Elhamdülillahi RabbilAlemin Vessalatü vesselamü ala Resulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmaiyn.

Şimdi fecaate bakın: Bir hadisin iki tane şekli var. Birisi sahih imamlar tarafından kitaplarına alınmış, sahih olduğu söylenmiş orada zamirin mercii/gittiği yer yok. "Allah (c.c), Hz. Adem'i suretinde yarattı." hadisindeki "suretinde yarattı" ifadesi nedir? Burada zamirin mercii yok. Zamirin merciini zayıf bir varyantı esas alarak tayin ediyor: "Buradaki zamir Allah'a gider, 'Allah (c.c), Hz. Adem'i kendi ilahi biçiminde yaratmıştır' demektir. Sahabe böyledir, selef böyledir, tabiin böyledir, tebei tabiin böyledir. Bunların arasında hiçbir ihtilaf yoktur. Ehl-i Kitab'ın elindeki kitaplar da bunun böyle olduğunu gösterir." diyor.


Bundan daha büyük bir fecaat olmaz, arkadan gelen ifadeleri daha fecaat:
"Üçüncü asra geldiğimizde orada bazı alimler bu hadisi bu şekilde rivayet etmeyi çirkin buldular. Yani "Allah (c.c), Hz. Adem'i kendi ilahi biçiminde yaratmıştır" sahih olan budur. Ama üçüncü asırda bazı alimler bu şekilde nakletmeyi kerih gördüler, çirkin buldular, kendi nefislerinden korktular, kendi akidelerini bu rivayetin tehlikeye düşürmesinden korktular." Yani -rezalete bakın- bazı alimler bir hadisi kendi itikatlarını bozar, akıllarını kafalarını karıştırır diye rivayet etmeyi kerih bulmuşlar. Bu ümmetin ulemasına atfedilebilecek bundan daha büyük bir iftira olabilir mi?


Şimdi bütün bunu dışarıdan birisi söylese, örneğin bunu bir kelam alimi söylese İbn Teymiyye topunu tüfeğini kuşanır ve o adamı darağacına çeker. Sen bir hadis hakkında nasıl bunu düşünürsün. Bir hadisin zayıf varyantını esas alıyor, sahih varyantını o doğrultuda tevil ediyor. Olmadı, Tevrat'ı ve İncil'i delil getiriyor. Bir de bu ümmetin ulemasına bir iftira atıyor. Diyor ki, hadisi böyle nakletmeyi kerih buldular. Çirkin buldular. Bu ne demek? Bunu nasıl anlayalım nasıl tevil edelim şimdi?
Bu ümmetin alimleri Efendimiz (s.a.v)'den gelen rivayetlere teslim olduğu için alim oldular, alimlik vasfını bu yüzden kazandılar. "Allahtan kulları içinde en çok alimler korkar" buyuruluyor Kur'anı Kerim'de. Allah'tan korkan bir insan Efendimiz (s.a.v)'den sahih olarak nakledilmiş bir şeyi gizlerse, alim sıfatını bırakın mü'min sıfatını kazanmayı hak eder mi? Şüphesiz etmez. Peki, bu nedir? Bu bir fecaattir!

İbn Teymiyye ve Vehhabilerin dilinde Cehmiyye, Muattıla gibi kavramlar Ehl-i Sünnet kelam alimlerini anlatır, bunun altını çizelim.İbn Teymiyye diyor ki: "Üçüncü asırda Cehmiyye ortaya çıkınca onlardan bir grup bu "suretihi = ?? ??????? " kelimesinin sonundaki "hi" zamirini Allah Teala'dan başka bir mercie gönderdiler. İlim ve Sünnet konusunda tanınan ulemadan bir gruptan da bu nakledilmiştir." "Suretihi" kelimesindeki zamirin mercii Allah değildir, başka yere gider demişler bu alimler. Ebu Sevr, İbn Huzeyme ve başka alimler bunlardandır. O zaman ortaya şöyle bir şey çıkıyor: Bu adını saydığı alimler sahabe, tabiin, tebe-i tabiinin
üzerinde ittifak ettiği bir meselede bu ilk üç nesle muhalefet etmişler. Bunlar bu itikattaki muhalefetleriyle alim vasfını taşımaya devam ediyorlar. Nasıl oluyorsa böyle bir şey?!


Peki, durum nedir? Bu rivayetin -baştan da söyledik- iki tane varyantı var:
1. "İnnallahe haleka Ademe ala suretihi şeklinde. "Allah (c.c), Hz. Adem'i suretinde yaratmıştır." Birinci nakil şekli budur, sahihtir. Buhari, Müslim ve diğer hadis imamları bunu bu şekilde nakledip sahih olduğunu da belirtmişler.
2. "İnnallahe haleka Ademe ala sureti'r-Rahman şeklinde. Sonunda bir Rahman kelimesi var. "ala suretihi" değil, "ala sureti'r-Rahman". Bu rivayetin de zayıf olduğunu söylemişler. (1) (Devam Edecek) Fi emanillah.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

  1. Ehli Sünnet Akaidi Muhtasar Tahavi Akidesi Şerhi (Ebubekir Sifil)