) ve sosyo-kültürel (Nilüfer Müzik Festivali, Nilüfer Kent Tiyatrosu Sahnesi, yanı sıra yaz okulları, atölye, konser, gösteri gibi çeşitli etkinlikler) etkinliklerin gerçekleştiği doğal bir alan olarak kullanılmaktadır.

2-831

Balat Atatük Ormanı ayrıca rekreasyonel (mangalsız piknik, pergola, kameriye, bulaşık yıkama birimleri, WC, çeşme, çadırlı kamp alanı) olarak çeşitli fonksiyonları bünyesinde barındırmaktadır.

Ormandaki ağaç varlığını meşe ağaçları oluştururken, alana sincaplar ev sahipliği yapmaktadır.

3-510

İznik Çandarlı Halil Paşa Türbesi

1-955

Lefke Kapı yolu üzerindeki ilk Çandarlı aile türbesidir. Türbenin girişinde yer alan tabelasına göre; “Çandarlı İbrahim Paşa‘nın büyük oğlu ve II. Murad ile Fatih Sultan Mehmet yıllarının sadrazamı meşhur Çandarlı Halil Paşa, İstanbul’un fethinden sonra idam edilerek kendinden önce ölen oğullarının yanına türbesine gömülmüştür”. Türbe açıktadır.

2-814

Çandarlı Halil Paşa, 1439 ile 1453 yılları arasında 14 sene boyunca Osmanlının Sadrazamlığını yapmıştır ve Osmanlı’da idam edilen ilk sadrazamdır.

İstanbul kuşatması sırasında ihtiyatlı tavırlar göstermesi ve Doğu Roma ile gizli işbirliği yaptığı iddia edilmesi nedeniyle, İstanbul fethedildikten sonra tutuklanıp zindana atıldı ve ardından idam edildi.

3-493

Karacabey Ulucami

12-48

Karacabey Ulu Camii, Bursa ilinin Karacabey ilçesindedir. I. Murat Hüdavendigar (1362- 1389) tarafından yaptırılmıştır. I. Abdülhamid (1774-1789) döneminde onarım görmüştür. Yunan İşgalinde yanan cami, Vakıflar Genel Müdürlüğünce 1964 yılında restore edilmiştir. 2012 yılında çıkan yangında tarihi caminin büyük bölümü tahrip olmuş ve yeniden tamir edilmiştir.

13-30

Sukaypark

1-950

Sukaypark, Türkiye'nin ilk kablolu su kayağı tesisidir. 100 dönüm arazi üzerine kurulu bir spor ve yaşam merkezi olan Sukaypark; ada, gölet, çocuk oyun parkı, yürüyüş ve koşu yolları, restoran, cafe, spor kıyafeti satış ve kiralama mağazası, su kayağı okulu ile komple bir spor tesisi olarak hizmet veriyor.           

2-809

Sukaypark’ta yer alan göletin ortasında bulunan ada, çeşitli organizasyonlar için farklı bir alternatif oluşturuyor. Kapalı alanı ve açık alanı olan Cafe Sukay, konumu itibari ile, Sukaypark Sporcularını keyifle izleme olanağı sunuyor. Dünyada 150 yerde olan bu spor dalını Bursa'ya kazandıran Sukaypark, uzman eğitmenleri ile yaz aylarında hizmete devam ediyor. 

3-488

Saitabat Piknik Alanı

1-947

Kestel ilçesinde yer almaktadır. Şehir merkezine 22 km mesafede ve 630 m rakımda bulunmaktadır. Yılın her dönemi ziyarete açıktır. Piknik yapmak isteyen ziyaretçiler piknik alanı içerisinde yer alan piknik masaları ile wc imkânından yararlanabilmektedirler.

2-806

Piknik alanına gelen ziyaretçiler yürüme mesafesinde bulunan Saitabat Şelalesi’ni ziyaret edebilir ve şelalenin etrafında bulunan yeme-içme tesislerinden yararlanabilmektedirler.

3-485

İznik Abdulvahap Sancaktari Türbesi

1-946

Abdulvahap Gazi, Emeviler döneminde yaşamış ve İslam kuvvetleriyle Anadolu seferine katılmış ünlü bir askerdir.

2-805

Doğum tarihi belli değildir. XIII. y.y.da yaşadığı sanılan Abdulvahap dede veya Abdulvahap Sancaktari, 717 - 740 yıllarında Anadolu'ya gelen İslâm ordularının İznik'i fethi sırasında Sancaktar olan Abdulvahap Sancaktari fetih sırasında şehit düşmüştür.

3-484

Türkler, İznik alınınca bu şehit sancaktar için şehrin doğusunda, İznik'e ve göle egemen tepe üzerinde bir mezar yapılmıştır.

4-387

Keles Kocayayla Turizm Tesisi

1-921

Keles Kocayayla Turizm Tesisi, Bursa kent merkezine 60 km uzaklıkta, Keles ilçe merkezine 5 km uzaklıkta ve Uludağ’ın güney yamacında 1.100 metre rakımda yer almaktadır. Tesis içerisinde iki katlı bungalov evler bulunmaktadır.

2-786

Yalnızca konaklama hizmetinin verildiği tesiste konaklamak isteyen misafirler bungalov evlerin içerisindeki mutfakta ve bungalov evlerin hemen dışarısındaki barbekülerde yemek pişirebilmektedirler. Her bir evin ısıtma, elektrik ve su hattı bulunmaktadır.

3-466

Tesis içerisinde ayrıca çadırları ile konaklamak isteyenler ile karavanları ile konaklamak isteyen misafirler için özel alanlar yer almaktadır. Bunun yanı sıra Kocayayla mesire alanı içerisindeki kafeteryada kahvaltı ve yemek hizmeti verilmektedir. Kocayayla mesire alanı içerisinde yer alan boz-üy çadırlarında da konaklama hizmeti verilmektedir.

4-370

Aynı zamanda Moğolistan’ın Orhun Vadisi’nde yer alan ve Türk toplumunun mihenk taşlarından olan Orhun Yazıtları’nın (Bilge Kağan, Kültigin ve Tonyukuk Yazıtları) bir diğer kopyasıda Kocayayla’da bulunmakta olup, yazıtlar haftanın her günü ziyarete açıktır.

5-296

Kocayayla’ya gelen misafirler bölge hakkında bilgi almak için anfi tiyatronun zemin katında yer alan turizm danışma bürosunu ziyaret edebilirler. Keles Kocayayla Turizm Tesisi’nde bisiklet ve atvler ile bölge gezintilerinin yapılmasının yanı sıra Kocasu Çayı’nda da rafting yapmak adına olanaklar sunulmaktadır.

7-175

Tesise gelen ziyaretçiler bölgenin yakınlarındaki tarihi Gelemiç Köyü’nü, Gököz Göleti’ni, Yakup Çelebi Hamamı’nı, Baraklı Göleti’ni, Keles Göleti’ni, alabalık restoranları ile ünlü Pınarcık ve Dağdibi köylerini, Keles Belediyesi Kültür Evi’ni ve Belenören Köyü’nde bulunan Kültür Evi’ni ziyaret edebilirler.

