Biliyor musunuz? Türkiye'nin hatta Dünyanın en iyi ve en şifalı maden suyu, İnegöl'de çıkıyor.

Daha önce Çitli Maden suyuna yaptığım geziyi ve izlenimlerimi sizle paylaşmıştım. "Dünya şampiyonu maden suyumuz ölüyor" demiştim. Üzerinden bir seneden fazla süre geçti. "Değişen bir şey var mı?" diye tekrar gittim tarihi alana. Maalesef gördüm ki; tarihi mirasın içler acısı hali daha da kötüleşmiş. Yerel ya da genel hiçbir yetkili burasıyla ilgili tespitlerimizi üzerine alınmamış.Hiç birinin eli buraya değmemiş.

Bi umut, belki, bir yetkili ölen tarihimizin feryadını duyar da buraya yolu düşer ve belki bu tarihi mirasa el atar diye, tekrar yazıyorum.

Burası İnegöl'e 10 dakikalık yol. Ankara yolu üzerinde, Tarihi maden suyu alanına, Çitli Köy girişinin karşısındaki toprak yoldan, arabayla rahatça ulaşılıyor.

ÇÖPLÜK ALANINA DÖNMÜŞ

Maden suyunun tarihi binası yıkılmış. Etrafı çer çöp içinde kalmış. Alana vardığımızda bizi Çitli Köyü'nden İbrahim abi karşıladı güler yüzü ile. Selamlaştık tanıştık. Elinde süpürge kürek, maden suyunun bulunduğu binayı ve alanı bi güzel temizlemiş sabahtan beri.

İbrahim abi Çitli maden suyunun tarihine ve değerine vakıf. Bu değere sahip çıkılmadığı için de çok üzgün.

Define avcıları alanı delik deşik etmişler. Yetmemiş birileri evsel ve sanayi atıklarını getirmiş oraya dökmüş. Kepçeyle bile define aramışlar anlaşılan. Çukurlar açmışlar. Biri tutmuş binanın önündeki ağacı kesmiş götürmüş. Dallarını bırakmış orta yere. Maden suyunun giderini tıkamışlar. Suyun debisi iyice azalmış.

Çevrede gürül gürül akan başka maden suları da var ama onlar meşhur çitli suyu değil. Merak edip alana gelenlerin çoğu daha tuzlu ve asitli olanı doldurup gidiyor. Alıp götürdüğü suyu meşhur Çitli maden suyu zannediyor ama değil.

Bu alanda üç çeşmeden maden suyu var. Meşhur olan, maden suyu olarak geçmişte şişelenmiş, serbest karbondioksitli olan diğer kaynak, maden suyu sodası yapımında kullanılmış.. Üçüncü kaynak ise içimi zor, gazsız ve acı bir su.

ŞİFASI DÜNYACA MEŞHUR

Meşhur Çitli Maden suyu tarihi binanın içinde çok az miktarda akıyor. 5 litrelik bir kap ancak 10 dakikada doluyor. Bu meşhur suyun; sindirim sistemi, safra, karaciğer ve pankreas rahatsızlıklarına, ayrıca ihtiva ettiği demir sayesinde kansızlığa ve deri üzerindeki kırışıklıklara, demir eksikliğine iyi geldiği teşhis edilmiş.

Bu suya meşhur diyoruz çünkü, bu suyun tanıtımına Sultan Abdülaziz'in mide sansıları vesile olmuş.Hazımsızlık çeken padişaha hekimler bu suyu tavsiye etmiş, değişik yerlerden getirilen maden suları arasında Padişaha en çok şifayı Çitli Maden suyu sağlamış. O günden sonra Abdülhamit döneminde de bu su Osmanlı Saray'ına taşınır olmuş.

Maden suları arasında yapılan yarışmalarda Türkiye birinciliği bulunan bu maden suyunun, Amerika ve Avrupa'daki 7 ülkede yapılan yarışmalarda 9 altın madalyası var. Yani şampiyon bir maden suyundan bahsediyoruz.

