Geçtiğimiz Pazartesi (09 Temmuz 2018) günü ülkemizin en önemli günlerinden bir gündü.Nedeni de Türkiye'miz, artık çağın dışında kalmış ve hantal bir sistemi değiştirip daha hızlı ve iş gören bir sisteme geçiyordu.Ülkemizde değişimler pek kolay olmuyor.Nedense değişimi istemeyen bir İSTEMEZUK zümresi vardır.Bu İSTEMEZUK zümresi "her parlayan şeyi yakıcı" zanneden insan tipi gibi değişimden korkuyor (yada menfaatı onu gerektiriyor).

İSTEMEZUK zümresi bu ülkeye çok acılar çektirip haddinden fazla zarar verdi.Normal bir insanın doğal hakkı olan yaşama hakkına,giyimine,örtüsüne,eşit şartlarda üniversiteye girmesine (katsayı) engel koyup,hatta İrtica adı altında her türlü kazanımlarını ellerinden almaya çalıştılar.Ticaretlerini bile irticai faaliyetten saydılar.

İSTEMEZUK zümresi her on yılda bir askeri darbe yaparak bir çok hakların kısıtlanmasına sebebiyet verdiler.Buna ek olarak ülkenin bankalarını adeta yağmalayarak taraftarlarına peşkeş çektiler.Dış politika konusunda teslimiyetçi,el pençe duran bir görünümden öteye geçemediler.

İSTEMEZUK zümresi ülkenin çağa uygun her kalkınma hamlesine karşı çıktılar.Köprüye "Hayır" dediler,hava alanlarına,metrolara v.b. yatırımlarına" Hayır" dediler.Tekrar iktidara geldiklerinde bütün bunları durduracaklarını açık açık vaat ettiler.

Bu İSTEMEZUK zümresi bir gerçeği görmüyordu.O gerçek şuydu.Bunlara karşı bilinçli,basiretli ve samimi bir halk vardı.Her ne kadar bir zamanlar bu halk için "Halk plajlara hücum edince vatandaş denize giremedi" dense de İSTEMEZUK zümresine karşı basiretli bir halk vardı.Çünkü bu halkımız, bin yıldır Hakka ve Hakikata hizmet etmiş ümmetin ve bütün insanlığın ümidi haline gelmişti."Siz Allah'ın dinine yardım ederseniz Allah'ta size yardım eder" ayeti gereği Rabbim hiç bir zaman bu necip milleti yerde bırakmadı.

İşte haksızlık ve zulümlerin devam ettiği bir dönemde Yüce Rabbimiz bu millete güzel ve temiz (Tayyip) bir insan hediye etti.Milletimiz de bu güzel ve temiz (Tayyip) insanı mahcup etmedi.Her defasında bir öncekinden daha fazla bağrına bastı.

Rabbimiz güzel ve temiz insanlarla ilgili Kur'an'da destek sözü veriyor ve bu ilahi kurallar (sünnetüllah) kıyamete kadar da devam edecektir."...kim Allah'tan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder.Ve ona beklemediği yerden rızık verir.Kim Allah'a güvenirse O (Allah) ona yeter..."(Talak,1,2) .

O güzel ve temiz (Tayyip) insan hep içinde Allah korkusu taşıdı. Ülkesine ve milletine karşı hizmet etmekten başka bir şey düşünmedi.O nedenledir ki Rabbimiz hep ona yardım etti, ve onun hakkında kurulan plan ve desiseleri yok etti.Çünkü o biliyordu ki"Onların(zalimlerin) bir planı varsa Allah'ın da bir planı vardır".

Halk, o güzel ve temiz (Tayyip) insanı hep sevdi.Onun samimiyetinden hiç şüphe etmedi.Ağlarken de samimi olduğunu,konuşurken de samimi olduğunu,fakirin sofrasına otururken de samimi olduğunu seven sevmeyen herkes kabul etti.

Bundan sonra bize düşen görev Başkanımıza ve tayin edeceği idarecilere itaat edip,ülkemizin kalkınmasına yardımcı olmaktır. İslam kaynaklarında idareciler için "Ulü'l emr" kelimesi kullanılır.Ulü'l emr, emir sahibi manasına gelir. Emir sahibi olmaktan amaç ise, işin başında ve yetki sahibi olmak demektir. Bununla da demek istenilen, halkın üzerinde yönetme yetkisine sahip olan kimseler demektir.

En yukarıdan aşağı; devlet başkanı ve ondan aldıkları yetkiye dayanarak, vali ve kaymakamlara kadar ulül emr sayılırlar. Eğer bu yetki sahipleri, yetkilerini meşru bir şekilde almışlarsa, meşru dairedeki emirlerine itaat etmek dinen farzdır. Bu farz, Kur'an-ı Kerim'deki şu ayete dayanır:"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin; peygambere ve sizden olan ülü'l-emre (emir sahibi idarecilerinize) de itaat edin! O halde bir şey hakkında ihtilafa düşerseniz, Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, artık onu Allah'a ve peygambere arz edin! Bu hem hayırlı, hem de netice itibarıyla daha güzeldir." (Nisa, 59)

Bu konu ile ilgili Hadis-i Şerif de şöyledir: "Kim bağlılık sözü verdiği devlet başkanına karşı sebepsiz yere itaatsizlik ederse, kıyamet gününde Allah Teala'nın huzuruna, tutunacağı hiçbir delili bulunmaksızın çıkar. Devlet başkanına bağlılık sözü vermeden ölen kimse, Cahiliye devrinde ölmüş gibi olur." (Müslim, İmare 58)

Ey güzel ve temiz (Tayyip) insan!Nice ülkeler senin gibi bir lidere sahip olamamanın üzüntüsünü taşıyor.Ve nice zıt gruplar "Ah keşke bizim tarafta da böyle bir insan yetişseydi" demenin acısını çekiyor.Ama çok şükür ki sen milletten yanasın ve Rabbimiz seni bu millete hediye olarak verdi.

Allah yar ve yardımcın olsun.Amin.

Abdulvasih DURAN