Belediye Başkanlığı seçimleri yaklaşmakta ve aday adayları kusursuz sayılabilecek temennilerle adaylıklarını ilan ediyorlar. Herkes yönetime talip olma hakkına sahip olarak görebilir kendisini; kanuni çerçeveye uygun olduktan sonra. Yönetime talip olmak için gereken şartlara haiz olanlardan bu vasıfları taşıyanlar bir adım öne çıkar ve sorumluluğu omuzlanır.

Fakat aday adaylarının içinden "gerçek adayı seçmek" için yetkililer kime danışacaklar? Bu konuda kiminle istişare edecekler? Tavsiye edenlerin, tavsiye edeceklerin vasıfları yazmıyor kanun maddelerinde. Ancak mademki sonuçta görüş alış verişinde bulunulacak insanların işaret ettiği adayların şansı daha fazla olacaktır, o vakit onların kim olduğu da önemlidir.

Sivil Toplum Kuruluşlarımız var ilk akla gelenlerin arasında. Onların başında değerli ve tecrübeli yöneticiler bulunmaktadır. Toplumun her kesimine hitap etmiş olmasalar da güngörmüş, vatandaşın dertleri ile muhatap olmuş bu insanlar yönetim nedir, yöneticiler nasıl olmalıdırlar iyi bilirler, diye düşünüyorum.

Kimlerle oturup kalktıkları bellidir. Şehrin insanına ve şehrin toprağına hizmet eden bu samimi yürekler sağlam karar verebilirler. Birçoğunun terazisi adaletten yana düşer. Çünkü yaşadıkları memleketi, emin ellere bırakıp gündelik işlerine bakmak isterler.

Danışılacak bu insanlar arasında iyi olan tercih edilmeli, onların görüş ve tavsiyeleriyle rota belirlemek isabetli olacaktır. Yoldan geri gelenler, niyetleri kötü değilse ve şahsi menfaatlerini öncelemezlerse meseleyi bilirler ve yardımcı olurlar.

Başkan adaylarından ziyade onların arasından birisini seçecek insanların işi daha zor, farkındaysanız. Herkes para yatırarak aday olabiliyor. Parasına ve kendisine güvenen, gider istediği partinin yetkilileriyle görüşürler, başvurusunu yaparlar. Onlar projelerini hazırlarlar, basın açıklamalarını yaparlar, şık resimlerinin yer aldığı afişlerlerle halka duyurularını yaparlar.

Lakin o adaylardan hangisinin daha iyi yöneteceğini belirlemek yetkili kurullarının sorumluluğunda olacaktır. Yetkili kurullarda görev alanlar ne kadar yetkindirler onu bilemem. O makamda olmak o işi en iyi yapan değil yapmaya aday olduğunu gösterir belki.

Yetkin insanların bile bazı vasıfları ve bazı güzel hasletleri olmalı. Adayların her birinin araştırılması, incelenmesi gerekir. Sadece FETÖ ile ilgili endişeler belirleyici olmamalı ayıklamada. Kadim geleneğimizdeki derin ve engin prensipler de göz önünde bulundurmalılar.

Evvelen insanların sorumluluğunu sırtlanabilecek, dünya ve ahirette altından kalkabilecek o insanı bulma düşüncesi yüreklerdeki yerini almış olması lazımdır. Sosyal iletişimi güçlü, adalet ve sadakat duygusu yüksek, ileri görüşlü, paylaşımcı, Allah'tan korkar, kuldan utanır, cömert adamların içinden kararları isabetli, iş bitirici, şahsiyet sahibi birini seçmek oldukça zordur.

İnsan sarrafı birilerinin, hemen hoşnutlukla kabul edebileceği bir adayı belirlemek kolay olacaktır. Lakin birbirinden değerli insanların arasından birini öne çıkarmak, "işte görmek istediğimiz belediye başkanımız budur" diyebilecek adayı işaret etmek ve onun ismini üst kurullara bildirmek zordur.

Bazılarının isimleri, duylunca bile, insanların gönlünde "inşallah hayırlısıyla o olsun" anlamı yeşerir. Her şey bir tarafa, bilindiği üzere tüm insanları her yönüyle memnun etmek mümkün değildir. Zaten başka partinin adayını destekleyenler başta olmak kaydıyla, kendi partisinden aday olamayanların sevdikleri tarafından eleştiri okları yağmur gibi gelecektir. Kim aday olursa, bunlara katlanması gerekecektir. Çünkü siyaset zor bir meslektir. Olması gerekeni adaletle yapınca, çözüme odaklı, eşit ve gayetli davranışları gören eleştiricilerden insaf sahibi insanlar da memnun olacaktır.

En kötüsü nedir bilir misiniz?

Ehil olmayan insanların o makamlara gelince kıyameti bekleyin, diye bir söz vardır. Kıyamet kadar felaket bir şeydir bu hal. Dünya hayatının insanları mutlu etmesi ancak adaletle olur. Herkes kendi nefsi arzularını değil de milletin ihtiyacını dikkate alsa ve öncelese birçok mesele kendiliğinden bitecektir.

Farklı bir açıdan bakıldığında sivil toplum kuruluşlarının görüşleri de aday tercihlerinde her zaman etkili olacaktır. Belki kurulduğu andan itibaren içtenlikle sorunları çözmeye çalışan ya da bazı sorunları yetkililerin katında dile getiren ve toplum yararına çalışan kuruluşların görüşleri de bu süreçte dikkate alınmalıdır.

Şehrini seven gönüllüler, hep birlikte şehrin beyin kısmını onarmalıdır, vesselam.