Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın eşi olarak sorumluluklarını hakkıyla yerine getiren Reşide Bayar, Bursa'nın işgalini unutmadığı için Yunanistan ile ilişkilerde protokolde yer almamıştı.

BURSA'DA BAŞLAYAN MUTLU HAYAT

Reşide Bayar, 1887'de İnegöl'de doğdu. Annesi Zehra Hanım Bulgar göçmeni; babası Refet Bey İnegöl'ün yerli eşrafındandır. Çocukluğu İnegöl'de geçti. Rüştiyeden mezun olan Reşide, zeki, sosyal, hareketli ve çevresi tarafından sevilen bir çocuktu.

Reşide Hanım, 1903'te Orient Bank'ta genç bir memur olan Mahmut Celal Beyle evlendiğinde 16 yaşındaydı. Mutlu bir evlilik hayatı geçiren çiftin, Refi, Turgut ve Nilüfer adında üç çocuğu oldu. Dindar bir hanım olan Reşide, çocuklarının eğitimiyle yakından ilgilendi.

EŞİNE HAYRANDI

Celal Bey, Reşide Hanım'la evlendikten sonra; bankadaki görevine devam ederken diğer taraftan da İttihat ve Terakki içinde aktif bir şekilde çalışıyordu. İlk defa eşinin Bursa'da halka hitaben bir konuşmasını dinleyen Reşide Hanım'ın, eşine olan hayranlığı bir kat daha artı. Artık Celal Bey'in bütün siyasi faaliyetlerinde ve etkinliklerinde en büyük destekçisi oldu. Celal Bey de Reşide Hanım'ın fikirlerine, sezgilerine büyük değer verir; alacağı kararlarda görüşünü ve desteğini almaya özen gösterirdi. İttihat ve Terakki İzmir Katib-i Mes'ulü olarak tayin olduğunda Reşide Hanım da İzmir'e gitti.

İŞGAL GÜNLERİNİN VAKUR KADINI

Celal Bey, İstanbul Hükumeti'nin bir İttihatçı olduğu için kendisini takip ettirmesi, azınlıkların kendisine karşı düşmanca tavırlar göstermesi üzerine İzmir'den uzaklaşıp direnişe katılmayı düşündüğünü açıkladığında Reşide Hanım, son derece vakur bir duruşla, «Tabii ki gideceksin, bu senin görevin. Gözün arkada kalmasın. Ben çocuklarına, annene bakarım. Ama annenin de iznini al.» dedi. Celal Bey'in İzmir'den ayrılması üzerine İzmir'den Bursa'ya geri döndü.

Hangi il, hangi kuruyemişi tercih ediyor? İşte 81 ilin kuruyemiş haritası! Hangi il, hangi kuruyemişi tercih ediyor? İşte 81 ilin kuruyemiş haritası!

Celal Bey, 1919 seçimlerinde Saruhan mebusu seçilerek Meclis-i Mebusan'a İstanbul'a gittiğinde de Bursa'da kalmayı tercih etti. Bu süre içerisinde evin ihtiyaçlarını, kendi ailesinden aldığı yardımlarla sağladı.

Meclis-i Mebusan İngilizler tarafından basıldığı zaman Celal Bey, İstanbul'dan ayrıldı. Ankara'ya gitmeden önce Bursa'ya ailesinin yanına gitti. Mustafa Kemal'den aldığı telgraf üzerine Anzavur'un saldırılarını önlemek için Bursa'da bir müddet kaldıktan sonra yeni açılan Meclis'e katılmak üzere yanına ailesini alarak Ankara'ya hareket etti.

ANKARA GÜNLERİ
Reşide Hanım, Samanpazarı'nda bir eve yerleşti. Ankara'da, Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla büyük bir değişim ve dönüşüm yaşanıyordu. Celal Bey, Meclis içinde oldukça aktifti. Reşide Hanım, eşine destek oldu; ailesinin sorunlarıyla ilgilendi ve sosyal faaliyetlerde de aktif bir şekilde yer aldı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk'ün devrimleri ardı ardına gelmekte sosyal ve toplumsal hayatta büyük bir değişim yaşanmaktaydı. Atatürk'ün isteği üzerine başını açmak zorunda kalan Reşide Hanım, orucunu tutar, namazını kılardı.