6-220

Bursa Hayvanat Bahçesi

4-369

Botanik Park’la birlikte 1998 yılında hizmete açılan Bursa Hayvanat Bahçesi, hayvanların doğal yaşam ortamlarına uygun olarak düzenlenmiş barınaklara sahiptir.

5-295

Botanik Park’ın hemen yanında hizmet veren Bursa Hayvanat Bahçesi’nde 130 türde 1300 hayvan yaşamaktadır. Avrupa’nın, alanında sayılı parklarından biri olan Bursa Hayvanat Bahçesi’nde; ayı, kurt, aslan, leopar, yırtıcı kuşlar, lama, yaban eşeği, deve, maymun bölümlerinin yanı sıra deve kuşları ve zebralarında bulunduğu Afrika Savanası bölümü yer almaktadır.

6-219

Su kuşları için ayrılan bölümde dev bir kafes ve gölet bulunmaktadır.

2-785

Çağdaş bir anlayışla kurulan Bursa Hayvanat Bahçesi, ziyaretçilere hayvanları çok daha yakından görme imkânı sağlar.

3-465

Bursa Hayvanat Bahçesi, yerli ve yabancı turistlerin en fazla ilgi gösterdikleri yerlerden biridir.

1-920

Bursa Yaşam Kültürü Müzesi

111-12

18. yüzyıl geleneksel Türk mimarisinin bir örneği olan bu tarihi konak, Bursa’da deri tabakhaneleri olan Haşan Eşref Efendinin ailesi için yaptırmış olduğu sivil mimari örneğidir. Haşan Eşref Efendi’den sonra kızı Hacer Hanım’ın 1986 yılındaki vefatına kadar burada Yaşadığı bilinmektedir. Konağın restorasyonu yapılarak Bursa Yaşam kültürü Müzesi olarak Bursa’ya ait değerlerin yaşatılması, tanıtılması ve gelecek kuşaklara aktarılması adına Bursa’ya kazandırılmıştır.

222-3

Bursa’nın geleneksel yaşam kültüründe unutulmakta olan örf ve adetlerinin canlandırmalarla anlatıldığı müzede, geleneksel hayatta kullanılan objeler ve sahneler de izlenime sunulmuştur. Üç katlı ahşap tarihi bu konakta çeyiz geleneğinden sünnet adetlerine, misafir ağırlamadan hacı tehniyelerine kadar Bursa’nın yaşam kültürünü yansıtacak pek çok konu işlenmiştir. Yapının bölümleri yaşayan müze anlayışı içinde temalarla etkinlik alanları olarak da kullanılmaktadır.

333

Gölbaşı Piknik Alanı

11-365

Kestel ilçesi sınırlarında Gölbaşı Göleti’nin kıyısında yer almaktadır. Yılın her dönemi ziyarete açıktır. Ziyaretçiler piknik alanında yer alan piknik masalarından faydalanabilmektedirler. Piknikten arda kalan zamanlarda ise göl kıyısında balık tutulabilir ve doğa yürüyüşü yapılabilmektedir.

22-12

Oylat Mağarası

1-894

İnegöl'ün 17 km güneydoğusunda bulunan Hilmiye mahallesi'nin 1 km güneyinde Oylat Kanyonu'nun sona erdiği noktada yer alır. Araçla mağaranın yakınına kadar gitmek mümkündür.  

2-764

Genel olarak menderesli bir profile sahip olan mağarayı gelişim özelliklerine göre iki bölüme ayırabiliriz. Girişten büyük çöküntü salonuna kadar olan bölüm, dar galerilerden oluşmuştur. 2-5 metreler arası genişlikte olan bu bölümün tavan yüksekliği ortalama 15 metre civarındadır. Burada cadı kazanları ve damlataş havuzları geniş yer kaplar. Ayrıca dört-beş metre kalınlığında çakıl depoları ( taraça şeklinde) ile bunlarla altlarında cilalanmış yüzeyler görülür. Buna karşılık mağaranın ikinci bölümü büyük bir çöküntü salonundan oluşmuştur. Başlangıcı ile son noktası arasında 93 metrelik büyük bir yükselti farkı olan bu salonun genişliği 25-55 metre, tavan yüksekliği ise 3-15 metre arasında değişmektedir. İri blok ve dev damlataş şekillerinden (sarkıt, dikit ve sütun) oluşan salonun yukarıda bulunan son kesimi, kalın bir çakıl, kum ve mil tabakalarından oluşmuştur.

3-444
Birbirinden farklı gelişim ve meteorolojik özelliklere sahip bölümlerden oluşan Oylat mağarasında zengin bir canlı topluluğu yaşamaktadır. Bunlar arasında yarasalar, binayaklılar, kelebekler, solucan ve guanobiler yer almaktadır. Mağarada salonları ve katları birbirine bağlayan dar galeri ve geçitlerde hissedilir bir rüzgar vardır. Mağara fosildir.

4-354

İnegöl Kültür Parkı

9-88

İnegöl Belediyesi tarafından 300.000(m2) alana projelendirilip,1998’ yılında temeli atılmıştır. İçerisinde; 14 değişik türde 2400 adet ağaç, Lunapark, Fuar merkezi,Suni Göl, amfitiyatro, çocuk trafik eğitim pisti, spor alanı, restoran ve çay bahçelerini barındırmaktadır.

7-154

Nefes Dağyenice

1-853

Nefes Dağyenice Uludağ’ın eteklerinde Bursa’nın Nilüfer ilçesine 8 km mesafede eşsiz göl ve orman manzarası ile birçok kişinin nefes almaya geldiği bir doğa harikasıdır. Şehre çok yakın bir o kadar da izole olan Nefes Dağyenice gölün kıyısında 327.000 metrekare  ormanın içerisinde Türkiye’nin en büyük açık hava doğal yaşam merkezlerinden birisidir. Birçok aktivite ve alanı içerisinde barındıran Nefes Dağyenice sürdürülebilir doğa için tüm sorumluluklarını yerine getirmekte ve bu konuda çalışmalarına devam etmektedir.

2-730

Nefes Dağyenice Türkiye’nin en büyük tesisi olmakla birlikte içerisinde Avrupa’nın en büyük macera parkı ve göl üzerinde yapılan zipline bulunuyor.

Glamping, bungalov, kabuk ev, kamp ve A+ karavan parkı konseptiyle konaklama imkânı sunan Nefes Dağyenice aynı zamanda dünya mutfağının lezzetlerini sunan Zelenika Restaurant’ı da bünyesinde barındırıyor.

Dolu dolu bir gün geçirebileceğiniz, dilerseniz konaklayarak doğanın ve maceranın tadını çıkarabileceğiniz, piknik yapabileceğiniz ve çeşitli aktivitelere katılabileceğiniz Nefes Dağyenice sizleri bekliyor !

3-418

Irgandı Köprüsü

6-194

II. Murad döneminde, 1442 yılında, Ali oğlu Hoca Muslihuddin tarafından inşa ettirilmiştir. Hoca Muslihuddin Azerbaycan’dan aldığı ipeği İtalyan tüccarlara satan, dönemin önemli tüccarlarındandır. Bursa’nın 15. Yüzyılda önemli bir ticaret merkezi olması sürecinde rol oynayan imar faaliyetleri kapsamında tüccarların da ticaret amaçlı yapıları inşa ettirdikleri bilinmektedir. Üstündeki arastası ve köprü ana yapısı içindeki ahır ve depoları ile inşa edilen Irgandı Köprüsü bunlardan biridir. Köprünün mimarı Abdullah oğlu Timurtaş olarak bilinmektedir.

