28 ŞUBAT'IN GAZİSİYİZ

Müze Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansa Ağrı Doğubayazıt'tan ayağının tozuyla gelen Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın yanı sıra, AK Parti İlçe Başkanı Adem Demirel, AK Partili bazı yönetim kurulu ve meclis üyeleri, bazı oda ve dernek başkanları ile çok sayıda davetli katıldı.

28 Şubat'ın 20.yılında 28 Şubat sürecinin ortaya koyulduğu konferansta Türkiye'nin dünü ve bugününe dair tespitlere de yere veren Şevki Yılmaz,

"İnegöllü kardeşlerim, yiğit insanlar İnegöl'ü çok seviyorum. Çünkü sizler hep hakkın yanında yer aldınız. Hep doğrunun yanında yer aldınız. Kötülüğe, şerre geçit vermediniz. Hem vallahi hem billahi dünyadaki bütün haçlı zihniyetleri birleşse, içimizdeki piyonlar onlara destek olsa Siyonistlerde onların yanına katılsa Türkiye'yi kimse işgal edemez ve yenemez.

Bu zamana kadar her ne yaptılarsa da bunu başaramadılar. Bunca tahribata ve darbeye karşı Erbakan hocam, bendeniz ve nice isimsiz neferler 28 Şubatın mağduru değildir bizler 28 şubatın gazileriyiz ve bundan şeref duyuyoruz" ifadelerine yer verdi.

VATANIN KIYMETİNİ BİLMEK LAZIM

Bursa DAĞDER'de Düzenlenen Bayramlaşma Danışığına Büyük İlgi Bursa DAĞDER'de Düzenlenen Bayramlaşma Danışığına Büyük İlgi

"Darbelerin neden olduğunu anlamak için vatanın kıymetini bilmek lazım" diyen Şevki Yılmaz, "Rize'de belediye başkanlığı görevimi yaparken Güneysu'da sel felaketi oldu. Bu afatta yeni köprülerin hepsi yıkıldı. 5-10 yıllık beton demirden yapılan köprüler yıkıldı. Ama 1000 yıllık tarihi taş köprülere bir şey olmadı sapasağlam ayakta kaldı.

Rizeli ustaya sordum bu taş köprüler neden yıkılmıyor içinde demir çimento, beton yok. Usta gel göstereyim dedi başkanım. Bu taş köprüyü ayakta tutan küçücük bir taşı bana gösterdi. Bu parçayı buradan alsak en ufak yağmur taşkınında bu köprü yıkılır dedi.

Onu görünce Türkiye'nin düşmanları neden var, Anadolu ile niçin uğraşıyorlar sorusunun cevabını buldum" şeklinde konuştu.

O GÜNLERİ İYİ ANLAMAMIZ GEREKİYOR

"Darbeler niçin yapıldı?"sorusunu da yanıtlayan Yılmaz;

"Çünkü Anadolu dünyanın barış köprüsünün kilit taşıydı O kilit taşı gediğine oturtulduğunda Selçuklu oldu, O kilit taşını söktüler o kilit taşı bu sefer Osmanlı oldu. Dünya bu medeniyetlerin var olduğu dönemde rahatlığa ve huzura kavuştu. Şimdi kilit taşı yeniden söküldü. Darbeler kilit taşını gediğine oturtmak isteyenlere yapılır.

Dünyada barış köprüsü kurulmasın diye. İlk kilit taşı ustası kimdir? Sultan Alparslan. O ki bizlere Anadolu'nun kapılarını açtı. Bizi Posof'a, Artvin'e, Rize'ye Bursa'ya tüm Anadolu'ya yerleştiren, Anadolu'yu bizlere emanet eden Allah'ın Resulüdür. Peygamberimiz Kudüs'ü fetheden komutanını methetmedi.

İspanya'nın fethi daha zor İspanya'yı fethedenleri de methetmedi. Ama İstanbul Boğaz manzarası yüzünden mi Allah'ın Resulü fethi teşvik etti. Hayır. Anadolu'yu bizlere emanet etmesinin sebepleri var. Bütün peygamberler emperyalizme ve sömürüye karşıdır. Anadolu Romalıların zulüm merkezi idi.

Haçlı zihniyetini bu topraklardan kovduran, onların saltanatlarını son ermesine teşvik eden Allah'ın Resulüdür. Onların yeniden buraya gelme hevesleri var. İşte bugünü anlamak için o günleri iyi anlamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE'NİN GİTMESİ DEMEK KIYAMETİN GELMESİ DEMEK

28 Şubat sürecinin ortaya koyulduğu konferansta Türkiye'nin dünü ve bugününe dair tespitlere de yer veren Yılmaz,

"Arapça da 3 kelime birbirinin aynısıdır. Ummun, ümmetin ve imamun. Um, çocuğun anasına denir. Ümmet, anası hayatta olan topluluk demek. İmamun ise toplumun anası demek. Allah belediye başkanlarını, başbakanları, cumhurbaşkanlarını baba kökünden tarif etmemiş. Çünkü ananın rahmeti daha fazla... İdareciler, ana gibi topluma merhametli olsun diye Allah ana kökünden hitap etmiş.

