BİR ÖNCEKİ SAYIMIZDA ZARAFET OKULLARI PROJESİNİN NASIL DOĞDUĞU, HEDEFLERİNİN NELER OLDUĞU SORUSU İLE BAŞLAMIŞTIK. ŞU ANDA ZARAFET OKULLARI EĞİTİM ALANINDA NELER YAPIYOR? EĞİTİM PROGRAMINIZDA HANGİ NİTELİKLERİ KAZANDIRMAYI HEDEFLİYORSUNUZ?

Zarafet Okullarının sloganı eğitim alanında neler yapmayı hedeflediğini çok iyi özetliyor aslında: "Değerlerimizin İzinde Önce İnsan Sonra Liderler Yetiştirir." Şuurlu bir ilim yolculuğunda, esiri olmadan teknoloji kullanımında, kendi dilini hor görmeden yabancı dil öğrenmede, bizi anlatan kültür ve sanatta, tarihi kadar şanlı ve imanlı bir toplum oluşturmada, düşmanını dahi hayran bırakan şahsiyet eğitiminde, kısacası eğitimin her alanında huzurlu bir istikbale ulaştıracak yolun yüz akı bir eğitimden geçtiği bilinci ile "OKUL" olma vasfını, şehrin kalabalığından ve gürültüsünden uzak, teknolojik araç gereçlerle donatılmış modern ilkokul ve ortaokul binasıyla Kozluca Yolunda "ORTAOKUL" kademesini de hizmete açarak kararlı bir şekilde eğitim alanında "+" değerler katarak sürdürmekte.

Öğrencilerimizin düzeylerine uygun akademik programların yanında özellikle kodlama ve robotik alanındaki çalışmalar, birden fazla yabancı dil (İngilizce ve Arapça) öğrenimi ve Özel Anaokulu ve İlkokullarda Kur' an-ı Kerim Öğretim Programı okulumuzda uzman kadrolar tarafından uygulanarak öğrencilerimizin çift kanatlı yetişmesine katkı sağlanmaktadır. İnsanımızı ve bu toprakları çok seviyoruz. Bu topraklarda yaşamanın üzerimize yüklediği misyon ile çocuklarımızın iyi bir eğitim alabilecekleri tam donanımlı örnek kurum ve model çalışmamızla anaokulu ve ilkokul öğrencilerimizle beraber ortaokul öğrencilerimizi de "ZARAFETE" e davet ediyoruz.

EĞİTİM ALANINDA CİDDİ YATIRIMLAR YAPIYORSUNUZ. "EĞİTİMİN" ZARAFET OKULLARINDAKİ KARŞILIĞI NEDİR?

Eğitim, bir değer oluşturma eylemidir. Yaratılan ve herkes tarafından da kabul edilen değerleri, davranış haline getirecek insanları yetiştirme işidir ve biz bu yüzden "Değerlerimizin İzinde" diyerek yola çıktık. Zarafet Okullarının, her bir öğrencisinin kendine has ilgi ve yeteneklerini dikkate alarak geliştirdiği eğitim planlamasının ortak paydası, ZARAFET şahsiyeti oluşturma gayretidir.

Mahlukat içinde eğitime en çok muhtaç olan, insandır. Hayatta en zirve sanat da, insan yetiştirmektir. O yüzden yetiştirilen her insan anne-babanın ve eğitimcinin kartvizitidir. Güçlü toplumlar güçlü ailelerden meydana geliyor, güçlü aileler ise daha ziyade milli ve manevi eğitim almış insanlardan oluşur. Bu doğrultuda Zarafet Okulları eğitim programlarını; ahlaki açıdan beklenen, hedeflenen kimliğe sahip olabilecek bireyler ve geleceğin güçlü aileleri güçlü toplumları olarak yetiştirmek üzere düzenlenmektedir.

Zarafet Okulları öğrencilerine hangi gelişim alanlarında nasıl bir destek sağlıyor?

Bir dostumuz; "Kısa vadeli düşünenler akasya, uzun vadeli düşünenler çınar yetiştirir" diyordu. Biz çınar yetiştirmek için gayret ediyoruz ve onun içinde çocukların; zihinsel gelişimi, duygusal gelişimi, sosyal gelişimi, ahlaki gelişimi, psiko-motor gelişimi, dil gelişimi ve öz bakım gelişimleri açısından ihtiyaçları olan programları uyguluyoruz. İşte bu gelişim alanları sağlıklı beslenirse, sağlıklı şahsiyetler yetişir ve çınar olur. İhmal edilirse de akasya gibi kısa ömürlü olur. Öğrencilerimizi sadece sınavlara değil hayata da hazırlayacak bir program ile onların gelişimlerine katkı sağlıyoruz.

TÜRKİYE YABANCI DİL ÖĞRENMENİN PROBLEM OLDUĞU BİR ÜLKE. BUNUN SEBEPLERİ NELER OLABİLİR VE ZARAFET OKULLARI YABANCI DİL ÖĞRENİMİNE NASIL YAKLAŞIYOR?