4-332

İtalya’da Vecchio ve Rialto Köprüleri, Bulgaristan’da Osma Köprüsü ile birlikte dünyadaki dört çarşılı köprüden biridir.

Gökdere üzerinde yer alan ve şehrin merkezini doğusuna bağlayan köprülerden yukarıdan aşağıya doğru üçüncüsüdür.

1-852

Köprünün ilk yapıldığı dönemde kagir olduğu, her iki tarafta 16 bölüm olmak üzere, toplam 31 dükkan, 1 mescit, ayaklarında ise depo ve ahır bölümlerinin bulunduğu bilinmektedir.

2-729

Günümüzde köprü ana yapısı 16 metre açıklığında ve 11 metre genişliğinde bir kemer den oluşmakta olup, kemerin iki yanında tonozla örtülmüş iç mekanlar bulunmaktadır. Çarşıdaki 18 dükkan ahşap iskelet sistemle yapılmış olup, payandalarla desteklenen cumbalarla Gökdere’ye doğru uzanmaktadırlar ve bazılarının altında depoları bulunmaktadır.

3-417

Irgandı Köprüsü 19. yüzyılın ikinci yarısında ahşap dükkanların yan yana dizildiği üstü açık bir çarşı haline gelmiştir. 1922’de işgal kuvvetleri Bursa'yı terkederken köprüyü bombalayarak yıkmışlardır. 1949’da betonarme olarak çarşısız hali tekrar inşa edilen köprünün 2004 yılında rekonstrüksiyonu gerçekleştirilerek orjinal haline döndürülmüştür.

5-262

Bey Sarayı

1-842

Bey Sarayı, 1326 yılında Bursa’yı fetheden Orhan Bey tarafından, Bizans Tekfur Sarayı'nın yeniden düzenlenip genişletilmesi ile meydana getirilmiştir. Etrafı surlarla çevrili Bizans dönemi Hisar yerleşiminde bu saray alanı “İç Kale” olarak adlandırılan ayrı bir surla çevrilerek korunmaktaydı.

Albert Gabriel’in 19. yüzyıla ait çizdiği planda, sarayın dikdörtgen bir alanı kapladığı ve üç tanesi kare, diğerleri silindirik gövdeli olmak üzere toplam 17 tane burcu olduğu görülmektedir.

2-720

Osmanlılar döneminde, Orhan Bey, I. Murad Hüdavendigar ve Yıldırım Bayezid tarafından 15. yüzyıl başına kadar kullanılan saray, Ankara Savaşı’nda Yıldırım Bayezid’in Timur’a yenilmesinden sonra yağmalanmış ve maden işçiliğine sahip iki kanatlı ahşap kapısı da Tebriz’e götürülmüştür. Sarayın kapısı günümüzde St. Petersburg Hermitage Müzesi’nde sergilenmektedir.

Saray, 1855 depreminde zarar görerek zamanla yok olmuştur.

Bey Sarayı’ndan günümüze Tophane Saat Kulesi'nin batısında bulunan duvar ve Orduevi ile Tophane Endüstri Meslek Lisesi arasındaki duvar gelebilmiştir.

3-410

İnegöl Kent Müzesi

1-840

İnegöl Kent Müzesi, İnegöl ilçesinin tarihi ve kültürel değerlerine ışık tutacak nitelikte objelerin sergilendiği, 10 Ocak 2009 yılında hizmete girmiş bir müzedir. Türkiye’nin ilk ilçe “Kent Müzesi” olma özelliğini taşır. BOSKİ adıyla bilinen ve 19.yüzyıldan kalma bir yapı olan üç katlı eski belediye binasında hizmet vermektedir. Müzede İnegöl’ün tarihi, sosyal hayatı ve kültürü 25 ayrı odada anlatılmıştır. Müzenin birinci ve ikinci katında prehistorik devirlerden günümüze kadar olan İnegöl tarihi anlatılıyor. Müzenin üçüncü katında ise sağlık, turizm, spor, ipek böcekçiliği, tütüncülük, mutfak kültürü, köy odası, çeyiz odası ve berber bölümleri gibi sosyal yaşam tarihi bulunuyor.  Müzenin en çekici yanı İnegöl’ün yaşam kültürünü yansıtan bölümleridir. Ayrıca müzede kişisel sergiler için sergi salonu ve 100 kişi kapasiteli çok amaçlı bir salon bulunmaktadır.

Ziyaret saatleri:10.00-17.00

Ziyarete Açık Günler: Pazartesi günleri hariç her gün

inegol-kent-muzesi-11-63047096d2b1d

İznik Şeyh Kutbuddin Cami Ve Türbesi

4-305

İznik ilçe merkezinde Nilüfer Hatun imareti karşısında cami ve bitişiğinde türbe bulunmaktadır. 

3-386

Sultan II. Bayezid'in vezirlerinden Çandarlı İbrahim Paşa tarafından XV. yüzyılda yaptırılmıştır. Caminin, türbeden bir süre sonra yapıldığı tahmin edilmektedir. Tek kubbeli ve kare planlı kubbede İznik'in tanınmış müderrislerinden Muhtasar İlmihal yazarı olan ve 1418'de vefat eden Şeyh Kudbettin yatmaktadır.

2-696

Orijinal Cami yıkılmıştır. Cami 2007 yılında aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir.

1-807

Fotin (Photinodios) Manastırı

1-806

Bernardin Menthon ve Osman Şevki Bey'in aktarımlarına göre Uludağ'ın en yüksek rakımına sahip bulunan manastırı (Photinodios) Manastırıdır.

2-695

Yapı kalıntıları günümüze kadar gelmiş olan manastır Aziz Theoor Studit'in bir mektubuna göre IX.yüzyılda 180 keşiş barındırıyordu.

1625 metre yükseklikteki bu tepeye zor arazi şartlarına rağmen böylesine yoğun bir imarın gerçekleşmesi ancak ibadet aşkıyla açıklanabilir.

3-385

Kocasivri Tepe'nin Cumhuriyrt'in ilk yıllarında dahi Fotin adıyla anılıyor olması Uludağ'daki manastırlım mirasının yakın tarihe kadar bıraktığı izlerin en mühimlerinden biridir.

4-304

Cumalıkızık Köyü Müzesi

1-805

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Cumalıkızık, 700 yıllık tarihi ile Osmanlı’dan günümüze kalan, Bursa’nın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Cumalıkızık Köyü Müzesi, ziyaretçilerini tarih sayfalarında gezintiye çıkararak, bölgenin geçmişi hakkında bilgilendiriyor. 22 Haziran 2015 tarihinde Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yenilenen yüzüyle ziyarete açılan Cumalıkızık Köy Müzesi iki kattan oluşuyor. Cumalıkızık Köyü Müzesi’nde Cumalıkızık halkının geçmişten gelen yaşam tarzını, gelenek ve göreneklerini öğrenerek; tarihi bir yolculuğa çıkabilir, müzede sergilenen eserler ile tarihi havayı birebir yaşama şansını yakalayabilirsiniz.