Yabancı hekimler bu suyun kıymetini çok iyi biliyorlar. Bu sebeple 1800'lü yıllarda; M. Anghelos Rindiger ve Eczacı George Dellesuda gibi yabancılar işletmesini almış buranın. Almanlar ve Fransızlar bu suyu Avrupa'ya taşımış. Pazarlayıp reklamını yapmış. Çitli Türkiye'nin dünya markalarından biri olmuş o zamanlar.Bursa Valisi Ahmet Vefik Paşa, 1888'de Bursa Hastanesini ortak etmiş bu işletmeye..

ALTIN DEĞERİNDEKİ SU BOŞA AKIP GİDİYOR

1867 yılında yapılan ölçümlerde kaynaktan 24 saatte 5133 litreye su elde edilmiş. Günümüzde ise su iyice azalmış. Deposu yok, koruması yok, altın değerindeki maden suyu boşa akıp kayboluyor.

Alan Büyükşehir'in sorumluk alanında...Mayıs 2012 de Büyükşehir Belediyesi haber yapmış. Bursa İçecek A.Ş. burayı yeniden işletecek denmiş. Zamanın Bursa Özel İdare Genel Sekreteri Bilal Çelik alanda incelemelerde bulunmuş.

Haberde deniliyor ki; "Kaynağın debisinin önümüzdeki günlerde başlayacak sondaj çalışmalarının ardından belli olacağı ve bu sene içinde üretime başlayacağı bildirildi. İşletmede yaklaşık 50 personelin çalışması bekleniyor. Sondaj çalışmalarından sonra yatırımın maliyeti de netlik kazanacak." Haber böyle ama gerçekler maalesef haberdeki gibi değil.

Bu özel su Osmanlı Arşivlerinde de geniş yer bulmuş. Yine 2012 yılında İnegöllü Osmanlı Arşivleri Uzmanı Sinan Çuluk İnegöl Kent Müzesi'nde burası ile ilgili bir sunum yapmış, bu konuda kitap yazacağını da açıklamış. Ancak bu kitabın akıbetini şahsen ben bilmiyorum.

BURAYA KİM SAHİP ÇIKACAK?

Son yapılan haberlerin üzerinden 6 sene geçti. Tek bir kazma vurulmamış. Ciddi bir adım atılmamış. Her şey lafta kalmış.Halbuki en azından bu tarihi alan koruma altına alınabilir. Bir su deposu yapılıp akan su muhafaza edilebilir. Modern bir çeşme yapılarak depodaki su bu çeşmeye verilebilir. Etrafı düzenlenerek mesire alanı yapılabilir. Buraya çıkan yol asfaltlanabilir. Ankara yolundan kolay ulaşım sağlanabilir. İnegöl'ün suyundan yüklü mitarda geliri olan BUSKİ'nin yetkililerini, özellikle göreve davet ediyorum.

Ama biz bunları kime anlatıyoruz ki? Merkezdeki en büyük tarihi mirasımız İshakpaşa'ya bile sahip çıkamıyoruz. Yetkililer her şeyi biliyor. Sen ne dersen de. Kale alan kim? Daha önce gündeme getirdik. Yine getiriyoruz. Peki sonuç; Sıfır, elde var sıfır...

Ben en azından kayda geçsin ve gelecek nesiller okusun diye yazıyorum. Okusunlar da; ölmeye terk edilen tarihimizi ve bu acı tablo karşısındaki duyarsızlığımızı bilsinler. Her şeyden önce bu bir tarihi sorumluluktur. Ancak tarihi sorumsuzluk örneği olarak altın değerindeki su, orada yok olup gidiyor.

Biz hafta sonu orada bir tarihin can çekişine şahit olduk, üzülerek, gözyaşları ile... Tavsiyemiz şudur ki; Ölmeden önce gidin ziyaret edin, helallik alın. Suyundan için. Belki tarihi duyarsızlığımıza şifa olur bu unutulamz tad...