İmam Hatip Lisesinde öğrenciyken bir kitap okumuştum.Sanırım kitabın ismi "Bütün İşler Neden Yanlış Oluyor " idi.Hatta kitabın ismindeki 'N' harfi de ters yazılmıştı. Okuduğum bir çok kitabın içeriğini unuttuğum halde bu kitabın içindeki bazı önemli bölümleri hala unutmadım.

Yazar, hayatımızdaki işlerin neden yanlışlarla dolu olduğunun bazı sebeplerini anlatmıştı bu kitapta.Aklımda kaldığı kadarıyla yazarın üzerinde durduğu hayatımızdaki en büyük yanlışlardan birisi şuydu.

'Mesela,alanında çok başarılı bir doktor/cerrah var.Yaptığı ameliyatlar çok başarılı geçiyor.Ve insanlar hastalıklarından kurtulup eski sağlıklarına kavuşuyor ve mutlu oluyorlar.Ama siz kalkıyorsunuz bu başarılı doktoru ödül olarak bir yere idareci yapıyorsunuz.O başarılı doktor/cerrah artık ameliyatlar yapmıyor,gelen evraka imza ve mühür basıyor.Böylece bir değeri aslında heba ettiğinizin farkında değilsiniz' diyor.

Günümüzde de bu tür bazı ödüllendirmelerin aslında o kişinin yeteneğine darbe vurduğunu görmek mümkündür.Çünkü alanında çok başarılı olan bir insanı bir üst makamda pasifleştirdiğimizi görmek mümkündür.

Günümüzdeki işlerin yanlış yapılmasının diğer önemli sebebi de işi ehline vermemektir.Yüce Rabbimiz Kur'an'da işi ehline vermemizi emrediyor." Allah size, mutlaka emanetleri [işleri] ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle davranmanızı emreder." (Nisa, 58). Ve yine mü'minlerin özelliklerinden bahsedilirken şöyle buyruluyor:"Emanetlerine [dinin emir ve yasaklarına] riayet ederler ve verdikleri sözleri yerine getirirler.(Müminun ,8) .

Bir işe adam ihtiyaç olduğunda, o işi hakkı ile yapabilen kimseler getirilmelidir. Adam kayırmak, adama göre iş vermek uygun değildir. Her zaman işe göre adam seçilmelidir.Yoksa adamına göre iş bulmak değil. O eleman o işe layıksa o iş ona verilmeli, layık değilse, layık olan aranmalıdır.

Resulullah sav) bir hadisi şeriflerinde :""İş, ehil olmayana verildiği zaman kıyameti bekleyiniz." (Buhari) buyurarak, işlerin verimli ve sağlam yapılmasının, onun ehline verilmesiyle ancak mümkün olacağını, aksi takdirde bozulmanın ortaya çıkacağını ifade etmiştir.

İşini sağlam ve güzel yapmak için her şeyden önce o işi iyi bilmek gerekir.İşinin ehli olan kimse de işine ciddiyet ve özen gösterir. Her şeyin en güzelini getirmiş olan yüce dinimizin çalışma hayatıyla ilgili ölçülerini bilerek dengeli bir şekilde bunları her işimizde tatbik etmek hedefimiz olmalıdır.Şunu bilelim ki bir kimsenin işini güzel yapması hayatımızı da güzelleştirir.

"Gerçek şu ki iman edip iyi işler yapanlara gelince, elbette biz işi iyi yapanların ecrini zayi etmeyiz."(Kehf,30)

Bir iş yaptırırken o kişinin hem ehil hem de dindar olması tercih edilmelidir. Bununla beraber işi yaptırırken ehil olması ön plandadır.Bir gün Resulullah'a (sav) iki doktor/tabip gelmiş Peygamberimiz (sav) onlara "hanginizin doktorluğu daha iyi "diye sormuştur. Ancak iş konusunda uzmanlığı aynı olan iki kişiden dindar olanı tercih edilebilir. Çünkü Allah korkusu işi daha sağlam yapmasına sebep olur.

Her alanda işler ehline verildiği zaman yapılan bütün işlerin sonucunda verim ve başarı elde edilecektir. Böylesi bir toplumda kimse huzursuz olmayacak ve böylece ruh sağlığı sağlam bir toplum oluşacaktır.

Ama şu bir gerçek ki her zaman toplumda bu üç guruba rastlamak mümkündür:

1-Yerini bulamayanlar,

2-Yerini dolduramayanlar,

3-Yeri doldurulamayanlar.

Abdulvasih DURAN