MHP'den ihraç edilen Gaziantep Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, Cumartesi günü Osmanlı Sarayı'nda "Türk Milliyetçilerinden Başkanlığa Hayır" programında konuştu.
YILDIRIM, BAŞBAKAN KALSIN DİYE UĞRAŞIYORUZ
Özdağ; "Sizlerin de gördüğü gibi dur durak bilmeden Türk Milliyetçileri Hayır Diyor platformu üyeleri Meral Hanım, Sinan Bey, Koray Bey, ben, Yusuf Halaçoğlu ve diğer değerli arkadaşlarımız, ağabeylerimiz yurdu hallaç pamuğu gibi atarak dolaşıyoruz ve Sayın Binali Yıldırım'ı Başbakan olarak tutma mücadelesi veriyoruz.
İşimiz zor. Binali Yıldırım da yaptığı açıklamalarla bizim işimizi zorlaştırıyor, abidik gubidik adamlar Başbakan oluyor diyor.
Verdiğimiz bu mücadele sadece referandumda parlamenter demokrasiyi tasfiye edecek, yerine bir firavun yönetimi kuracak, üniter devleti tasfiye edecek yerine çok etnikli bir özerk bölge eyalet modeli kuracak anayasa değişikliğine karşı değil, bizim verdiğimiz mücadele bunların da ötesinde yıllardır her fırsatta mezhepler, hayat tarzları ve evet-hayır üzerinden bölünmek istenen aziz milletimize bir ve büyük milletin evlatları olduğunu hatırlatma mücadelesidir" dedi.
EVET VE HAYIR DİYE AYRIŞTIRIYORLAR
"Biz emin olun yüzde 50'ye değil yüzde 100'e talip olarak yola çıktık ve yüzde 100'ün mücadelesini veriyoruz" diyen Özdağ;
"Evet diyenler de hayır diyenler de kararsız olanlar da bu referandumda oy kullanmayacak olanlar da hepsi Türk milletinin evlatlarıdır. Hepsinin görünüşü meşrudur ve biz onların hepsini aynı sevgi, sıcaklıkla kucaklıyoruz.
Biz böyle yaparken sizler de görüyorsunuz birileri bu milleti Türk-Kürt, Laz-Çerkez, Alevi-Sünni, başörtülü-başörtüsüz diye ayrıştırmaya çalıştılar. Şimdi yetmezmiş gibi başka aşamaya geçip evet diyenler meşru, hayır diyenler darbeci, terör örgütü yandaşı, gayrimeşru...
Eğer sözü terör örgütleri üzerinden açarsak bundan zararlı çıkacak olanlar biz Türk milliyetçileri değildir.
Sözü terör örgütleriyle kucak kucağa olmaktan açarsak bunun tek sorumlusu son 14 senedir Türkiye'yi yöneten iktidardır. Bizim aramızda FETÖ ve PKK-HDP yok. Çünkü bizim olduğumuz yere giremezler"
HABUR'U, OSLO'YU BİLİYORUZ
"Biz Habur'da Oslo'da İmralı'da PKK'nın kiminle oturup pazarlık yaptığını çok iyi biliyoruz. Biz şehirlerimizin altı cephanelik ve bombalık yapılırken, her tarafı hendeklerle kazılırken kimlerin valilerin ve polislerin ellerini bağladığını, Türk ordusuna operasyonları yasakladığını biliyoruz.
Biz ordunun, yargının, polisin, jandarmanın, istihbaratın, dış işleri bakanlığının, tüm devlet mekanizmasının kimin tarafından bir başka terör ve casusluk örgütüne teslim edildiğini biliyoruz. Türk milletinin önüne çıkıp getirdikleri anayasanın maddelerini tek tek anlatıp bunları savunmaya gücü olmayanlar şimdi bunun yerine 2 şey yapıyorlar.
Biri hayırcılar terör örgütü ile FETÖ ile yanyanalar, darbeciler, 15 Temmuz akşamı hayatını kaybedenlerimiz evetçiydi, darbeciler hayırcıydı diyorlar.
15 Temmuz akşamı Türk milletinin yüzde 100'ü meşru hükümetin yanında yer aldı, sokağa düştü, şehit olanlar parlamenter sistemin yok olmasını engellemek ve bir firavunun Pensilvanya'dan gelip diktatörlük kurmasını engellemek için şehit oldular" ifadelerini kullandı.
2010 REFERANDUMDA EVET DEMEDİNİZ Mİ?
2010 yılında yapılan referandumu anımsatan Prof. Dr. Ümit Özdağ, şöyle devam etti: "Bundan önce 2010 referandumu yapıldı. 2010'da AKP kampanyasını FETÖ ile birlikte evet için yürütmedi mi? Yürüttü. Ne oldu? Referandumdan evet çıktı, yargı ve ordu tamamen FETÖ'nün eline geçti.
Şimdi Türk milletinden yine aynı hatayı yapmasını, evet demesini istiyorlar. Türk milleti aynı hatayı yapmayacak. Artık çıkın milletin önüne yalanlar söyleyin. Rahmetli Muhsin Başkan evet derdi diyorlar. Hadi canım sende.
