"Toplumsal histeri" diye bir tabir var. Tam olarak ne anlama geldiğini konunun uzmanlarından dinlemek gerekir.

Müsaade ederseniz sizinle bir kaç örnek paylaşacağım.

1.Örnek

ODTÜ mezuniyet töreninde pankart açan gençler ülkenin cumhurbaşkanına hakaret ettiler.

Gençler daha sonra tutuklandılar.

2.Örnek

Çarşaflı genç bir kadın anıtkabir önünde çektiği video ile Atatürk'e hakaret etti. Daha sonra tutuklandı.

3.Örnek

Yunanistan'da yangın çıktı. Çok sayıda ölüm meydana geldi. Sosyal medyada birileri bu hadiseden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Örnekler arttırılabilir şimdilik bu üç olayın yansımalarına göz atalım.

Birinci olay sonrası kamuoyunda infial meydana geldi. Erdoğan sevdalısı olanların içerisinde bir grup, eylemi yapanlara en ağır sözleri söylemekten çekinmediler.

İkinci olay sonrası kamuoyunda infial meydana geldi. Atatürk sevdalısı olanların içerisinde bir grup, eylemi yapana en ağır sözleri söylemekten çekinmediler.

Üçüncü olay sonrasında insan sevgisinin yüksek olduğunu iddia eden bir kısım, yangın afetinden memnun olan cenaha en ağır sözleri söylemekten çekinmediler.

Bu şekilde uzatabileceğimiz çok uzun bir liste var.

Bir taraf yanlış yapıyor. Onları eleştiren taraf daha ağır bir yanlışa imza atıyor.

Acayip bir ruh hali içerisindeyiz.

Birçok fikir insanı konuya taraf olmaktan bile imtina ediyor.

Doğrusu böyle bir ortamda ortaya çıkmakta büyük bir cesaret. "Toplumsal histerinin, her katmanı değişik bir yöntem ve argümanla esir aldığı bir dönemde doğruyu söyleyebilmek erdemdir." cümlesiyle de işin içinden çıkılabileceğine inanmıyorum.

Ancak inandığım birşey varsa o da bu şekilde yapamayız.

Ülkeyi böyle bir arada tutamayız.

Eğer böyle devam ederse, gün gelir çok ahlanır vahlanırız.

Gel gelelim ağlayanımız bile olmaz.

Birbirimizin inançları ile bu kadar alay ederek, hakaret ederek ayakta kalamayız.

Farkında değil misiniz?

Bütün ülke birbirine düşman oluyor.

Kendi güç alanlarının ellerinden gitmesini istemeyenler belki kasıtlı belki de bilmeden bu yapıyı besliyorlar.

Toplumsal histerinin sonuçlarına ait tarihte birçok örnek var. Ne yazık ki hiç birisi de olumlu bitmemiş.

İki güzel insanın sözleriyle müsaade istiyorum.

"Dağlara gidin ve düşünün! Niçin yaşadığınızı ve neye hizmet ettiğinizi düşünün."(Nazır Cihangir İslam)

"Savaş ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir."(Aliya İzzetbegoviç)