RAMAZAN DÜNYANIN HER YERİNDE

Düşünebiliyor musunuz, Dünya da aynı anda bir buçuk milyar insan oruç tutuyor. Ramazan Ayının başlaması ile birlikte dünyanın her yerinde farklı bir heyecan yaşanıyor.

Dünyanın zengin, fakir, sıcak, soğuk, uzak, yakın her bölgesinde sofralar Ramazan için kuruluyor. Niyetler, sahurlar, iftarlar, teravihler, mukabeleler, hep aynı gaye için? Renkler, ırklar, iklimler, kültürler, sofralar, adetler farklı, ancak niyetler ve oruçlar aynı. Onları birleştiren ezanları ve duaları var. Onlar aynı inancın insanları?

Allah için aç ve susuz kalmak? Allah için nefsi arzulardan uzak durmak? Dünyanın en eski, en büyük eylemi bu?

Bir de iftar sofralarımızı bayram yerine çevir mi yor muyuz? Bu ne güzelliktir, bu ne cömertliktir böyle? Başka bir kültür böyle bir hazineye sahip değil.

İftar vesilesi ile dost, eş, akraba davet edilir. Birlikte iftar yapılır. Birlik, beraberlik, akrabalık, bereket açısından ne güzel bir uygulamadır bu. Böyle yapmakla Efendimizin sünnetini yerine getiriyoruz. Ev sahibi iftar sofrasında ziyafet verir. Efendimiz müjdeliyor: Kaç oruçluya ziyafet vermişse o kadar oruç sevabı yazılır hanesine.




BURUN VE GÖZ DAMLASI ORUCU BOZAR MI?

Öncelikle şunu belirtelim: Dinimiz, hasta olan ve tedavi sürecinde bulunan kişilerin oruç tutmamalarına ruhsat vermektedir. Bu nedenle, tedavisi devam eden kişiler, sağlıklarına kavuşup, tedavileri tamamlanıncaya kadar oruçlarını erteleyebilirler.

Genel kural ve kesin hüküm olarak hastanın vücuduna direnç sağlamak için bir gıdayı serum yoluyla enjekte etmek orucu bozar. İhtiyata uygun olan bu tür tedavileri gece yapmaktır.

Ancak bazı âlimlerimiz hastalar için Kalp hastalarının dil altı ilacı, burun damlası ve göz damlasının orucu bozmayacağına dair ruhsat vermişlerdir. Diyanet fetva kurulunun kararı da bu yöndedir.

Bu karar doğrultusunda oruç bozmayan sağlık uygulamaları şunlardır: 1-Astım hastalarının kullandığı sprey 2-Göz, kulak ve burun damlası 3-Kulak zarında delik bulunmayanların kulak yıkatması 4-Dil altı kullanmak 5-İdrar kanalını görüntülemek 6-İdrar kanalına ilaç akıtmak 7-su, yağ ve benzeri gıda özelliği taşıyan başka bir maddenin vücuda girmemesi kaydıyla endoskopi, kolonoskopi yaptırmak 8-Makat veya ferçten ultrason çektirmek 9-Lokal anestezi uygulamak 10-Makattan ve ferçten fitil kullanmak 11-Suyun bağırsaklara verilmesinden sonra bekletilmeyip bağırsakların hemen temizlenmesi kaydıyla lavman yaptırmak 12- Hastaya herhangi bir sıvı maddesi verilmeden hemodiyaliz yaptırmak 13-Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyon yaptırmak 14-Anjiyo, biyopsi yaptırmak 15-Kan vermek 16-Merhem sürmek, 17-Vücuda ilaçlı bant yapıştırmak




SICACIK RAMAZAN PİDESİ

İçimizde Ramazan pidesini sevmeyen var mı? Ramazan denince akla ilk gelen tatlardan biri, ramazan pidesi. Bu mübarek pide ramazan haricinde neden bu kadar cazip değil, hiç düşündünüz mü?

Ramazan pidesi bu mübarek ayın hiç eskimeyen tatlarından, kaybolmayan adetlerinden biridir.

Pide çıkartan fırınların önleri, eski Ramazan aylarında da aynı bugünkü gibi kalabalık olurdu. Tüm telaşe susamlı, yumurtalı, çörek otlu, mis kokulu pideler için. Kuyruk aynı kuyruk? Pide kuyruğu?