3-384

Pazartesi hariç haftanın her günü saat 09:30-17:30 saatlerinde açıktır.

2-694

Gemlik Balıkpazarı Cami

22-8

Panagia Pazariotisa kilisesi olarak inşa edilmiştir. Aynı adı taşıyan mahallede bulunur. Dikdörtgen planlı ve kapalı yunan haçı şeklinde yapılmış olan bu yapı, 1922 yılında camiye dönüştürülmüştür. Duvarları düzgün kesme taş ile örülmüş olan cami, halen ibadete açık durumdadır.

11-349

Basın Müzesi

1-800

Nilüfer ilçesine bağlı Ataevler Mahallesi’nde Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin Basın Kültür Sarayı içinde yer almaktadır. 2007’de açılan müzede, Bursa basın ve matbaacılığının gelişimi tarihsel bir süreç içinde objelerle birlikte tanıtılarak, gazetelerin ve öteki medya organlarının kullandığı çeşitli araçlar ilk hallerinden en gelişmiş modellerine kadar canlandırılmalarla sergilenmektedir. Bunun yanı sıra kütüphane, konferans, konser gibi etkinliklerin yapılabildiği salonuyla ve yiyecek- içecek, hazır giyim ve eğlence mekânlarına kadar farklı hizmetler bulabileceğiniz bir müze olarak Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin Bursa’ya kazandırdığı önemli eserlerden biridir.

Ziyaret saatleri:   10.00-17.00

Ziyarete Açık Günler:   Her gün

Yeşil Cami

1-773

Yeşil Cami, taç kapısının üzerindeki celî sülüs yazılı üç satırlı kitabesinde belirtildiği üzere, Sultan I. Mehmed (Çelebi) tarafından 1419-1420 yılları arasında yaptırılmıştır. Yapının mimarı Hacı İvaz Paşa’dır.

6-168

Cami, 1402 Ankara Savaşı mağlubiyeti sonrasında 11 yıl süren “Fetret Dönemi” ardından adeta Osmanlı Devleti’nin yeniden doğuşunu sembolize etmektedir.

2-671

“⊥”  plânlı (tabhâneli, zâviyeli) camilerden olan yapı,  simetrik bir plana sahiptir.  Camide, son cemaat yeri yoktur. Giriş cephesinde görülen kemer üzengilerinden, beş bölmeli bir son cemaat yerinin tasarlandığı anlaşılmaktadır. Tarihi kaynaklarda inşa edilememe nedeni Sultan I. Mehmed’in ani ölümü ile ilişkilendirilmektedir. Görkemli bir taç kapıdan girilen camide, giriş sofasının alt katının iki yanında, çapraz tonozlu odalar (saray mahfilleri) bulunmaktadır. Giriş sofasının sağ ve solundaki merdivenlerle hünkâr mahfili ve dairelerin yer aldığı üst kata çıkılmaktadır. İki büyük kubbe ile örtülü asıl ibadet mekânına giriş bir geçiş koridoru ile sağlanmaktadır. Geçiş koridorunun iki yanında yer alan ve çinilerle kaplı müezzin mahfili olarak kullanılan bölümlere, merkezi mekândan ulaşılmaktadır.  Ayrıca merkezi mekânın doğu-batı yönünde dilimli kubbeli yan eyvanlar ve bu eyvanlara bitişik merkezi mekândan bir kapı ile girilen odalar yer alır. Kubbe ile örtülü odalarda alçıdan ocak ve dolaplar bulunmaktadır. Yapıda mihrap nişi ve minberin bulunduğu mekâna ise merkezi mekândan basamaklarla çıkılmaktadır.

3-367

Yeşil Cami, dış cephesindeki yazı, geometrik ve bitkisel motiflerle süslenen pencereleri, taç kapısı, içinde görülen kalem işi ve çini ağırlıklı süslemelerin kompozisyonlarındaki uyumu ile kusursuz bir ustalığın eseri olup, ustalarının isimlerinin yazılı olduğu kitabelerin yer aldığı nadir örneklerdendir.

4-287

Cami, 2010-2012 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir.

5-228

Bursa Göç Tarihi Müzesi

1-772

Tarih öncesi çağlardan başlayarak geniş kapsamda göç olgusunun ele alındığı Bursa Göç Tarihi Müzesi’nde kronolojik tarihe göre düzenlenen bölümlerde, Balkanlar, Kırım’dan ve Kafkaslardan yaşanan göçler de müzedeki yerinde izlenime sunulmuştur. Müzede ayrıca göçlerin Bursa’ya kazandırdıkları ve farklı kültürlerin bir arada yaşamasının şehre katkıları yer almaktadır.

2-670

Çocuklarla yapılan eğitim etkinliklerinde de farklı kültürlere ait ritüel ve malzemelerin tanıtılmasının yansıra bir arada yaşama kültürünü konu edinen atölye çalışmaları gerçekleştirilmektedir.

3-366

Tofaş Anadolu Arabaları Müzesi

3-352

Umurbey Mahallesi’nde, eski bir ipek fabrikasının 1998 – 2002 yılları arasında restore edilmesiyle oluşturulmuş bir müzedir. Türkiye’de ilk ve tek olma özelliğini taşıyan, 17 bin m² alan üzerine kurulu müzede, çift beygirli Bursa at arabasından, günümüz çağdaş otomobillerine geçişin hikâyesi anlatılmaktadır. Ayrıca 1430 tarihli Umurbey Hamamı Koç Vakfı’nın finansal desteği ile restorasyonunun tamamlanmasının ardından, müze bünyesinde Tofaş Sanat Galerisi olarak Bursa’nın kültür yaşamına kazandırılmıştır. Yeşillikler içindeki müzenin geniş bahçesinde yer alan Kafe Fayton, konseptiyle gelen konuklarına keyifli dakikalar vaat etmektedir.

2-655

Ziyaret saatleri:10.00-17.00

Ziyarete Açık Günler: Pazartesi 

1-756

Abdal Köprüsü

1-757

Günümüzde Osmangazi ilçesi sınırları içerisinde yer alan Abdal Köprüsü, Acemler ve Hürriyet mahalleleri arasında Nilüfer Çayı’nın üzerinde yer almaktadır. 1666 yılında yapımına başlanan köprü üç yılda tamamlanmıştır. Köprüyü Abdal Çelebi isimli bir tüccarın yaptırdığı bilinmektedir.

2-656

Kesme taştan ve sivri kemerlerden oluşan köprünün orta kısmı iki başından 75 cm. daha yukarıdadır. 1978 yılından sonra restore edilip araç trafiğine kapatılmıştır. Köprü ayakları, suyun akış yönüne göre dışa çıkık üçgen prizma kalkanlara, ters yönde de destek duvarlarına sahiptir.

3-353

1906 Hüdavendigar Vilayeti (Bursa) Salnamesi’ne göre 12 gözlü olarak inşa edilmiş olan köprünün iki ucu toprak altında kalmıştır. Köprü, 64 metre uzunluğunda ve 4. 75 metre genişliğindedir. 

