AK Parti?de İlçe Başkanlığı seçimi öncesi yaşananları hatırlıyorsunuz. Milletvekili Hüseyin Şahin?in Bülent Temelli?ye kongreye birkaç hafta kala: ?Aday olmanı istemiyorum? şeklindeki değerlendirmesine; Temelli, Genel Merkez?den adaylığı ile ilgili onayı aldığını ve geri dönüşü olmadığı cevabını vermişti. Temelli, milletvekiline rağmen İlçe Başkanı olmuş, fakat belki de tarihi hatayı listeleri hazırlarken yapmıştı.

Ben bu durumu Lozan Antlaşmasına benzetiyorum. Savaşı kazanan Türkiye?nin İsmet Paşa ile masada kaybettiği antlaşmaya. Kıytırık bir Kocaağaç?a eyvallah diyen, Misak-ı Milli sınırları içerisindeki Batum?u, 12 adayı, Musul ve Kerkük?ü kaybeden (Hatay?ı da kaybetmiştik ama referandum ile sonradan bağlandılar), Boğazlar?da, Osmanlı?nın borçlarında da istediklerini alamayan büyük Lozan Zaferine

Bülent Temelli, tabiri caizse cephede kazanıp, masada kaybederken; acaba bu kez aynı durum Alinur Aktaş için de geçerli olabilir mi diye düşünmüyor değilim. Bu çok düşük bir ihtimal ama siyaset işte. Alinur Aktaş?ın milletvekili Hüseyin Şahin tarafından istenmediğini sağır sultan biliyor. Aktaş da Şahin?e rağmen aday olma adına çalışmalarını Genel Merkez düzeyinde sürdürüyor. Tıpkı Temelli gibi Genel Merkez?den adaylığı kopardı gibi. Bir son dakika şoku yaşamazsa Aktaş, tekrar AK Parti adayı olur. İşte süreç o noktadan sonra işleyecek. Belediye Meclis Üyelerinin belirlenmesi esnasında Şahin, tıpkı Temelli?ye dediği gibi ?Gel listeyi beraber yapalım? diyecek mi? Listeye müdahil olacak mı? Yoksa Aktaş, haklı olarak kendi çalışma arkadaşlarımı kendim belirlerim tarzında mı hareket edecek? Ben açıkçası Aktaş?ın 2.yolu tercih edeceğini düşünüyorum. Yani, Hüseyin Şahin?den böyle bir teklif gelmesi durumunda Aktaş, kendi çalışma arkadaşlarını bir başkasının belirlemesine razı olmaz. Razı olmamalı da zaten. Aktaş bir Lozan hezimeti yaşamaz.