Elhamdülillahi RabbilAlemin Vessalatü vesselamü ala Resulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmaiyn.

Dolayısıyla varlığının bir ilk noktası, bir başlangıç noktası, Cenab-ı Hakk için söz konusu değildir. Keza, Beka da öyledir, Cenab-ı Hakk bakidir ve bekası kendindendir. Cenab-ı Hakk varlığının devamında ve sonsuzluğunda herhangi bir varlığın O'nu var ve sonsuz kılmasından münezzehtir. O'nun varlığı kendinden olduğu gibi kıdemi de bekası da kendindendir. Dolayısıyla bu noktada akla şöyle bir şey gelir. Biz diyoruz ki, "Ahiret hayatı ebedidir Cennet ve Cehennem hayatı ebedidir, sonsuzdur." Demek ki, "Allah Teala'dan başka varlık da sonsuz oluyormuş!" Hayır, böyle demiyoruz. Biz Cenab-ı Hakk'ın onlara sonsuzluğu vermesiyle sonsuz olmuşlardır diyoruz. Yani Cenab-ı Hakk'ın bekasıyla ya da herhangi bir varlığın, insanın, bir yaratılmışın bekası o noktada birbirinden temelli bir farkla ayrılır. Cenab-ı Hakk'ın bekası kendindendir, varlığının tabii zorunlu bir yansımasıdır.
İnsanın bekası ya da herhangi bir var kılınmış varlığın bekası ise kendinden değildir, zorunlu değildir. Baki olan Cenab-ı Hakk'ın baki kılmasıyla bu özelliğe kavuşur. Dolayısıyla bu iki beka arasında böyle bir hayati fark vardır.
Bir diğer selbi sıfat da Vahdaniyettir. Cenab-ı Hakk Vacibü'l-Vücud olarak tektir. O'ndan başka Vacibü'l-Vücud olan varlık yoktur. Nitekim bu kainatı yaratan iki ilah olsaydı, mutlaka bu alem fesada giderdi. Yani işte düalistlerin ya da Mecusilerin dediği gibi iyilik tanrısı, kötülük tanrısı, ışık tanrısı, karanlık tanrısı...

Buna kelam alimleri "Burhan-ı Temanü" diyorlar. Kur'an'ı Kerim'den hareketle, böyle kudretleri sonsuz iki ilah olsaydı mutlak surette bunların iradeleri bir yerde çatışacaktır.(Enbiya Süresi 22. Ayet) Birisi bir varlık yaratmak isteyecek, öbürü belki o varlığın yaratılmasına itiraz edecektir veya birisi bir şekilde var etmek isteyecektir, öbürü hayır o şekilde değil şu şekilde olsun diyecektir. Dolayısıyla kainat fesada giderdi. Kainatta iki tane ilah ya da birden fazla ilah tasavvur olunamaz. Bundan Cenab-ı Hakk'ın vahdaniyeti aklen de kavranabilir bir şeydir. Onun için Kur'an'ı Kerim'de de bu meselenin altı çizilmiştir. Tekraren söyleyelim. Bütün bu sıfatlar -selbi sıfatlardan bahsediyoruz- Cenab-ı Hakk'ın Vacibü'l-Vücud olması vasfıyla irtibatlandırılarak düşünülür. Yani Vacibü'l-Vücud bir tek varlık vardır, O da Cenab-ı Hakk'tır. O'nun dışında varlığı zorunlu olan varlık yoktur. Dolayısıyla tek olması anlaşılabilir bir şeydir, hatta işin tabiatı gereği tek olmalıdır.
Ve yine Vacibü'l-Vücud vasfının bir diğer yansıması olarak görebileceğimiz Kıyam bi Nefisihi'dir. Yani başka hiçbir varlığa ihtiyaç duymadan varlığı kendi kendine ve zorunlu olarak devam eden varlık olarak Kıyam bi Nefsihi. Hiçbir varlığa ihtiyacı yoktur, varoluşta varlığının devamında hiçbir varlığa muhtaç değildir. Bu da O'nun Vacibü'l-Vücud olmasının en tabi sonucudur.
Ve nihayet selbi sıfatlar arasında en mühim olarak gördüğüm "Muhalefetün li'l-Havadis" sıfatı. Sonradan var edilmiş her ne varsa Cenab-ı Hakk'ın ona muhalif olması, ondan farklı olması demek. Sonradan var edilmiş her ne varsa, yani bütün alem, Cenab-ı Hakk dışında her şey bir zaman içinde var edilmiştir. Dolayısıyla her şey kelami tabir ile "muhdes"tir. Kelam alimlerimiz "hadis" de derler. Zaman içerisinde sonradan olmuş, var edilmiş, muhdes demektir. Dolayısıyla Cenab-ı Hakk dışında her varlık, yani alem muhdestir, hadistir.

İşte bu hadis/muhdes olan alem içindeki her bir varlık hangi özelliklere sahipse Cenab-ı Hakk ondan başkadır. Yani zati özellikler bakımından, fiil işleme bakımından, sıfatları ve isimleri bakımından muhdes varlıklar ile Cenab-ı Hakk arasında paralellik kurulmaması gerekir. Bu mesele O'nun zatı hakkında, fiilleri hakkında evvelki yaptığımız izahat akılda tutularak anlaşılmalıdır. Muhalefetün li'l- Havadis, Cenab-ı Hakk'ın bütün vasıflarında alemden ve alem içindeki her varlıktan başka olmasını anlatıyor.(1)

(Devam Edecek) Fi emanillah.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

  1. Ehli Sünnet Akaidi Muhtasar Tahavi Akidesi Şerhi (Ebubekir Sifil) Sh:30



-