Günümüzde Patent kelimesini çok duymuşsunuz.Yani bir ismin,bir yazının veya bir buluşun kime ait olduğunu anlatan bir kavramdır.Öylesine ki bu saydığımız şeyleri sahibinin izni olmadan kimse kullanamaz.Şayet izinsiz kullansa suç işlemiş olur.

Patenti İslam'a ait olan o kadar çok sosyal konular var ki.Ancak ne yazık ki biz bu sosyal kavramlara sahiplik yapmadığımız için başkaları alıp kendilerine mal etmişlerdir.Mal etmekle kalmamış bize akıl vermeye kalkışmışlar hatta bizim bunlardan yoksun olduğumuzu alaylı bir şekilde anlatmaya çalışmaktadırlar.

Bu sosyal ve bireysel kavramlardan bir tanesine "Temizlik" tir.Söylediğimiz gibi temizlikten uzak bir yaşantımız olduğu için elin oğlu (Batı dünyası) bu kavramı kendisine mal etmektedir.

Batı Dünyasının orta çağda nasıl yaşadığını araştıranlar bilirler.O dönemden temizlik ile ilgili örnekler verirsem kesinlikle fıkra zannedip inanmakta zorlanacaksınız.O dönemde onlar fıkraya konu olacak derecede kirlilik yaşarken Yüce Kur'an daha İslam'ın ilk başlarında temizliği ön plana alıyordu:" Ey örtünüp bürünen (Peygamber!). Kalk da uyar. Rabbini yücelt.Elbiseni temiz tut. Kötü şeyleri terk et" (Müddesir,1-5).

Bu ayetten de anlaşıldığı gibi İslam dini maddi ve manevi temizliği birlikte ele alıyor.Çünkü insanın içi kirli olursa dışının temiz olması mümkün değildir.Eğri çubuğun doğru gölgesi olmaz.Büyüklerimiz derler ki "Küp içindekini sızdırır".Yani küpün içinde su varsa küpün etrafı nemli olur.

Bu sebepten dolayı Tövbe de bir çeşit temizliktir." Şüphesiz Allah

çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever"(Bakara,222).Çünkü tövbe insanın kalbini temizler.Bir zamanlar şöyle yanlış anlayış moda olmuştu:"Canım sen benim namaz kılmadığıma,oruç tutmadığıma bakma, kalbim temiz".Allah'tan bu yanlış moda fazla sürmedi.Zaten süremezdi.Çünkü Rabbimiz kesin kanunu koymuştu:"Biliniz ki kalpler ancak Allah'ı anarak huzur bulur (temiz olur)"(Ra'd,28).

Kur'an'a baktığınız zaman temizlik ile ilgili çok sayıda ayetlerde tavsiyeler bulacaksınız:"... İbrahim ve İsmail'e şöyle emretmiştik: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rüku ve secde edenler için evimi (Kabe'yi) temiz tutun (Bakara,125).

Bu ayeti kerime ne diyor ve ne demek istiyor?Anlamaya çalışalım.

Rabbimiz,Hz.İbrahim (as) ve oğlu Hz.İsmail'den(as) Ka'be'yi temiz tutmalarını istiyor.Gerekçesini de açıklıyor: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rüku ve secde edenler için".Öyleyse bu ayetten şu sonuçları çıkartmak mümkündür:

1-Öncelikle Ka'be'yi temiz tutun.

2-Ka'be'nin birer şubesi konumunda olan camileri de temiz tutun.Camiye kirli elbiselerle ve kokuşmuş çoraplarla girmeyin." Ey Ademoğulları! Her mescitte gittiğinizde güzel ve

temiz giyinin...(A'raf,31).

3-Evlerinizde de namaz kılıp ibadet yaptığınız için evlerinizi de temiz tutun.

4-Yeryüzün tümü bize mescit kılındığı için bütün yeryüzünü de temiz tutmamız gerekir.Çünkü Sevgili Peygamberimiz (sav):"Yeryüzü bana mescit kılındı" buyurmuştur.

Rivayet edilir ki Rum İmparatoru Heraklius,Peygamber Efendimize ve Sahabilere hizmet için bir doktor gönderir.Doktor Medine'de günlerce beklemesine rağmen hiçbir hasta gelmez.Doktor sonunda dayanamayıp Peygamber Efendimize(sav) gidip sebebini sorar,Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor:"Burada senelerce kalsan kimse gelmez.Çünkü ashabım temizliğe çok dikkat eder.Ayrıca acıkmadan bir şey yemez ve sofradan doymadan kalkar."

Kanuni Sultan Süleyman döneminde İstanbul'a gelen Alman Rahip 1560 yılında yazdığı kitabında şöyle der:"İstanbul'un temizliğine hayran kaldım.Herkes günde 5 defa abdest alır.Bütün dükkanlar tertemizdir.Satıcıların üzerinde en ufak bir leke yoktur.Ayrıca hamam denilen yerlerde de haftada en az bir defa yıkanırlar".

O dönemlerde temizdik.Ancak bütün değerlerimiz gibi temizlik anlayışımızı da kaybettik.

Hani derler ya çocuktan al haberi.İşte böyle bir durumda yere tüküren adama çocuk gayet içten ve ciddi olarak şöyle der:"Amca tükürüğün düştü".