Zenginlik, fakirlik psikolojisi konulu seminerde konuşan Eğitimci İsmail Güler, "Kullar zenginde olsalar unutmamalıdırlar ki; Allah'a göre fakirdirler. Çünkü Rabbimiz 'Allah zengindir, sizler fakirsiniz' diye buyuruyor. Her şey Allah'tan ve her an Rabbimize muhtacız. İslam'a göre fakir geliri giderini karşılamaya yetmeyen kişiye denir. Miskin ise; hiç geliri olmayan, devamlı muhtaç kimseye denir. Geçimini sağlayacak kadar geliri olan herkes ise zengindir. Ve zenginliğin sınırı yoktur. Ancak İslam'a göre zenginin sahip olması gereken İslami ahlak ve vasıfları vardır. Mülkün Allah'tan olduğunu ve kendisine imtihan için verildiğini bilmesi ve şükretmesi. Cimri olmayıp cömert olarak Allah yolunda malının bir kısmını infak etmesi gerekir" dedi.

İkindi ile Akşam arası uyumak günah mı? İkindiden sonra uyumak zararlı mı? İkindi ile Akşam arası uyumak günah mı? İkindiden sonra uyumak zararlı mı?


DÜNYADAN DA NASİBİNİ UNUTMAMALIDIR
"Hz. İbrahim o kadar cömertti ki misafirlerine bol bol yedirirdi, infak ederdi" diyen Güler; "O verdikçe Rabbimiz de ona veriyordu. Yarım milyon büyükbaş hayvanı vardı. Rabbimiz Kasas suresi 77.ayeti kerimesinde 'Allah'ın sana verdiği servet ile ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah sana nasıl iyilik ettiyse sen de öyle iyilik et. Ve yeryüzünde fesat arama. Çünkü Allah fesat çıkaranları sevmez' buyuruyor. Yani dünyada verilen mal-mülk nimetler biriktirip mal yığmak için değil, ahireti kazanmak için harcanmalıdır. Ancak Allah yolunda harcayıp, koşuştururken de kişi başkasına muhtaç duruma düşüp, çoluk çocuğunu ihmal etmemeli ve ihtiyaçlarını karşılamak için rızkını temin etmek içinde 'dünyadan da nasibini unutmamalıdır'. Yani ihtiyaç miktarı dünyayla meşgul olup; esas gaye olan ebedi ahiret yurdu için bütün imkan ve nimetler seferber edilmelidir" ifadelerini kullandı.
ZENGİNLİK ÖVÜLMÜŞTÜR ANCAK EMREDİLMEMİŞTİR
"İslam'da zenginlik övülmüş, ancak emredilmemiştir" diyen Güler, şöyle devam etti: "Allah Resulü 'Salih adamın elinde, salih mal ne güzeldir' buyurmuştur. Peygamberimiz iki kişiye gıpta edilir buyurmuştur. Birisi Allah'ın ilim verip de çevresindeki herkesin ilminden istifade ettiği alim kişi. İkincisi Allah'ın kendisine mal verip, gece gündüz malından infak edip sadaka veren cömert zengin. Zenginlik övülmüştür ancak emredilmemiştir. Üstünlük mal mülk ile değil takvadadır. Yahudilikte ise emredilmiştir. Müslüman zengin olacağım diye hırsa girip ahireti ve Rabbini unutup seküler ve kapitalist bir kafayla dünyanın ve eşyanın kölesi olmaz. İbadet aşkıyla işini güzel yapıp dürüst olan ve infak eden bir Müslüman'a Rabbimiz zenginlik verirse bunu ganimet bilmeli ve Allah yolunda daha çok infak etmeli, vermediyse de 'niye vermedi' diyerek isyan etmemeli, Allah'ın taksimatına rıza gösterip kanaat etmelidir"
ALLAH KATINDA KIYMETLİDİR
"Kanaat en büyük zenginliktir. Kanaat fakire rabbimizin bahşettiği nimet ise berekettir. Ayda 10 bin lira kazanırsınız, iki yakanız bir araya gelmez, ama öyle fakirler var bin 500 lirayla huzur içinde geçinir, kimseye borcu olmaz. Ve herkese de ikram eder. İşte bu berekettir. Yokken verilen bir hurma, zenginin verdiği bir çuval hurmadan Allah katında kıymetlidir. Müslüman fakirin 3 özelliği vardır; Batıni edep (Allah'ın taksimatına isyan etmemek), zahiri edep (tok gözlü olmak) ve fakirim diye sorumluluklarını ihmal etmemek. İslam toplumunun iki özelliği vardır; adalet ve ihsan. Adalet ve ihsanın tersi fesattır. Yürürken çelme çakıyorsan, trafikte bağırıp çağırıyorsan, ailene sert davranıyorsan, kul hakkı yiyorsan, fesat çıkarıyorsun demektir"