4-274

Uluumay Osmanlı Halk Kıyafetleri ve Takıları Müzesi

1-741

Muradiye semtindeki Ahmet Paşa Medresesi’nde 18 Eylül 2004 tarihinde açılan müzede Anadolu Folklor Vakfı Kurucu üyelerinden Esat Uluumay tarafından 45 yılda toplanan değişik Osmanlı kıyafetleri ve takıları koleksiyonları sergilenmektedir. 15. yüzyıla kadar uzanan Anadolu ve Rumeli’den 90 kıyafet ve 500 parça takının bulunduğu müzenin içinde Osmanlı çay bahçesi de bulunmaktadır. Tarihi atmosferi içinde gelen ziyaretçilerine yaşattığı deneyim, hissedilmeye değer niteliktedir.

2-640

Ziyaret saatleri:   10:00 – 17:00

Ziyarete Açık Günler: Pazartesi hariç her gün

3-338

Ayasofya Orhan Cami

5-213

Kitabesi günümüze ulaşmayan yapının 4.-8. yüzyıllar arasında yapıldığı düşünülmektedir. Genel olarak kaynaklarda onaylanan önerilere göre yapının inşa evreleri üç dönem içerisinde değerlendirilmiştir. 1. Evre: 5.- 6. yüzyıl; 2. Evre: 1065 depremi sonrası değişiklikleri; 3. Evre: 1331 sonrası Osmanlı Dönemi’dir.

3-339

7. Konsil’in (24 Eylül 787) toplantı yeri olması dolayısıyla Hıristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahiptir. Yapı doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı, üç nefli bir plana sahiptir. Güneydoğusunda yapıya bitişik bir de şapel yer almaktadır. Muhtemelen daha önceden burada bulunan Roma dönemine ait bir yapının üzerine inşa edilmiştir.

4-262

Yapının pastophorium hücrelerinin (Apsisin kuzey ve güneyindeki kapalı mekânlar) pencere kemerlerinin içlerinde, kemerler arasında, pandantiflerde ve duvarlarda fresk izleri görülmektedir. Apsis bölümünde yapılan kazıda ortaya çıkarılan geometrik desenli döşeme mozaiğinin yanı sıra 1955 yılında yapının içinde yapılan temizlik çalışması sırasında opussectile tekniğinde döşeme mozaiği bulunmuştur.

8-99

1065 depreminden sonra yapıda çeşitli onarımlar ve eklemeler yapılmıştır. 1331’de İznik’in Osmanlı egemenliğine geçmesiyle birlikte yapı, Orhan Gazi tarafından camiye çevrilmiştir. Yapının 15. ve 16. yüzyıllardaki durumuna dair bilgilerimiz oldukça sınırlıyken 17. yüzyılda geçirdiği bir yangın sonrasında Mimar Sinan tarafından onarıldığı ve bazı değişiklikler yapıldığı bilinmektedir. Caminin minaresi ve mihrabının bu dönemde tahribata yönelik restorasyon sonucunda Mimar Sinan tarafından eklendiği düşünülmektedir. Türk döneminde mihrabın eklenmesiyle birlikte duvarın bu kısmına bir değişiklik yapılmış, mihrabın iki yanına yuvarlak pencereler açılmış, güney yan nef ve şapel arasındaki kapı kapatılmıştır. Ayrıca Narteks, tek meyilli çatıyla örtülü son cemaat yerine dönüştürülmüştür. 18. yüzyıldan itibaren ise kaynaklarda yapının bakımsız ve harabe görünümü vurgulanmıştır.

2-641

Osmanlı döneminde kalem işleriyle bezenen yapıda özellikle mihrap çevresinde çini ve alçı süsleme kullanılmıştır. Mihrapta ve bema duvarındaki çini karoların izleri günümüzde de seçilebilmektedir. Bema kemerinde ve duvarlarında kalem işi bitkisel motifler ile şerit ve bu şeritlerin içerisinde celi sülüs yazıların kalıntıları mevcuttur. Yapının batı duvarı ve minarede yer alan grafiti bezemelerde gemi tasvirleri yoğun olmak üzere insan yüzü, geometrik ve çizgisel düzenlemeler görülebilmektedir. Gemi tasvirlerinden yola çıkılarak 16. ve 17. yüzyılda yapılmış olma ihtimali kaynaklarda belirtilmektedir. 1980’li yıllardaki çevre düzenlemesi ve kamulaştırmanın sonucunda etrafındaki yapılar yıkılmış ve etrafı yeşillendirilmiştir. Aralık 2007 tarihinden itibaren ise Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restorasyon çalışması yapılmıştır. 6 Kasım 2011 tarihinde Kurban Bayramı'nın ilk günü sabah namazından itibaren bir kısmı cami olarak hizmet vermeye başlamıştır.

7-124

Zindan Kapı Müzesi

1-737

Bursa surlarının, savunmanın güç olduğu Yerkapı düzlüğünden başlayarak, batıya doğru uzanan çift surun batı ucundaki en son alanını oluşturmaktadır. Cilimboz Deresi boyunca kayalıkların oyulması ile açılan bir yol ile ulaşılıp, Uludağ eteklerine açılan bir ara kapı konumundadır. Bu kapıyı eskiden pazara gelip giden köylülerin kullandığı bilinmektedir.

2-637

Helenistik dönem (M.Ö. 2. yüzyıl), Bizans dönemi (9. yüzyıl) ve Osmanlı döneminde (14. yüzyıl) varlığı bilinmektedir. Osmanlı dönemindeki tarihi belgelerde ismi “Bâb-ı Siccin” olarak geçmektedir. Kapı ve çevresindeki surların altında yer altı zindanlarının bulunmasından dolayı “Zindan Kapı” adını almıştır. Bu zindanların 19. yüzyıl sonlarına kadar hapishane olarak kullanıldığı arşiv belgelerinden anlaşılmaktadır.

4-258

Bursa Büyükşehir belediyesi tarafından 2015 yılında başlatılan restorasyon çalışmalar neticesinde Bursa surlarının 6 kapısından biri olan Zindankapı yeniden hayat buldu. 17 Ekim 2021 yılında hizmete açılan Zindankapı’da buraya ismini veren zindanlar güncel sanat galerisi olarak işlevlendirildi ve Bursa surlarının tarihsel süreçleri teknoloji ve interaktif alanlarla ziyaretçiye sunulmak üzere düzenlendi.

3-333

İnegöl İshak Paşa Külliyesi

1-738

İnegöl Çarşısı içerisinde yer alan İshak Paşa Camisi, medrese ve türbesi ile birlikte bir yapı topluluğudur. XV. yüzyıl Osmanlı mimarisinin örneklerinden biri olup, İshak Paşa’nın 1486 tarihli vakfiyesinden öğrenildiğine göre, külliyede ayrıca imaret, zaviye, han ve ahır da bulunuyordu. Bunlardan günümüze yalnızca cami, medrese ve türbe gelmiştir.

2-638

İshak Paşa, Sultan II.Murat ve Fatih Sultan Mehmet döneminde yaşamış bir devlet adamı idi. 1451’de Anadolu beylerbeyliğine getirilmiş, İstanbul’un fethine katılmış, Fatih Sultan Mehmet döneminde üç kez baş vezir olmuştur. Selanik sancağı kendisine verilmiş, 1487’de Selanik’te ölmüş, vasiyeti üzerine İnegöl’e getirilerek buradaki külliyesine gömülmüştür (1487).