Ümmetin derdiyle dertlenen ağlar. Ümmetin anası ağlar. Bu ümmetin anasını 1908'de öldürdüler. Ümmet 100 yıldır üveydir. Irkçılık maskelerine bürünerek bu ümmeti paramparça ettiler. Osmanlı cihan devletini yok ettiler. İsrail devletini kurmak için iki cihan harbi çıkaracağız dediler. 50 senede küçük İsrail, 100 sene sonra büyük İsrail'i kuracağız dediler. 50 yıl tuttu. Osmanlı devletinden sonra Türkiye devleti kuruldu.

Keşke bu devleti rahat bıraksalardı. Türkiye devleti hem madden hem de manen çökertilmek için savaş başlatıldı. Kurbanlar verdik. Bizim en büyük partimiz Türkiye olmalıdır. Türkiye partilerimizin önündedir. Tarikatlarımızın, cemaatlerin önündedir... En büyük mal vatan malıdır. Dünyanın ikinci yurdu burasıdır.

Onun için Anadolu çok önemli yer. Bu güzel vatan giderse Kabe'de gider ve bir daha Müslümanların ayağa kalkma şansı yok. Kimse Türkiye'yi yenemez. Çünkü Türkiye'nin gitmesi demek kıyametin gelmesi demek" vurgusu yaptı.

ÖYLE BİR İHANETE UĞARADIK Kİ

Türkiye'nin güçlü olmasını istemeyen iç ve dış mihraklar bizleri hiçbir zaman rahat bırakmadı diyen Yılmaz,

"15 Temmuz gecesi bizleri yutmak isteyen bu kültür emperyalizminin zehirlerinin hiç tutmadığını gördük. Başörtülüsü, başı açığı, namaz kılanı ve sarhoşu vatan dedi vatan dedi din dedi 15 Temmuz gecesi. O gece 100 yıllık tahribatın tutmadığını gördüler. Sarhoş koştu tankın altına, vatanı için dini için bir an bile düşünmeden kendinin canını hiçe saydı.

O geceyi bizlere yaşatan o sapık zihniyetlerden kaçının. Öyle bir ihanete uğradık ki korkunç bir ihanet bu. Planı yapanlar, aklını kiraya verenler. Şaşıyor insan. Nasıl namaz kılan gece teheccüde kalkan insan böyle aklını kiraya verir.

Aklını kiraya verirsen sineğe de taparsın ineğe de taparsın. Akıl yalnız Allah'a bağlanır. Bu ülkeye bu inançla bir şey yapamazlar. İnsanları Allah'a çağıran kişi şeytandır. Allah'a davet edeceksin. Diyeceksiniz nasıl olurda Amerika'daki bu kadar robot insan oluşturdu.

Aklını kiraya verenler oluşturdu. Allahtan uzaklaşırsan bunlar ortaya çıkar. Hindistan'da ineğin 800 milyon müridi var da, Amerika'dakinin neden olmasın. Allah aklımızı ipotek ettirmesin. Rabbim aklımızı almasın kendisinden başkasına bağlamasın" dedi.

BU KAVGA MİLLET ADINA YAPILIYOR

28 Şubat bir çatı idi o dönemi zeminini hazırlayan temelleri iyi anlamamız gerekiyor diyen Yılmaz,

"Menderes'i anlamadan, Erbakan hocamızın yaptıklarını anlamadan onların çektiği acıları bilmeden 28 Şubat'ı ve 15 Temmuz gecesini anlamamız zor. Bu kavga millet adına yapılıyor. Birçok Mahkemeye girdim.

Bunların temel nedeni ise Osmanlı'yı methetmemdir. Ben Osmanlı'nın torunu değilim. Ben Osmanlı'nın oğluyum. Benim babam Osmanlı vatandaşı. 15 Yaşına kadar Osmanlı Nüfus Cüzdanını kullanmış.

Ondan sonra da Türkiye cüzdanı kullanmış. Ben şimdi babama savaş mı açayım. Osmanlıyı yok ettiler ve çok büyük intikam aldılar. Osmanlı Ailesi'ni sormasını canıyla ödedi Menderes. Kaç kişi biliyor. Gece yarısı pijamalarla kovuldu Osmanlı ailesi.

