Başkan Demir açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden, 37 yıl geçti. O gün kardeş kavgasına son vereceğiz diye darbe yapanlar sokaklarda ki kavga ve kargaşayı basit bir sağ-sol çatışması olarak sundular. Oysa ki, emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı tam bağımsız, Türkiye için mücadele eden, örgütlü toplum, özgür birey, laik eğitim isteyenler, susan değil konuşan toplum isteyenlerle, emperyalizmin işbirlikçileri arasındaki mücedele idi."

ABD'NİN ÇOCUKLARI

Darbenin kaynağının ABD olduğunu ifade eden Başkan Demir:

"ABD yetkililerinin darbeyi bizim çocuklar yaptı demeçleri, çatışmalara zamanında müdahele etmeyip yayılamasına göz yuman, hatta işbirlikçileri destekleyenler şartların olgunlaşması bekledik diyen darbecilerin başı , düşüncemiz iktidar biz tutukluyuz diyen siyasiler, bizim tezlerimizi doğrulamaktadır.

80'lerde ki, ekonomik krizin aşılması için alınan 24 Ocak kararlarının uygulamak, sermayeyi rahatlatmak için örgütlü toplum yapısı, kooperatifler ve işçi sendikaları bu süreçte tasfiye edildi.

İşveren tepsilcilerinin şimdiye kadar işçiler güldü, gülme sırası bizde itirafları darbenin özgürlükçü ve emek güçlerine yapıldığının delilidir." Dedi.

ÖRGÜTLÜ YAPININ ELEMANLARI

12 Eylül darbesi hakkında rakamlar veren Başkan Demir: "

1402 sayılı , kanunla sorgusuz ve yargısız bir şekilde çok sayıda kamu görevlisinin işine son verildi.Bunlar örgütlü yapının elemanları idi.

1680 bin kişi fişlendi.

230 bin kişi yargılandı.

517 idam verildi.

50 idam uygulandı.

171 kişi cezaevi koşullarında işgence de öldürüldü.

300 kişinin ölümü kuşkulu bulundu.

Ümit Özdağ Bursa'dan sığınmacı sorununa dikkati çekti Ümit Özdağ Bursa'dan sığınmacı sorununa dikkati çekti

Böylece örgütlü toplum yok edildi." Dedi.

FETÖ ŞERİATI KULLANDI

Başkan Demir, açıklamasını şu sözlerle bitirdi:

"Eğitim politikası bilimsellikten uzaklaştırılıp, Türk-İslam sentezi anlayışına oturtuldu. İnceleyen araştıran ve sorgulayan bir gençlik değil, biat ve itaat eden nesil yetiştirildi.Bu eğitim anlayışının sonucu 36 yıl sonra şeriat düzeni hedefleyen FETÖ darbe yapacak kadar güçlendi.

Maalesef ki, FETÖ terör örgütü ile mücadele kanunu uygulama da tüm muhalifleri susturma aracı olarak kullanılıyor. Sivil toplum örgütü yöneticileri, sendika temsilcileri, gazeteciler sorgusuz infazlarla hapishanelere tıkılıyor.

Bu uygulamalar, ve siyasi şahsiyetlerin söylem ve davranışları toplumda derin kutuplaşmalar yaratırken, ülkemiz demokrasisi 3.dünya ülkeleri seviyesine geriletiliyor.

Ülkeyi idare edenlerin bu davranışlarını kınıyor ve asla kabul etmiyoruz."