3-334

İshak Paşa Camisi 1486 tarihli vakfiyeden öğrenildiğine göre; 1468-1469 yıllarından önce tamamlanmıştır. Bugün caminin kuzey cephesindeki kapı üzerinde bulunan kitabe, Sultan II. Abdülhamit (1876-1909) tarafından 1877’de tamir edildiğini göstermektedir.

4-259

İshak Paşa Camisi kuzey-güney doğrultusunda birbirlerine eş kare planlı, üzeri kubbeli iki mekan, bunlardan girişin sağ ve solundaki yine küçük kubbeli iki yan mekandan meydana gelmiştir. Bu plana göre İshak Paşa Camisi ters T planlı, yan mekanlı veya zaviyeli camiler grubuna girmektedir. 

6-153

İbadet mekanının güney duvarında dikdörtgen bir mihrap nişi bulunmaktadır. Bugünkü minare gövdesi yeni olup, yalnızca iki kesme taş ve iki tuğladan oluşturulan kaide ve pabuç kısmı orijinaldir.

5-212

KARAGÖZ MÜZESİ

14 Haziran 1997, Bursa yeni bir kültür merkezine kavuşuyor. Çekirge caddesi üzerinde yer alan ve yıllardır atıl duran eski trafo binası, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı tarafından yeniden yapılandırılarak Sanat Evi olarak hizmete sunuluyor.

Binanın misyonu konumu nedeniyle hemen belirleniyor, çünkü Bursa’nın kültürel simgesi olan Karagöz anıtı hemen karşısında. Dolayısıyla adı da Karagöz Evi. Yıllarca göz ardı edilen Türk Gölge oyunu artık kahramanının adını taşıyan bir eve, biz Bursalılarda yeni bir mekâna kavuşuyoruz böylelikle. Binada Karagöz gösterilerinin yapılacağı bir gösteri salonu, Karagöz – Hacivat galerisi, kukla galerisi, ihtisas kütüphanesi ve Tasvir yapım atölyesi yer alıyor.

Aynı yıllarda kurulan UNIMA Bursa Şubesi de, Karagöz meşalesini eline alıp birbiri ardı sıra gerçekleştirdiği gösterilerle, ülke çapında ustaların katılımıyla düzenlediği çıraklık ve ustalık kurslarıyla Karagöz Evi’ni adına yaraşır bir düzeye çıkarıyor. Karagöz Evi kısa sürede, geleneksel gölge oyununu yeniden canlandıran bir mekâna dönüşüyor.

Ve 2007, Bursa Karagöz Evi on yılı geride bırakıyor ve onuncu yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından  müzeye dönüştürülen Karagöz Evi,artık Karagöz Müzesi olarak hizmet veriyor.  Karagöz sanatını yarınlara tüm pırıltısı ile ulaştırabilmek için yeni bir misyon üstleniyor.

 

GÖLYAZI

1-701

Gölyazı, Bursa’nın en zengin antik yerleşim yerlerinden biridir. Derin bir yarımadanın üzerinde kurulan Gölyazının tarihi M.Ö. 6. yüzyıla dek uzanır. Yazılı kaynaklardan edinilen bilgilere göre; Gölyazının antik adı, bugün Orhaneli Çayı (Kocaçay) dediğimiz antik Ryndacus ırmağından kaynaklanan “Apollonia ad Rhyndacum”dur. Apollonia eski çağların ışık tanrısı idi. Antik çağlarda Anadolu’da kurulmuş “Apollonia” adlı dokuz kent olduğu bilinir. Bu adın diğer kentlerden ayrılabilmesi, için Apolyont (Uluabat) gölünü besleyen Aizonai (Çavdarhisar) çevresinden çıkan Rhyndacus denilen ırmağa atfen konduğu kaynaklarda belirtilir. 

2-608

Roma çağında gelişen Gölyazı, Bizans döneminde daha çok dinsel içerikli eserler kazanmıştır. Bugüne dek sürekli arkeolojik kazılar gerçekleştirilmeyen bölgeyle ilgili bazı bilgiler burada bulunan sikkelerin incelenmesi ile elde edilmiştir. Bölgede, M.Ö. 1. yüzyılda Apollonia’da kerevit kabartmalı sikkeler darp ediliyordu. Bölgede bol miktarda Bizans imparatorluk sikkeleri de bulunmuştur. 1303 Dimboz zaferinden sonra Kite (Ürünlü) Tekfuru’nun topraklarını alan Osman Gazi, Gölyazı Bölgesini de Türklere açmıştır. Hem bölgede, hem de Uluabat Gölü üzerindeki adalardan Alyos ve Manastır adalarında Bizans döneminden kalma ören yerleri vardır. Halk arasında “Deliktaş” olarak anılan ve su kemeri olduğu tahmin edilen bir yapı ile “Taş Kapı” diye adlandırılan antik kale kalıntılarının yanısıra, Kız Adası’nda bulunan Apollon Tapınağı’nın kalıntıları, antik tiyatro kalıntıları, yarımadanın çevresinde kalıntılarına rastlanan surlar, 19. yüzyılda burada yaşayan Rum azınlık tarafından yaptırılan Hagios Georgios Kilisesi ve Manastır Adası’nda kalıntıları bulunan Hagios Konstantinos Manastırı Kilisesi bölgenin en ilgi çekici tarihi kalıntılarıdır. SİT alanı ilan edilerek koruma altına alınan bölgede ayrıca, yapılış tarihi bilinmeyen tarihi bir cami ve hamam bulunmaktadır. Bugün “ağlayan ağaç” adıyla anılan ve Gölyazı'nın yarımadayla bağlantısını sağlayan köprünün başında bulunan 750 yıllık çınar da görülmeye değer bir doğa harikasıdır.

4-240

Gölyazı, Türklerle Rumların ortak tarihi açısından önemli özelliklere sahiptir. Eski bir Rum köyü olan ve bugün daha çok mübadele ile Selanik’ten göç edenlerin yaşadığı Gölyazı, Osmanlı döneminde Türklerle Rumların birarada yaşadığı ve Rumların çoğunlukta olduğu bir yerleşim merkeziydi. 1924 yılında mübadele anlaşması ile gelen Türk göçmenler, Gölyazı ve çevresi ile uyum sağlamışlar, çalışkanlıklarıyla çevre kültürünü geliştirmişlerdir. Tamamı SİT alanı olan ve bağlı olduğu ilçeye adını veren muhteşem nilüfer çiçeklerine ev sahipliği yapan Uluabat Gölü, 2–4 metre arasındaki derinliği ve puslu havasıyla farklı bir görüntü yansıtır. Gölyazı halkının geçim kaynağı tarım, balıkçılık ve turizmdir. Gölde turna, sazan ve köylüler tarafından “Feki” adı verilen küçük bir balık türü yaşar. Uluabat’ın simgesi olan kerevit ise bölge halkının geçim kaynağı olmaktan çoktan çıkarak anılardaki yerini almış durumdadır. İlkbaharda gölün yükselmesiyle su içinde kalan ağaçlar, yine bu sularda süzülen ördekler, çoğu zaman gölü kaplayan sis, sazlık bölgeler, sandallarında avlanan balıkçı kadınlar, Arnavut kaldırımlı sokaklar; antik çağda Apolyont olarak bilinen bu köyün güzelliklerinden yalnızca birkaçıdır.