Benim kanaatim bunun temel sebebi anadilimizi yeteri kadar tanıyor olmamamız olsa da dil öğrenme yöntemleri ile ilgili sebepleri de var. Bir kişi öğrendiği yabancı dili kullanmak için yakaladığı fırsatları değerlendiremezse öğrendiklerini zamanla unutur ve dilbilimde buna fosilleşme deniyor. İnsanlarımız "hata yaparsam karşımdaki ne düşünür" korkusu ile çekinmekte ve öğrendiği dili kullanmamaktadır. Halbuki hata yapmak dil öğrenmenin yollarından birisidir. Ana dilimizi bile hatalar yaparak öğreniyoruz. Belli bir olgunluğa ulaşıncaya kadar kelimeleri yanlış telaffuz edip duruyoruz. Hatta Türkçeyi yeni öğrenen bir yabancının konuşması ve hataları çoğu zaman sempatik geliyor. Hata yapmaktan çekinmeden pratik yapılması gerekiyor.

Çok yaygın bilinse de öğrenirken her nedense bunu göz ardı ederiz. Dil temel olarak dört beceri üzerine kuruludur; okuma-dinleme-yazma ve konuşma. Okul odaklı olsa gerek daha çok dili okuma ve konuşma üzerinden öğrenmeye çalışıyoruz. Hatta konuşmayı da hemen beceremediğimizden okuma üzerinden dil öğrenmek yeterli kabul ediliyor. Halbuki bir dilde yazılmış metinleri harika okuyabilirsiniz; ama o dilde iletişim kuramayabilirsiniz. Ülkemizde dil becerilerini ölçmeye dönük sınavların tamamı okuma becerisine dönük yapılıyor. Öğrenciler bu sınavlardan yüksek puanlar alsa da dili iletişim için kullanmakta zorluk çekiyor. Dil bilmek dört temel beceriyi de aynı anda bilmektir. Hatta hangi becerimiz zayıfsa ona odaklanmamız gerekir.

Anadil ile yabancı dil arasındaki en önemli fark sosyal dildir. Her insan anadilini sosyal çevresinde öğreniyor. Doğduğumuz andan itibaren çevre ile etkileşim sonucunda dilimizi ve kurallarını öğreniyoruz. Bir yabancının mahrum olduğu en önemli beceri budur bence. Ne kadar kelime ezberlersek ezberleyelim o kelimeleri yerli yerinde kullanmak için de çaba sarf etmek gerekir.

Bir de bol bol yazmak gerekir. Sözlü iletişim dilin en çok kullanıldığı alandır, fakat hayatta sadece söz ile iletişim kurmuyor, birçok işimizi yazı ile görüyoruz. Ülkemizde Anadilde yazı yazmak bile birçok insanın problemi haline geliyor. Yazı sadece muhataba bir şey anlatmak için yazılmaz, aynı zamanda düşüncenin sağlamasıdır. Onun için dil öğrenirken yazmaya da önem verilmesi gerekir diye düşünüyorum. Zarafet Okulları olarak dil öğretiminde; okuma-yazma-dinleme ve konuşma becerilerinin hepsinin uygulanabileceği sosyal ortamlar oluşturarak "sosyal dili" ön plana çıkarıyoruz.

ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KUR' AN-I KERİM ÖĞRETİM PROGRAMI YAYIMLADI. BU ALANDA NE GİBİ ÇALIŞMALARINIZ VAR?

Bulgaristan Türkü Öğretmen Mehmet Ali Deniz'i tanıyor musunuz? Bulgaristan Türkü Öğretmen Mehmet Ali Deniz'i tanıyor musunuz?

Değerler eğitimi ve Kur' an-ı Kerim eğitimi olarak iki başlık altında bu alanlarda eğitim veriyoruz:

Değerler eğitimi müfredatı, Zarafet Okullarında ayrı bir ders olarak değil, diğer tüm ders planlarına entegre edilerek öğretilir. Bu çerçevede, eğitim materyallerimiz de bütünsel bir değerler eğitimine göre tasarlanmış ve değerleri yaşatma idealine göre hazırlanmıştır. Farklı yaş gruplarına özel düzenlenen sosyal etkinliklerle de söz konusu değerler yaşatılmaktadır. Herhangi bir değerin kazanımında zorluklar yaşanması durumunda sınıf öğretmenlerimiz, PDR uzmanlarımız ve branş öğretmenlerimiz bir araya gelerek öğrencilerin fıtratlarına ve ilgi alanlarına uygun özel yöntemler üzerinde çalışırlar. Bu süreçlerde velilerimizi düzenli olarak bilgilendirir, sürece katılım ve desteklerini önemseriz.

