"İnegöl ve Gürsu Belediye başkanlarının adaylık için önünü açan gerekçeler" başlıklı yazısında Peker, şu ifadelere yer verdi:

Başkan Bozbey, mazbatasını aldı ilk mesaisine başladı Başkan Bozbey, mazbatasını aldı ilk mesaisine başladı

28 Kasım tarihinde bu sütunlardan, "İnegöl ve Gürsu belediye başkanlarının kaderi de hedefleri de aynı" başlıklı yazımı önce özetle hatırlayalım...
"AK Parti'nin uhdesinde olan 15 mevcut ilçe belediye başkanından hangi isimlerle yoluna devam etmesi gerekir diye sorsalar yanıtım net bir şekilde şu iki isimden yana olurdu. İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban diğeri Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık. Taban ve Işık'ın ortak yanları her ikisinin de başkanlık konusunda hiç bir hazırlıkları ve düşünceleri olmamasına rağmen üstlendikleri görevi başarıyla sürdürmeleridir"
Aynen de öyle oldu...
Cumhur Başkanı ve aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu iki ismin görevlerinin devamı yönünde karar verdi.
1.5 yıl önce Alinur Aktaş'ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na getirilmesiyle boşalan İnegöl Belediye Başkanlığı'nı Alper Taban üstlenmişti.
Gürsu'da ise dört yıl önce, bir önceki başkan Cüneyt Yıldız şehit edilmiş, yerine meclis üyesi Mustafa Işık belediye başkanı olmuştu.
İki başkan da belediye meclis üyelerinin oylarıyla emanet aldıkları görevi şimdi de halkın teveccühünü alarak sürdürebilmek istiyorlar.
Her iki başkanın da üstlendikleri görev süresince ortaya koydukları performans genel merkezin yaptırdığı anketlere de ciddi oranda yansımış.
İki başkanın aday gösterilmelerindeki en önemli iki gerekçe olarak şunlar öne çıkmıştır.
Birincisi vatandaş memnuniyeti.
Diğeri çoğu belediye borç batağında çırpınırken israftan kaçınan, harcanan her kuruşta kul hakkı olduğunu bilerek hareket eden, pek çok hizmeti belediyenin mevcut imkanlarıyla yaparak ciddi tasarruf sağlamalarıdır.
Bunları da yaparken gösterişten uzak durmalarıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, gönüllere dokunabilen belediye başkan adaylarıyla çalışmak istemesinin altında yatan gerçekte bu değil midir?