Hatta o zamanki Şehzadeler dedemiz Fatih için, Ürdün'e yani batıya değil de doğuya gönderin bizi en azından dediler. Ama onlar doğuya değil batıya göndereceğiz dediler. Çünkü batılılar öyle istiyor dediler. Osmanlı şehzadeleri 30 yıl Paris'te dilendi" dedi.

BİZLER 28 ŞUBATIN GAZİLERİYİZ

"Erbakan hocam, bendeniz ve nice isimsiz kahraman 28 şubatın mağduru değildir bizler 28 şubatın gazileriyiz ve bundan şeref duyuyoruz" diyen Yılmaz, "Erbakan hocamı rahmetle anıyorum. Seneyi devriyesi de 27 Şubat. Gani gani rahmet etsin. Darbelerin en çok yaşayıcısı hocam olmuştur. Darbeler 28 Şubat ile başlamadı.

Ondan öncekiler çok daha kanlı ve gaddar idi. Türkiye'de dört tane köklü anayasa yapıldı. 1921, 1924, 1961 ve1982 anayasaları. İlk iki anayasada hakimiyet milletindir. Millet kendi iradesini millet meclisi yoluyla kullanmıştır. Millet iradesini, özgürlüğünü ve haklarını seçtikleri yoluyla kullanır ifadesi olmasına rağmen hep buna engel oldular.

Özellikle 1961 ve 1982 darbe anayasalarında hakimiyet milletindir ancak millete verilen bu özgürlükler yetkili kurumlar eliyle yerine getirilir. Benim yetkilerimi kim kullanırmış Danıştay, Sayıştay, HSYK, Anayasa Mahkemesi, YÖK, Silahlı Kuvvetler ve Medya. Türkiye'nin ayağına pranga vurdu bu darbeci anayasalar."

BİZİM TEK SUÇUMUZ MİLLETİ DÜŞÜNMEKTİ

"28 Şubat sürecinde bir grup çapulcunun yaptıklarını öne çıkararak bizlerin yılar önce konuştuklarını yalan yanlış montajlayıp basın yoluyla servis etmeleri ile cumhuriyetin ortadan kalkacağı ve şeriatın geleceğine dair propagandalar yapıldı" diyen Yılmaz,

"Televizyonlara çıkardıkları aczmendi 40 tane sarıklı bastonlu devleti yıkacaklar. Vay vay bu kadar aciz bir devletimiz var ha. Çocuk mu kandırıyorsunuz. Öyle bir algı operasyonu yaptılar ve milleti kandırmaya çalıştılar. Ortaya koydukları suni gündemler ile bizlerin attıkları önemli adımları engellemeye çalıştılar.

O dönmede bizim tek suçumuz milleti düşünmekti. Ya ey zavallılar o dönemde bu zulmü gösterenler şimdi neredeler sizlere soruyorum. Bakın ben buradayım. Cumhuriyeti biz kurduk biz koruyacağız. Kim demiş biz cumhuriyete karşıyız diye. Bizim İslam hukukunda cumhuriyet icmaldir. Cumhur kelimesi Arapçadır. İslam fıkhından alınmıştır. Şunu söylemek isterim ki bu zihniyeti taşıyanlar hiçbir zaman cumhura sormadılar. Böyle nasıl bir ülkeyi yönetebilirsiniz yahu. Cumhursuz, milletsiz bir ülke olur mu sizlere soruyorum" dedi.

7 MAFYA İLE SAVAŞTIK

Yılmaz, şöyle devam etti:

"28 Şubat'ın sebebi ne Emine, ne Fadime, ne kaset hepsi bahane. Biz o dönemde 7 tane mafya ile savaştık. Birinci mafya, et mafyası, Erbakan hocamın ilk kararnamesidir, kesik et Türkiye'ye sokulmayacak. Köpek mamalarını et diye milletimize sattırdılar. Bir gram et sokmadık vatan haini olduk. Biz yıkıldık ANASOLM Hükümeti kuruldu. İlk aldığı karar et ithalatını serbest bıraktı sıfır gümrükle. Kesilmiş etten bahsediyorum. Sıfır gümrükle. Kumar mafyası bizimle savaştı.

Kumarı Türkiye'de kanunen yasakladık. İhale mafyası bize savaş açtı. Canlı yayın ihale yapıyor adam, evinde kahve içerken, devletin ihalelerini canlı yayında, bu ihalelerden birinde Cavit Çağlar Etibank'ı 180 milyon dolara satın aldı. Sonra hükümet yıkılınca 3 milyon teminatını yaktı. Aynı fabrikayı 150 milyon dolara peşkeş çektiler.