Eskiden pideler taze, günlük yumurtalardan yapılırdı. Hatta siparişi veren, pidesine sürülsün diye yumurtayı bahçesindeki kümesten getirirdi. Acaba şimdi pidelerimize sürülen yumurtalar kaç günlük?Bazı kentlerde yumurta yerine boya sürülüp, pidelerin üzerleri sapsarı yapılıyormuş şimdi..

Ramazan?a özel pidelerin hepsi el emeği ile yapılıyordu. Hamuru el ile yoğruluyor, pişirilmesi ise doğal köz ortamında gerçekleştiriliyordu. Gerçek pidenin, Hamurunun yoğrulması, dinlenmesi ve pişmesi 2 saat sürer. 2 saatte hazır olan pideyi almak için fırın kuyruğunda iki dakika sabredemiyoruz değil mi?

Sıcacık pide eve getirilir. Evin kadını pideyi temiz bir beze sarar. Ezana kadar pidenin tazeliği ve sıcaklığı muhafaza eldir. İftara beş dakika kala pide ince dilimlere ayrılır ve sofraya taksim edilir. Sofrada başka bir şey olmasın, o güzel pidenin yanında çorba bile yeter.


İFTAR SOFRASINDAN MİKROP KAPABİLİRSİNİZ

İftar ve sahur yemekleri için ana kural şudur: Sıvı oranı yüksek gıdalar tüketmeliyiz. Çorba, sebze ve yoğurt gibi besinler Ramazan?da en çok tercih ettiğimiz besinler olmalı.

Gün boyu hiçbir şey yemeyen biz, tek bir sofrada mideyi tıka basa dolduruyoruz. Bu sağlığımız için hayati bir hatadır.

Gazoz vb içecekleri şahsen ben çok seviyorum. İftar sofrasında önüme geldiğinde gazoz içmeden duramam. Ancak kısa bir süre sonra mide şişliği ve tıkanıklık yaşıyorum.

İftar sofrasında yaptığımız yanlışlardan biri olarak bunu kayda geçelim: Gazlı içeceklerle orucu açmak yanlış. Yine iftar sofrasında kızartma ve tatlılara ağırlık vermek yanlış.


YEMEK KRİZİNE GİRENLER

Uzmanlar, Hamur tatlıları, şarküteri, yağlı etleri, çok fazla miktarda kuru yemiş ve ağır meyve şerbetlerini Ramazanda önermiyor. Ama dinleyen kim?

Gün boyu aç kalan insan adeta yeme krizine giriyor. Peki, bunun çözümü yok mu? Var. Aç mideyi sakinleştirmenin en güzel yolu: Orucu bir bardak su içerek açmak? Yetmez; Yemeğin başında bol bol su içmek..

İftar sofrasında oturduğunuzda kendi kendinize şu kararı alın: Acele etmeyeceğim. Yemeği yavaş yavaş yiyeceğim.

Şunu unutmayın: Hızlı yenen yemek var olan mide hastalığının artmasına, yoksa da başlamasına yol açar. Yanlış beslenme sonucu iftar sofrasında mikrop kapabiliriniz.

PİŞMANLIK TEVBEDİR

Efendimiz buyurdular ki:

1-Günahlarınız semaya ulaşacak kadar çok bile olsa, gerçekten tevbe etmişseniz, günahınız mutlaka affedilir.

2-Günahtan tevbe eden, o günahı işlememiş gibidir.

3-Pişmanlık tevbedir

4-Allah Teala hazretleri, kulun tevbesini, can boğaza gelmedikçe kabul eder.

HİSSE: Can bil ki; Tevbe kapısı ,ölüm anına kadar açıktır. Kul hangi günahı işlerse işlesin,gerçekten pişman olup tevbe ederse, Allah onu affedeceğini vaat etmiştir.

Tevbe günahtan, hatadan dönmektir. Tevbe Allah?a dönmektir Can Bilir misin Efendimiz günde en ez yüz defa Allah?a sığınıp tevbe ederdi. Ya biz? En son ne zaman tevbe ettik Can?

DÜNYANIN EN ÖNEMLİ GÜNÜNÜ YAŞIYORUZ

1-Boş zaman yoktur, boşa geçen zaman vardır.