5-197

750 YILLIK AĞLAYAN ÇINAR


Uluabat Gölü’nün kuzeyinde iki yarımada, içinde de yedi ada bulunuyor. Gölyazı, bu gölün ortasındaki adaya köprü ile bağlı. Kurtuluş Savaşı’na kadar Rumlar’ın yaşadığı köyde, günümüzde Selanik’ten mübadele yolu ile gelmiş Türkler yaşıyor. Gölyazı halkı, tarım ve balıkçılıkla uğraşıyor.


Köye girişte sol yanda kalan tepenin arkasında antik bir kent var. Bölge, tamamen SİT alanından oluşuyor. Köy meydanında cami, kahve ve “ağlayan çınar” adıyla da bilinen bir anıt çınar yer alıyor. Meydana girer girmez sizi kollarıyla selamlayan anıt çınar, 750 yaşında ve özel koruma altında. Ağacın “ağlayan çınar” adını almasının nedeni, haftanın bazı günlerinde gövdesinden akan kırmızıya yakın sıvı. Meydanda sazan ve turna balıkları mezat yoluyla satılıyor. Gölyazı köy ekmeği fırınından gelen nefis ekmek kokuları tüm adaya yayılırken, göl kenarındaki küçük balık lokantaları da konuklarını ziyafete davet ediyor.


Gölde balıkçı tekneleriyle ada turu yapmak da mümkün. Adanın çevresinde sular çekilince kökleri meydana çıkan söğüt ağaçları, sur yıkıntıları göze çarpıyor. Adadan muhteşem bir günbatımı manzarası izleyebilirsiniz. Bunun için Zambak tepesi en uygun mekan. 

3-309

BURSA KENT MÜZESİ

bursa kent müzesi 4

Müze Misyonu

Bursa Kent Müzesi kentin kültürel, tarihsel, sosyal ve ekonomik zenginliğini tanıtmak ve yarının kentlilerine yol gösterebilmek amacındadır. Bu amaç doğrultusunda, Bursa ile ilgili her türlü belge, eşya, kitap, görsel malzeme, ses ve görüntü kayıtlarını bünyesinde bulundurmak, bu verilere dayalı geçici ve sürekli sergiler düzenlemek, modern müzecilik anlayışının gerektirdiği vizyonda ziyaretçi ile karşılıklı ilişkiye dayalı interaktif bir ortam oluşturmak amacıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan bir kültür birimidir.

bursa kent müzesi

Bina Tarihçesi

Müze binası 1926 yılında adliye binası olarak yapılmıştır. Bina, 75 yıl boyunca Bursa Adliyesi olarak görevini sürdürmüştür. 2001 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Adalet Bakanlığı arasında imzalanan bir protokolle bina Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmiş, 14 Şubat 2004 tarihinde Bursa Kent Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.

bursa kent müzesi 3

Müze İçeriği

Müze üç kattan oluşmaktadır. Zemin katın ilk galerisi “Uygarlıklar Kenti Bursa” adını taşımaktadır. Kronolojik bir anlatım olan bu galeride Bursa ve çevresinde oluşan ilk uygarlıklardan, Osmanlı Dönemi’ne ve Kurtuluş Savaşı yıllarına uzanan Bursa tarihi ile ilgili bilgiler aktarılmaktadır. İkinci galeri ise  “Çağdaş Bursa” adını taşımaktadır. Bu galeride; Cumhuriyet Dönemi’nde yeniden biçimlenen kentin günümüze kadar geçirdiği evreler anlatılmaktadır.

1. kattaki “Yaşam ve Kültürüyle Bursa” isimli tematik galeride Bursa’ya damgasını vurmuş isimler, kentin unutulmuş ya da unutulmaya yüz tutmuş gelenek ve görenekleri, alışkanlıkları anlatılmaktadır.

Müzenin bodrum katında “El Sanatları Çarşısı, İpek Kenti Bursa ve Üreten Bursa” bölümleri yer almaktadır. El Sanatları Çarşısı’nda kumaşçı, arabacı, nalbant, saraç, semerci, yemenici gibi dükkanların özgün dekor ve canlandırmaları yer almaktadır.

Müzede ayrıca üç geçici sergi salonu bulunmaktadır. Bu salonlardaki sergiler farklı periyodlarla yenilenerek müze ziyaretçilerinin izlenimine sunulmaktadır.

Ayrıca, mini konferans ve film salonu olarak kullanılan 50 kişilik “Etkinlikler Salonu” ve atölyelerinin yapıldığı “Eğitim Atölyesi” bulunmaktadır.

bursa kent müzesi 2

Cumalıkızık Köyü

1-667

Cumalıkızık, Bursa'nın doğusunda, Bursa-Ankara karayolunun 12. km'sinde Uludağ’ın kuzeyinde yer alan erken dönem Osmanlı Vakıf köyüdür.

5-179

 "Kızık" ismi 11. yüzyılda Divan-ı Lugat-it Türk'te Anadolu ve Kuzey Suriye'deki "kızık" ismindeki Türkmen yerleşimlerini anlatan bir kelime olarak geçmektedir.

2-584

Bursa'daki Kızık Köyleri'nin 1300'lerin başında kurulduğu düşünülmektedir. Bunlar arasında en otantik ve en iyi muhafaza edilen köy olan Cumalıkızık, aynı zamanda orduya güvenli bir hinterlant oluşturmak amacıyla kullanılan bir Osmanlı stratejisi olan önce kırsal bölgenin, daha sonra kentlerin fethedilmesi stratejisini de yansıtmaktadır. Köy bir Vakıf Köyü'dür - bu da kalıcı olarak bir kamu kurumuna (külliyeye) ait olduğu, diğer külliyelerin ve yeni kentin yapımı için gelir oluşturma amacını taşıdığı anlamına gelir. Köyün oluşturulması, bir başkent olarak Bursa'nın kurulmasının bir parçası niteliğindedir.

3-288

17. Yüzyılda kayıtlarda Ortakızık Köyü, Cumalıkızık veya Camilikızık olarak yer almıştır. Bulunduğu alanda diğer altı Kızık (Derekızık, Hamamlıkızık, Değirmenlikızık, Fidyekızık, günümüzde mevcut olmayan Bayındırkızık ve Dalkızık) arasında, minberi bulunan ve Cuma Namazlarının kılınabildiği camisi olması nedeniyle bu adla ifade edildiği düşünülmektedir.

4-218

Köyün kendisi, yapısı, ortamı ve evleri orijinal planlarını ve yapım tekniklerini muhafaza etmiştir; ve köyün bütünü Erken Osmanlı Dönemi'ne en yakın "hava"yı yaratmaktadır. Köyün etrafındaki arazi, ilk başlarda olduğu gibi hala tarım ve ormancılık için kullanılmaktadır.

6-131

2014 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak ilan edilen  alan içerisinde yer almaktadır.

