Size hayatı kolaylaştıracak bir formül vereceğim.

Çok şey bilseniz bile bildiklerinizi kimseyle paylaşmayın, çaba göstermeyin, çekingen davranın öne çıkmayın.

Sıkıntıları dile getirecek birileri mutlaka çıkacaktır zaten. Konuşacaksınız sessiz harfleri kullanın. Toplamayın, çıkarmayın, çarpmayın, bölmeyin hiçbir işlem yapmayın hesabı hep başkaları yapsın.

Doğruya doğru demek doğruysa, yanlışa yanlış demek de yanlış olmalı değil mi? Sokağınızda kanalizasyon borusu mu patladı, boş verin size ait apartmanın borusu değil nasıl olsa.

Cafer Keklikçi'nin dediği gibi: ''Bir kötülüğe karşı gelmek için o kötülüğün illa bize dokunması mı gerekiyor? Bir adaletsizliğe karşı gelmek için o adaletsizliğin illa bize yapılmış olması mı gerekiyor?

Başkasına yapılan kötülük, kötülük değil mi? Başkasına yapılan adaletsizlik, adaletsizlik değil mi? Bir yerde bir pislik varsa o pislik bize bulaşınca mı pislik oluyor?

Bulaşmasa onu pislik olarak görmeyecek miyiz? Kendinize veya en yakınınıza yapılana kadar hiçbir olumsuzluğa karşı gelmeyin.

Size mi kalmış dünyayı düzeltmek?

Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı olarak 100 bin civarında cami, yine yüz bin dolayında imam ve müezzin görev yaptığı gibi, 20 bin Kur'an kursu öğretmeni ve yine 20 bin civarında geçici Kur'an kursu öğreticisi 3000 vaiz ve 1500 müftü varmış. Milli Eğitim'de ise 2018 eğitim ve öğretim yılında 1 milyon 30 bin 130 öğretmen görevliymiş.

Bu kadar görevli var iken sana mı düştü insanların hatasını görmek, eğitmek, öğretmek. Her bir imam ve diyanete bağlı görevli 1 yıl boyunca sadece 1 kişinin, faydalı birey olması için çalışsa her yıl 100binlerce insan umut olur geleceğe dair.

Milli Eğitim de aynı hassasiyeti gösterse yılda 1 milyon fidan dünyaya rahat nefes aldırmak için yeter. O yüzden sen bu işlere kafa yorma bak işine!