Bize sendika mafyası savaş açtı. Eşel mobil sistemini getirdik. Nedir Eşel mobil sistemi, memurun, işçinin emeklinin maaşı, bir yılı beklemeden, her ay o ayın enflasyon oranında otamatikmen artıran sistem, maaşlar her ay otomatik artıyor. Sendikalar bize teşekkür edeceğine sendika ağalığı yıkılacağı için Hak iş ve Memur sen hariç malum sendikalar savaş açtılar"

BANKALAR ARTIK BATMIYOR

"Banka Mafyası bize savaş açtı. Neden hiçbir bankanın batışına izin vermedik. Tayyip Erdoğan kardeşim de vermedi. Bankalar batırılıyor, halka ödettiriliyor. İlaç Mafyası bizimle savaş açtı. 3 ilaçtan fazla yazmayı yasak ettik doktorlara. Hem hastayı öldürüyoruz. Böbrekten hasta giden o ilacı alıyor, ciğeri hasta oluyor. 10 ilaç bir hastaya yazılır mı, bir senede trilyonlar bütçeye kaldı. Ve insanımız sağlığına kavuşmaya başladı. En mühimi de faiz mafyası bize savaş açtı.

Havuz kurduk, Tayyip Erdoğan da Varlık Fonu ile havuzun daha büyüğünü kurdu. Bize faizleri ortağımız yüzde 90'lardan 80'lerden aşağıya indirtmedi. Havuzla boğduk. Devlet kuruluşları özel bankalara para yatıramaz, özel bankalardan para alamaz. Para devlete, para devlette işte onları kudurtan bu. Asıl savaşta buradan çıktı"

KASIMPAŞALIYA YAKALANDILAR

"Erbakan hocadan kurtulduk diye sevinenler öyle bir duvara tosladılar ki, Vural Savaş gibi, keşke Erbakan hoca kalsaydı dedi. O daha sakindi, Kasımpaşalıya yakalandılar. Yağmurdan kaçarken doluya yakalandılar. Devrine göre lider gönderiyor cenabı hak, o gün Erbakan sakin, sabırlı. Sakin ve sabırlı olmasaydı bu günlere ulaşamazdık.

Bugün de sopalı lider gerekiyor. Elhamdülillah. Çok badireleri bu sert tavrıyla atlattı. O da fanidir, o da gidecek insanlara aklınızı bağlamayın, zaferler başarılar hepsi Allah'tandır. Allah bizleri vesile ediyor. Kimse şer çevrelerinin Masonik çevreler hiç umutlanmasınlar Tayyip Erdoğan da gitse bu ülkeye daha iyisi, daha iyisi gelecektir. Yeter ki millet istesin. Onun için 16 Nisan'da hayır diyorlar"

AKTAŞ'TAN ŞEVKİ YILMAZ'A TEŞEKKÜR

Doğubayazıt ziyaretinden ayağının tozuyla gelerek bu anlamlı ve özel konferansına katılan Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise,

"Bizlere böylesi önemli bir konuda o günlerin şahidi olması açısından engin fikirlerini bizler ile paylaşan Şevki Yılmaz hocamıza bu şehrin insanları adına huzurlarınızda teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Şevki Yılmaz'ın İnegöl'ün, bütün Türkiye'nin yakinen tanıdığı, Refah Partisinden Rize Belediye Başkanlığı ve milletvekilliği yapmış çok değerli bir isim. Şevki Yılmaz aynı zamanda ilahiyatçı yönü olan çok kuvvetli bir hocamız.

Yıllardan beri bu dertle dertleniyor. Gerçekten bu akşam bizlere anlattıklarıyla hem 28 Şubat sürecini yeniden zihnimizde apaçık canlandırırken, aynı zamanda dünden bugüne ülkemiz hakkında ortaya koyduğu tespitler bizler için gerçekten çok faydalı oldu" dedi.

DOĞUBAYAZIT İZLENİMLERİ

Doğubayazıt izlenimleri hakkında da kısaca bilgi veren Aktaş, "Gerçekten gidip gördüğümüzde Doğubayazıt'ta yapılması gereken çok şey var. Gerçekten 3-4 dönemdir hiçbir şey yapılmamış. Şehir adeta çamur deryası. İnsanlar dertli.

Bizlerden beklentisi yüksek. İnşallah hem Doğubayazıt'ta hem de bölgenin diğer şehirlerinde insanlar arzuladıkları ve özlem duydukları bir hayata en kısa sürede kavuşacaklar" dedi.

Konuşmaların ardından Aktaş, Şevki Yılmaz'a üzerinde İnegöl'ü simgeleyen resimlerin yer aldığı tabloyu hediye etti.