2-Bitti diye üzülme, yaşandı diye sevin...

3-Zaman için su gibi akıp gitmektedir denir. Eğer zaman su gibi ise, ondan yararlanmak için baraj yapmalıyız. Zaman için baraj yapmak demek, zamanı kontrol altına almak demektir. Zamanımızı planlayıp programlarsak, bizim için en büyük sermaye olur.

(TAVSİYE: Günlük ajanda tut. Verdiğin sözleri ,sorumluluklarını ve yapman gereken işleri not al?)

4-Daima kalabilmek için, zamanı geldiğinde gitmek gerekir....

5-Dünyada en önemli gün; bir tanedir. O da bu gündür....Hadi Can,bugünün sorumluluklarını yerine getirelim..Anı yakalayalım Can Carpe diem..

TABUTA ÖRTÜLEN HALI

Cuma namazındaydık. Sağ tarafımda yaşlı bir adam, onun sağında ise tek kişilik boş yer vardı. Yaşlı adam, farza kalkarken arkaya döndü ve boşluğun gerisinde duran on üç , on dört yaşlarında ki gence:- Safı doldur evlad , dedi. Gel yanıma.

Çocuk mahcup bir ifadeyle:- Mümkünse burada kılmak istiyorum, diye kekeledi. Oraya başkası geçebilir.


Yaşlı adam, çocuğun üzerinde bulunduğu uzun tüylü yeşil halıyı göstererek: - Ne o, dedi. Yoksa orası daha yumuşak diye mi gelmiyorsun?

Ve alaycı bir ifade ile devam etti: - Anne kuzusu, ne olacak?


Namaz bittiğinde, yaşlı adamın Cumasını tebrik ettim. Arkadaki genç de gelerek onun elini öptü. Adam söylediklerinden çoktan pişman olmuştu.

Delikanlının nurlu yanaklarını okşarken: - Sana anne kuzusu dediğim için kusura bakma yavrum, dedi. Ağzımdan kaçtı işte?


Çocuğun gözleri dolu doluydu. Başını yere eğerken: - Söylediklerinizde haklısınız efendim, dedi. Üzerinde namaz kılmak için ısrar ettiğim halı, vefat ettiğinde annemin tabutuna örtülmüştü. Orada secdeye kapandığımda, sanki beni kucaklamış gibi oluyor da?

YAZIN NİÇİN AÇIK RENK GİYSİLER GİYİYORUZ?

Yaz günleri, güneşli sıcak günlerde genellikle beyaz veya açık renkli giysiler giyeriz. Beyaz renk güneş ışığı içinde bulunan bütün ışınları yansıtır yani bütün renklerin birleşimidir. Siyah renk ise tam aksine bütün ışınları emer. Siyah renk üzerinde hiçbir ışın yansımaz, yani aslında siyah, bir renk değildir, renksizliktir.

Siyah renkli kumaşlar ışığın hepsini tuttuklarından, beyaz kumaşlara göre tenimizi 5 derece daha sıcak tutarlar. Peki öyleyse Çöllerde yaşayan bedeviler niçin siyah renkte giysi giymeyi tercih ediyorlar? Çünkü siyah renkli giysi, kumaş ile tenin arasındaki havayı ısıtıyor ama aynı anda bir havalandırma mekanizmasının da çalışmasını sağlıyor. Bu ısınan havanın yerini alan hava bedevilerin serinlik hissi duymalarını sağlıyor.

Çok güneşli bir günde açık renk giymek kesinlikle faydalıdır. Kapalı bir yerde siyah rengin ısıyı daha fazla iletmesi avantaj yaratabilir. Belki de dışa beyaz, içe siyah giymek, giysi, ten ve hava arasındaki ısı alışverişi için en ideal kombinasyondur. Tabii kışın da tam tersi.

Kışın üst üste giyinmenin asıl faydası iki giysi arasında hava tabakası oluşmasıdır. Bilindiği gibi hava iyi bir izolatördür. Bu şekilde güneşin ışığı tutulduğu gibi vücuttan da ısı kaybı olmaz. Yani kışın iki kat giyinildiğinde dıştakinin siyah, içteki giysinin ise beyaz renk olması gerçekten faydalıdır.