Kur' an-Kerim Öğretim Programı, Ayet-i Kerime de; "Kuran'ı tane tane, hakkını vererek oku." (Müzzemmil-4) buyrulmuştur. Peygamber Efendimiz (SAV) in "Sizin en hayırlınız Kur'an-ı öğrenen ve öğreteninizdir." hadisi rehberliğinde bir Müslüman'ın Kur'an-ı Kerim'e karşı vazifesini beş maddede özetleyebiliriz; öğrenmek, okumak, anlamak, uygulamak ve başkalarına öğretmek. Bu doğrultuda; Kur' an-ı Kerim öğretim programı okulumuzda öğrencilerin seviyelerine göre kur sistemi ile uygulanmaktadır. Velilerimiz çocuklarının Kur' an-ı Kerim okumayı hiç bilmediğini ve aynı sınıfta olup da bilen öğrenciler ile aynı anda nasıl eğitim yapılacağını soruyor. Öncelikle öğrencilerimizin düzey belirleme çalışmaları yapılıyor ve farklı düzeydeki öğrencilerimize seviyelerine göre Kur Sistemi ile 3 yaştan itibaren Kur' an-ı Kerim eğitimi veriliyor.

ZARAFET OKULLARI KÜLTÜREL, SANATSAL VE SPORTİF FAALİYETLERE HANGİ PENCEREDEN BAKIYOR?

Okulu, okuma yazmadan ziyade, bir yetenekler setini geliştirici olarak görüyoruz. Spor, sanat ve kültürel faaliyetleri bir ders olmaktan çıkarıp öğrencilerin kendilerini ifade araçları haline getiriyoruz. Her öğrencinin başarabileceği, yaparken mutlu olabileceği, kendini değerli hissedebileceği bir özelliği, yeteneği vardır. Zarafet Okulları öğrencilerinin bu özelliklerini keşfedecekleri ortamlar hazırlayarak öğrencilerine rehberlik etmektedir. Bu doğrultuda okulumuzda; masa tenisi, yüzme, jimnastik, satranç, akıl oyunları, beden eğitimi, izcilik dersi spor organizasyonları ve çocuk şenlikleri ile öğrencilerimizin hareket alanlarını ve kabiliyetlerini artırarak sağlıklı yaşam alışkanlığı kazanmalarını; çocukların taleplerine göre çocuk kulüpleri, Sanatsal alanda; ebru, filografi, el işi, drama ve şiir okuma çalışmaları ile sosyalleşmelerini ve yeteneklerini keşfetmelerini hedeflemekteyiz.

Bunların yanında sosyal sorumluluk ve kültür alanlarında; yardım kampanyaları, empati etkinlikleri, doğal yaşam ile ilgili gezi ve ziyaretler, okul bahçemizde kümes hayvanları yetiştirme, hobi bahçemiz ile çocuğun toprakla temasını sağlama, milli ve manevi günlerde öğrencilerde kalıcı izler bırakabilecek etkinlikleri yıl boyunca yapmaktayız.

Öğrencilerimizin her dönem farklı bir kulübü seçmesini sağlayarak Müzik Kulübü, Ekoloji Kulübü, Oryantring Kulübü (Koşarak Hedef Bulma Sporu), Proje Kulübü (Kodlama ve Robotik Çalışmaları), Dil Kulübü, Satranç Kulübü, ve Değerler Kulübü vb. kulüp faaliyetlerimiz ile öğrencilerimize farklı faaliyetleri tanıma fırsatı sunuyoruz.

ZARAFET OKULLARINDA GÖREV YAPACAK BİR EĞİTİMCİDEN BEKLENTİLERİNİZ NELERDİR?

Eğitim politikalarımızın başarılı olması için işine aşk ile bağlı, öğrenmeyi ve öğretmeyi tutku haline getirmiş öğretmenlerle; yapacak başka bir işi olmadığı için öğretmenlik yapanları ayıklamamamız gerekmektedir. Eğitimde muvaffak olmanın birinci şartı; sevilen bir eğitimci olmaktır. Sevilen bir eğitimci de muhabbeti kullanmayı bilendir. Dersine, bir mabede girer gibi hürmetle girmeli, en mühim malzemesinin de, muhabbet ve alaka olduğunu bilmelidir. Sadece Zarafet Okullarındaki eğitimciler değil; kusursuz bir talebe arzu eden tüm eğitimciler kusursuz olmaya mecburdur. Eğitimci, imkan ve fırsatların ayağına gelmesini bekleyemez, o daima arayış içinde olmalıdır.

İnsan eğitimi, müşfik gönüllerin işidir. Şefkatten mahrum bir gönül ile insanlığa huzur ve saadet getirecek bir eğitim verilemez. Onun için öğretmenlerimiz şefkatli ve merhametli olmalıdır. İnsanlar daima; yüksek manevi şahsiyetlere, faziletli, mert-dürüst insanlara hayranlık duyarlar. Bir öğretmenin muhataplarından istediklerinin kendisinde de olması gerekmektedir.

RÖPORTAJIMIZI NE SÖYLEYEREK SONLANDIRMAK İSTERSİNİZ?

Bugün dünya, en çok; insana, hayvana, eşyaya ve tüm canlılara değer veren hayatın ve içindekilerin kıymetini bilen kişilere muhtaç. Ecdadımızın dayanıp, güç aldığı bu değerleri canlandırmak, hayatın içinden yansımaları ile öğrencilerimize sunmak eğitim ufkumuzun önemli bir parçasıdır. Geleceğimiz olan çocuklarımızı karakterli bir nesil, her alanda gelişen bireyler ve topluluk olarak yetiştirmek için buradayız ve öğrencilerimizi sabırsızlıkla bekliyoruz.