1937'de Başbakanlık görevine getirilen Celal Bey, 1939'de Başbakanlık görevinden ayrıldı. Ailesiyle İstanbul'a yerleşti. Bir yıl kaldıktan sonra tekrar Ankara'ya döndü.

Büyük oğlu Refi Bayar'ın 1941'de yolsuzluktan yargılanırken ölmesi ve diğer oğlu hakkında da tahkikat açılmasından çok etkilenen Reşide Hanım, siyasetten, sosyal faaliyetlerden ve etkinliklerden uzak durmaya başladı.

ÇANKAYA KÖŞKÜ'NÜN HANIMEFENDİSİ

1950 seçimleri sonrasında DP'nin büyük zafer kazandığında ülke yönetiminde etkin bir görev alması beklenen Celal Bey'in hangi göreve geleceğini bütün ülke gibi Reşide Hanım da bilmiyordu. DP grubunun teklifi ve TBMM'nin onayıyla Celal Bayar, 22 Mayıs 1950'de Cumhurbaşkanı seçildi.

Reşide Hanım, Çankaya Köşkü'nün yeni hanımefendisiydi. Fakat Köşk'e çıkmamak için bir ay direndi. Özellikle oğlunun kaybı sonrasında siyasete yönelik belirgin bir küskünlük duyuyordu. Neticede Ceal Bey'i yalnız bırakmamak ve kendisine duyulan ihtiyaca karşılık vermek için, bir anlamda Çankaya Köşk'üne mecburen çıktı.

Bursalı eşraftan birinin kızı olarak hayata başlayan Reşide Hanım, uzun yıllar bir hanımefendi, yani Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın eşi olarak sorumluluk üstlendi.

Reşide Hanım, uzun süredir ihmal edildiğini düşündüğü Köşk'e çeki düzen vermek için büyük bir çalışma başlattı. Eski Köşk, yeniden tanzim edildi.

Reşide Hanım, Köşk'de bir dizi tedbir aldı ve değişiklikler yaptı. En büyük değişikliklerden birisi, Köşk'ü halka açmasıydı. Etrafı surlarla çevrili ve halka kapalı olan Köşk, halkta büyük bir merak uyandırıyordu. Reşide Bayar, devlet işlerini aksatmayacak şekilde bir planlamayla, halkın hafta sonu Köşk'ü gezmesine imkan sağladı.

YUNAN İŞGALİNİ UNUTMADI

Reşide Hanım, hiçbir zaman makam mevki, şan şeref ya da farklı hiçbir şeyin peşinden koşmadığı gibi eşiyle birlikte verilen sorumlulukları hakkıyla yerine getiren asil bir hanımefendiydi. Çankaya'da bir hanımefendinin görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdi; eşine, her türlü katkı ve yardımı sağladı.

Cumhurbaşkanı Celal Bayar'la yurt dışı gezilerine katılan Reşide Hanım, yabancı misyon ve devlet başkanlarını da Çankaya'da son derece başarılı bir şekilde ağırladı. Herkese eşit ve kusursuz davranarak başarılı bir ev sahipliği yaptı. Yalnızca Yunan işgalini unutmadığı için Yunanlı devlet adamlarına karşı tepkisini gösterdi.

Her zaman diplomatik kurallara uygun davranan, nezaket çerçevesinde hareket eden Reşide Hanım, Yunan Kralı Paul ve eşi Frederica, 1952 haziranında Türkiye'ye geldiğinde "eski düşman" dediği Yunanistan'a tavrını koydu. Protokolde yer almamak için Bursa'ya gitti.

Cumhurbaşkanı Celal Bayar, 1952 yılının kasım sonunda Yunanistan'a gittiği zaman Reşide Hanım değil, kızı Nilüfer Gürsoy, kendisine eşlik etti.

Her konuda eşine sonsuz destek veren Reşide Bayar, Yunanistan meselesinde taviz vermedi.

Kaynak: Şerif Demir, "Bir Osmanlı Hanımefendisi ve Bir Cumhuriyet First Leydisi Reşide Bayar"

Haber: Kerime YILDIZ