Rasulullah'ın (sav) hadisleri hayatımıza ışık tutar ,yön verirler.Ayrıca hadisler Kur'an'ın tefsirleridirler.O nedenle her bir hadis mesaj vericidir.

Bizim üzerinde durmak istediğimiz konu 'niyet' konusudur.Bu konu ile ilgili bir çok hadis olmakla beraber hepimizin çok iyi bildiği ve günlük hayatımızda/sohbetlerimizde kullandığımız iki hadisi hatırlatacağız.Bunlar:"Ameller niyetlere göredir" ve "Ameller sonuçlarına göredir (Yani sonucunun durumuna göre değerlendirilir)".

Birinci hadisi şerifin ilk cümlesi çok kullanılmakla beraber hadisin devamı da vardır.Amel ile ilgili Hadisin tamamı şöyledir:" Ameller niyetlere göredir, herkese niyet ettiği vardır, kimin hicreti Allah ve Rasulüne ise, hicreti Allah ve Rasulünedir, kiminde hicreti kazanmak istediği bir dünyalık veya nikahlanmak istediği bir kadın için ise hicreti de hicret ettiği şeyedir" (Buhari ve Müslim).

Bu Hadisi şerifte niyetin önemi açıklandıktan sonra hicret edenlerin durumu örnek verilmiştir.Nitekim bir savaşta hayatını kaybeden birisi için Rasulullah (sav): "O desinler için savaştı" buyurmuştu.Dolayısıyla o kişi niyeti nedeniyle manevi bir derece elde etmemiştir.

Niyet konusunda alimlerimiz de çeşitli örnekler verirler.Örneğin, bir yetimin başını okşayan bir kişi elini temizlemek için yetimin başını okşamışsa yetim sevinmiş olsa bile o kişi sevap alamaz.Kitaplarımızda şöyle bir örnek daha anlatılır:"Adamın biri köy çeşmesinin önüne bir kazık çakar.Niyeti gelenler atını bu kazığa bağlasınlar, atları kaçmasın ve sahipleri de rahat su içsin ve dinlensinler.

Birkaç gün sonra başka bir adam gelir bu kazığı yerinden söker.Onun da niyeti, gözü görmeyen birisi su içmeye geldiğinde takılıp düşmesin.Alimlerimiz derler ki bu iki adam da niyetlerinden dolayı sevap kazanmışlardır.

İkinci Hadisi şerif ise "Ameller sonuçlarıyla değerlendirilir".Bu Hadisi şerif, bizlere yaptığımız işlerimizi gözden geçirmemizi, ne gibi sonuçlar doğurduğunu ve zaman zaman kontrol etmemizi istemektedir.Bildiğiniz gibi gelirini giderini hesap etmeyen, hangi malın çok satıldığına,hangisinin satılmadığına dikkat etmeyen bir esnaf kısa zamanda iflas eder.Tedavi gören bir insan da zaman zaman tahliller yaparak süreci öğrenmeye çalışır.

Bizlerde kişisel ve toplumsal hayatımızda yaptığımızı/yaşadığımızı zaman zaman kontrol etmezsek ve değerlendirmeye tabi tutmazsak hayat düzenimiz bozulur.

Hayatımızdan bunlardan birkaç örnek vermeye çalışalım.

-Eskiden EDEP ve HAYA vardı.Günümüzde de elbette buna riayet edenler vardır.Ama toplumun geneline baktığımızda edep ve hayanın zayıfladığını görüyoruz.Peki bu edep ve hayanın zayıflamasının sonucunun iyi olduğunu söyleyenimiz var mı? Kesinlikle sanmıyorum.Çünkü saygı ve sevgi azaldı ,büyüklük ve küçüklük kavramı unutuldu,fedakarlık ortadan kalktı.Daha da önemlisi kadına karşı saldırılar arttı.Sapıklara gün doğdu.

-Eskiden MİSAFİRPERVERLİK vardı.Hala evlerimiz de misafir odası adıyla bir oda vardır.Ama bu oda çoğu zaman kapalıdır.Çünkü misafirlik bir yük gibi algılanmaya başlandı.Misafirler ya kabul edilmiyor yada dışarıda (Lokanta-Otel) misafir ediliyor.

-Eskiden her evde DEDE ve NİNE vardı.Evlerde dede ve nineler evin sigortası gibiydi.Genç evliler onlardan utanarak kavga etmiyor ve onlardan mutlu aile olmanın kurallarını öğreniyorlardı.Torunlar dede ve ninelerin öğrettiği dua ve surelerle büyüyordu.Çocuklar edep ve adabı onlardan öğreniyordu.Torunlar yaşlı kavramıyla ilk önce evde tanışıyor dışarıdaki yaşlılara ona göre değer vermesini biliyordu.(Bugün otobüslerde büyüklere yer vermeyen gençlerin büyük kısmı evde yaşlı görmeyenlerdir).

-Eskiden ÇIKIYORUZ kavramı yoktu.Kız ve erkek arkadaşlığı adı altında namahremlik ortadan kalktı.Nikah kavramı zayıfladı.Artık toplumun büyük kesimi bu birlikteliği normal karşılamaya başladı.Zaten bir günahın en tehlikeli tarafı o günahın işlenmesinden çok o günahın normalleşmesidir ki bugün o hale gelmiştir.Kız erkek birlikteliğini eleştirenlere şiddetle karşı gelindi ve hatta 'mahallenin namus bekçisi sen misin gerici herif! ' denmeye başlandı.

Peki ne oldu? Kadın ve erkek birbirinden daha evlenmeden bıkmaya başladı.Artık kadın için erkek ve erkek için kadının cazibesi kalmadı.Bir arkadaşla yetinilmediği için sık sık arkadaş değişimi insanlarda güven konusunu da ortadan kaldırdı.Erkekler, bayanlara "kişilik" gözüyle değil de "dişilik" gözüyle baktığı için daha güzelini görünce eskisi terk edildi.

Ve ne oldu? Bugün uzun sürmeyen evlilikler ve yılda 125 bine ulaşan boşanmalar ortaya çıktı.İnsanlar yalnızlaştı.Güven kalmadı.Saygı ve sevgi sadece kelimelerde kaldı.

Öyleyse hadisi şerifimizi hatırlayalım."Ameller sonuçlarına göre değerlendirilir".Sonuçlar iyi olmadığına göre amellerimizi/yaptıklarımızı düzeltmeye çalışmalıyız.Aksi halde bu durum daha da kötüye giderek devam eder.

UNUTMAYIN:"... Şüphesiz ki, bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez..."(Ra'd,11).