Rahmetli Muhsin Başkan, sen değil başkan Cumhurbaşkanı bile olamazsın çünkü BOP eş başkanısın dedi. Bugün de BBP'nin bütün teşkilatları, YİK hayır demeye devam ediyor. Bunu tartışmaya gerek yok. Amcaoğullarımız gerekeni yapıyorlar. Ülkücüler Fatiha bilmez dediler. 16'sında Başkanlığın ruhuna Fatiha okuyacağız, görecekler.
Alparslan Türkeş yaşasaydı evet derdi, başkanlık istiyordu diyorlar. 1960'dan sonra Türkiye'de 2 meclis olduğunda işler yavaş yürüyordu, parti böyle bir karar aldı ama 1980'den sonra rahmetli Başbuğ tekrar başkanlığı gündeme getirmedi ve parlamenter demokrasiyi savundu.
Şimdi sen rahmetli Başbuğ'un savunduklarına her fırsatta hakaret edeceksin, ülkücülere vebalı zenci muamelesi yapacaksın, Kamu-Sen'i, Türk-Eğitim-Sen'i ezeceksin, ülkücüleri kandırmak için bir üniversiteye Alparslan Türkeş Üniversitesi ismi vereceğiz diyeceksin. Hadi oradan..."
MAĞDURİYETİ OYNUYORSUNUZ
"Rahmetli Menderes'in bile istismarını yapıyorlar, Menderes başkanlık istiyordu diyorlar. DP belgelerinde çok açık yazıyor, partili cumhurbaşkanlığı bir devlete yapılacak en büyük kötülüklerden bir tanesidir diyor. Almanya ile Hollanda ile Avrupa ülkeleriyle son günlerde çıkan kayıkçı kavgası... Almanya bizi mağdur ediyor.
Alman basınına bir baktım, hakikatten AKP'li bakanlar Almanya'da konuşturulmuyor mu? Ekonomi Bakanı Köln ve Leverkusen'de 2 konuşma yapmış, Almanlara imkanlardan dolayı teşekkür etmiş. Spor Bakanı dün Köln'de konuşmuş, o da konuşmalarında Almanlara teşekkür etmiş.
Bekir Bozdağ'ın konuşmasına izin verilmemiş çünkü konuşması bildirilmemiş, bu yemekli toplantı sanatçı gelecek demişler. Bekir Bozdağ'ın konuşması duyulunca anlaşmaya uymadığı için bozmuşlar. Çavuşoğlu'nun konuşacağı bina ruhsatsız ve yangın tesisatı izni alınmamış. Durum bu...
Cumhurbaşkanı ne diyor? Berlin'den girer Münih'ten çıkarım. Çıkartmazlarsa dünyayı başlarına yıkarım. Güzel de Sayın Cumhurbaşkanı, eğer Almanya ile kriz varsa Alman savaş uçakları İncirlik'te. Oradan kalkıyorlar Suriye üzerinde uçuyorlar, PKK'nın kontrol ettiği bölgenin filmlerini çekiyorlar, İncirlik'e geri geliyorlar, çektikleri fotoğraf ve filmleri veriyorlar, PKK'nın bilgilerini vermiyorlar.
Almanya ile aranızda kriz varsa bırakın Berlin'den girip Münih'ten çıkmayı İncirlik'teki tornadoları geri yollayın. Milletin aklı ile alay etmeyin. Siz mağdur değilsiniz, mağduriyeti oynuyorsunuz"
UYARDIK DİNLEMEDİLER
"Mecliste hayır oyu verdim ve bununla gurur duyuyorum. Birkaç arkadaşımız hayır verdi CHP'liler de hayır verdi. HDP'liler oy vermediler. HDP hayır demiyor, evet ama bunun karşılığında ne vereceksin diyor.
Özerklikle yetinemem Suriye'de bir devletçiğim var, burada federasyon istiyorum diyor. Dolmabahçe'deki anlaşma gitti, Ortadoğu'da yeni şartlar var, bu şartlarda yeniden oturup anlaşmalıyız diyor. Durum bu...
Biz Türk milliyetçileri olarak başından beri Erdoğan'ın arzu etiği etnik merkezli, eyaletlere dayanan bir başkanlık sistemine hayır diyoruz. Sene 2004, Erdoğan, Fatih Altaylı'nın programına çıkıyor. Konu başkanlığa geliyor. Biz başkanlığı alırsak tamamen alacağız, her şeyi ile... Yoksa altı kavak üstü şişhane olur diyor.
Şimdi Erdoğan için üniter devlette başkanlık altı kavak üstü şişhane... Hiçbir şeyi gizlemiyorlar, açık söylüyorlar. Adalar konusunda kendilerini uyardık dinlemediler, Suriye konusunda uyardık dinlemediler, FETÖ konusunda uyardık dinlemediler, PKK konusunda uyardık dinlemediler, her zaman kibirli yaklaşımla biz biliriz dediler, 15 Temmuz'da TBMM bombalanınca özür dilediler.
Şimdi Türkiye'yi bir başkanlık macerasına sürüklemek istiyorlar ama Allah korusun bu maceranın sonunda ortaya çıkacak yapı karşısında özür dilemeye vakitleri olmayabilir"