7-106

Bursa Ulu Cami 

55-1

Ulu Cami, Yıldırım Bayezid tarafından 1396-1399 yılları arasında yaptırılmıştır. Yıldırım Bayezid 1396 Niğbolu zaferi sonrasında Bursa’da 20 adet mescit yaptırmak istemiş ancak dönemin önemli âlimlerinden olan damadı Emir Sultan’ın önerisiyle 20 kubbeli Ulu Cami’yi yaptırmıştır. Mimarı kesin olarak bilinmemekle birlikte bazı kaynaklarda Ali Neccar ismi üzerinde durulmaktadır.

33-2

Osmanlı mimarisinde, çok kubbeli cami formunun en büyük örneği olmuştur. Ulu Cami, İslam dinindeki kutsal mekânlar içinde, dönemin âlimleri tarafından 5. makam (Mekke, Medine, Kudüs ve Şam’dan sonra) olarak kabul edilmektedir. Dikdörtgen planlı olan Ulu Cami ’nin doğu, batı ve kuzey cephelerinde üç kapısı bulunmaktadır. Kuzey cephesindeki taç kapısı diğerlerine göre daha görkemli olup mermerden yapılmıştır.

44-1

Cami, kalın beden duvarları ile 12 adet kare planlı yığma fil ayaklarını birbirine bağlayan kemerler ve pandantiflere oturan 11 metre çapındaki yirmi adet kubbe ile örtülüdür. Caminin orta kısmındaki kubbenin üstü camlı olup, altında 16 köşeli büyük bir şadırvan bulunmaktadır.

22-6

Cami’nin içinde bulunan ve bazıları Abdülfettah Efendi, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Sami Efendi, Şefik Efendi gibi meşhur hattatlara ait olan 129 adet yazı, hat sanatının özgün örnekleri olarak gösterilmektedir. Fil ayakların her yüzünde celî sülüs ve kûfî hatlarla Esmâü’l-Hüsnâdan örnekler yazılmıştır. Ayrıca camide Sultan II. Mahmud’a ait bir levha da bulunmaktadır.

11-330

Caminin kündekârî tekniğinde, çivi veya bir başka bağlayıcı kullanmadan, birbirine geçme parçalardan oluşan minberi bir sanat eseri niteliğinde olup, Hacı Muhammed bin Abdülaziz bin İbnü’d-Devâkî tarafından yapılmıştır. Minberin doğu yüzünde güneş sistemi, batı yüzünde ise Samanyolu galaksisi tasvir edilmiştir. Ayrıca minberin kapısı üzerinde bulunan kitabede, Yıldırım Bayezid’in emriyle caminin H.802 (1399) yılında tamamlandığı belirtilmektedir.

2-587

Cami’nin kuzey cephesinin köşelerinde, kaidesi mermerden, gövdeleri tuğladan örülmüş birer minaresi vardır.

1-670

Cami son olarak 2008-2010 yılları arasında onarım görmüştür.

5-181

ULU CAMİ ESKİ FOTOĞRAFLARI

9-57

8-83

7-107

6-132

4-221

3-291

HÜNKAR KÖŞKÜ MÜZESİ

Hünkar Köşkü, 1844 yılında Padişah Abdülmecid Han’ın Bursa gezisi nedeniyle av köşkü olarak yaptırılmıştır. Köşk, 19 gün gibi kısa bir sürede tamamlanmıştır. Abdülmecid Han’dan sonra Osmanlı sultanlarından Abdülaziz Han ve V. Mehmet Reşat da köşkte konuk olmuştur.

Hünkar Köşkü, 1922 yılında Atatürk ile birlikte kurtuluş savaşı komutanlarını da 12 gün süreyle konuk etmiştir. Atatürk ayrıca, 1925, 1931 ve 1935 yıllarında Bursa’ya yaptığı ziyaretlerde bu köşkte kalmıştır. Atatürk’ün köşkü son ziyareti olan 16 Temmuz 1935 tarihinde, saat 16.00 da köşke gelerek birkaç saat dinlendiği bilinmektedir.

Hünkar Köşkü 1947 yılından beri Büyükşehir Belediyesi mülkiyetine aittir. En son 1995 yılında Milli Saraylar Daire Başkanlığı gözetiminde Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edildi. Mevcut eşyalar Dolmabahçe Sarayı restorasyon atölyelerinde onarım görüp özgün hallerine dönüştürülmüştür. Köşk zaman içinde, “Kasr-ı Hümayun”, “Kasr-ı Milli”, “Cumhuriyet Köşkü” ve “Atatürk Köşkü” adlarıyla anılmıştır.

Hünkar Köşkü 173 yıllık geçmişiyle tarihimize tanıklık etmektedir. 29 Mayıs 2003 tarihinde müze olarak hizmet vermeye başlamıştır. Bursa’daki sivil mimari yapıların nadir örneklerinden birisidir.

Köşk, Fransız ampir üslupta yapılmıştır. Tavan yüzeylerini kaplayan kalemişi süslemeler insanı adeta büyüleyen sanatsal inceliktedir. Kabul salonu, Atatürk’ün odası, çalışma odası, manevi kızları Sabiha ve Ülkü Hanım’ın yatak odası, yemek odası ve diğer güzellikleriyle geçmişin yaşanmışlıklarını hissettirmektedir.

Hünkar Köşkü Müzesi bahçesinde bulunan Büyükşehir Belediyesi sosyal tesisleriyle birlikte konuklarını ağırlıyor.

Emir Sultan Külliyesi

1-694

Yıldırım Bayezid’in kızı ve Emir Sultan Hazretleri’nin eşi olan Fatma Hundi Hatun tarafından Emir Sultan adına inşa ettirilmiştir. Külliye;  erguvan ağacı çiçek açtığında Emir Sultan’ın etrafında toplanan dervişlerin, Emir Sultan’ın vefatından sonra da toplandığı yer olmuştur. Külliyenin hamamı günümüzde el sanatları atölyesi olarak kullanılmaktadır.

2-604

EMİR SULTAN CAMİ

Yıldırım Bayezid’in kızı ve Emir Sultan’ın eşi Hundi Hatun tarafından 15. yüzyılda inşa ettirilmiştir. Emir Sultan adına yaptırılan cami, Bursa camileri arasında en büyük kubbeye sahip olandır. 1795 ve 1855 depremlerinde hasar görmüş tekrar onarıldığında zemin yükseltildiği için temelleri aşağıda kalmıştır. Oldukça geniş bir avlusu olan Emir Sultan Camii, ziyarete gelenleri ilk olarak bu geniş avluda karşılamaktadır. Caminin duvarlarında çok sayıda kuş yuvası bulunmaktadır.

3-306

EMİR SULTAN TÜRBESİ

Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmed ve II. Murad dönemlerinde yaşamış, hem devlet erkânı hem de halk tarafından manevi anlamda saygı ile kabul görmüş bir Allah dostu olan Emir Sultan’ın türbesi inanç turizmi açısından Bursa’da en fazla ziyaret edilen yerdir. Türbenin olduğu Emir Sultan mahallesinde Emir Sultan’a hürmet olarak asırlardan beri ramazan davulu çalınmaz. Asıl adı Muhammed Şemseddin olan ve Buhara kökenli Emir Sultan; Hz. Peygamber soyundan geldiği için Emir, gönüllere taht kurduğu ve sultan damadı olduğu için Sultan sıfatı ile anılır.

5-194

4-236

Kaynak: Haber Merkezi