Başkan Taban yayımladığı mesajında, "Çanakkale'den Bakü'ye, Galiçya'dan Arabistan Çöllerine, İstiklal Savaşı'ndan, Kore Ve Kıbrıs'a, son 30 küsur yıldır vatanımızın değişik yerlerinde PKK terör örgütüne karşı savaşan Mehmetçiğimiz ile karanlık geceyi aydınlığa çeviren ülkemizin bekası için canlarını hiçe sayan 15 Temmuz kahramanları ve son olarak Afrin'de destan yazarken şehit olan askerlerimizin ruhları şad olsun" şeklinde konuştu.

"ŞEHİTLİK MERTEBESİ EN ULVİ MAKAMDIR"

Taban mesajında şunlara yer verdi; "Şehitlik mertebesi, bir Müslümanın bu dünyada ulaşabileceği en ulvi makamdır. Bizim için bu mertebeye ulaşmak, vatanı ve milleti için canını vermek şereflerin en büyüğüdür. Yüce Allah Kur'an-ı kerimde şehitlere "ölü" denilmemesini emretmektedir. Ayet-i kerimede 'Allah yolunda öldürülenlere «ölüler» demeyiniz.

Bilakis onlar diridirler, lakin siz anlamazsınız' diye buyrulmaktadır. Onların taşıdığı asil ruh biliyoruz ki bizlerin damarınızda dolaşmaya devam ediyor. Evet, bizler her şeyimizi şehitlerimize borçluyuz. Eğer gelecekle ilgili planlar yapabiliyorsak, onlar geleceklerini bizim için feda ettiği içindir. Ve o yüzden nerden geldiğimizi, ne yapmamız gerektiğini iyi bilmemiz gerekiyor" dedi.

"İSTİKLAL MÜCADELESİNİ KAVRAMADAN, İSTİKBAL MÜCADELESİNDE BAŞARILI OLUNAMAZ"

Geçmişte verilen istiklal mücadelesini kavramadan, istikbal mücadelesinde başarılı olmak mümkün olamaz diyen Taban, "Zor bir coğrafyada, zor bir dönemden geçtiğimizi biliyoruz. İstiklalin, daha ziyade emekle, alın teriyle, bilgiyle, donanımla, üretimle, yatırımla korunabildiği bir dönemde milletçe, tarihimize, medeniyetimize yakışır bir seviyeye ulaşmanın mücadelesini veriyoruz. Bu noktada şehitlerimiz bize çok büyük bir sorumluluk yükledi, çok değerli bir miras bıraktı. Emaneti kimden aldığımızı çok iyi biliyoruz.

Bu emaneti taşımanın ne kadar büyük bir hassasiyet gerektirdiğini de çok iyi biliyoruz. Keyfi davranmak, dikkatimizi kaybetmek ya da yılgınlığa, yorgunluğa düşmek gibi bir hakkımızın olmadığını da çok iyi biliyoruz. Bunu böyle kabul ediyor, kendimizi her yeni güne, her yeni hedefe böyle hazırlıyor, böyle tazeliyoruz. Biliyoruz ki, önümüzdeki yol ne kadar uzun olursa olsun, bu yola yetecek gücümüz, sabrımız ve dirayetimiz vardır" diye konuştu.

"GİDİP DE DÖNMEMEK, GELİP DE GÖRMEMEK VAR"

Binlerce yıldır çeşitli cephelerde kanlarını dökerek bu coğrafyayı vatan yapanları unutmamalıyız diyen Taban, "Gidip de dönmemek, gelip de görmemek var diyerek helalleşip evden çıkmanın ne zor olduğunu iyice düşünmemiz lazım. Toprağa cansız düşen o gencecik bedenlerin umutlarını, hayallerini, düşlerini bir kez daha düşünmek lazım.

Bu kahramanlar, 1911 Trablusgarp savaşından 1922 İstiklal Savaşının sonuna kadar, Çanakkale'den Bakü'ye, Galiçya'dan Arabistan çöllerine kadar ve son 30 küsur yıldır da vatanımızın değişik yerlerinde PKK terör örgütüne karşı savaştılar. Şehit cenazesi gelmeyen köyümüz ya da mahallemiz belki de kalmamıştır. Çanakkale'de 250 bin şehidimiz kaldı.

Kepez Belediye Başkanı Kocagöz: “Tek sorumlu benmişim gibi gösterildi, suçsuzum” Kepez Belediye Başkanı Kocagöz: “Tek sorumlu benmişim gibi gösterildi, suçsuzum”

Arıburnu'ndaki savaşlarda 6,5 saat gibi kısa bir sürede 10 bin kayıp verdik. Son olarak karanlık geceyi aydınlığa çeviren ülkemizin bekası için canlarını hiçe sayan 15 Temmuz kahramanları ve Afrin'de destan yazan askerlerimizi unutmamak lazım" ifadelerini kullandı.

ÇANAKKALE'DEN AFRİN'E

Bugün Çanakkale'deki o asil ruha en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemlerden birini yaşıyoruz diyen Taban, "Mehmetçiğimizin ülkemizin bekası için vermiş olduğu mücadeleyi anlamak için Çanakkale'yi çok iyi anlamamız gerekiyor. Dün Çanakkale'de yan yana karşımıza dikilen zihniyet, bugün ihanet şebekeleri vasıtası ile emellerini gerçekleştirmeye çalışırken, bize düşen görev, bu yiğit kahramanlara layık olabilmek. Unutulmamalıdır ki; her karış toprağı şehit kanıyla ıslanan bu topraklar kolay kazanılmadı ve kolay da kaybedilmeyecek" şeklinde konuştu.

Taban son olarak,

"Tüm dünya şunu çok iyi bilsin ki; şehit kanlarıyla sulanan bu toprakları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu aziz millet tarafından kutsal bir emanet olarak müdafaa ve muhafaza edilecektir. Bu duygu ve düşüncelerle başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere bu vatan için canlarını feda eden tüm şehitlerimizi, bir kez daha rahmet ve şükranla anıyor, manevi huzurlarında saygıyla eğiliyorum" dedi.