Rabbi olan Yüce Allah'a sonsuz humdu senalar, O'nun kutlu nebisine verdiği nimetler ve faziletler adedince salat selam olsun

Rabbimiz insanların dünya ve ahiret saadeti için peygamberleri aracılığıyla din gönderir. Özgür iradelerini sıratı müstakim üzere kullanan kullar bu saadete ulaşırlar.

Gönderdiği din bütün dünya ilimleriyle uyumlu ve ters düşmeyecek derecede bir bütün halindedir. İlim ve bilim insanı bu gerçeği göz ardı ederek araştırma yaparsa illaki teorisinde eksiklik oluşur. Günümüz bilim adamları da temelinde ateist felsefeyle deney ve gözlemlerini yapa geldiklerinden uğraşıları ancak inançsızlıklarını arttırıyor.

Allah Dost Olarak Yeter

Bu durum Allah inancı olmayan bir psikologun inanç problemi yaşayan hastasına yardımcı olmasına benziyor. Başına gelen bela ve musibetler için 'neden beni buluyor, Allah beni sevmiyor mu?' diye çıkmaza düşmüş gence ateist profesör nasıl yardım etsin!

Biz hayatımızda Yüce Allah'ı dost edinemediğimizden çareyi önce psikologda arar olduk ve bu yüzden psikomatik bozukluklar peşimizi bırakmıyor. Psikiyatrik ilaçlar ancak bozukluğu uzatıyor, uyuşturuyor.

İnancımıza uygun yaşamadığız için yaşadığımız işlere inanır hale geliyoruz. Bu gün kime mikrofonu uzatsanız dininiz nedir diye; 'Elhamdülillah müslümanım'diyor. Ama yaşantısı, Müslümanlığını sanki reddediyor.

Allah'a inanıyoruz ama Allah yokmuş gibi yaşıyoruz. Böyle olunca bu boşluğu dünyevi değerler dolduruyor. Düşünce boyutunda ise bilimsel veriler hayatına şekil verir hale geliyor.

Bilim ise kainattaki düzeni 'kendiliğinden' olma üzerine kurgulamış içinde Allah inancı yok.

300 yıldır Müslüman bilginleri yetiştiremediğiz için bilim dünyasının eksiklerini tamamlayabilecek donanımda din alimleri yetiştiremediğimizden geride kalıyoruz.

İnanç problemleri yaşayan insanımız, çareyi bilmem nereli bilim adamlarının gözlemlerinden medet umuyor. Bu durum sadece bizi "Gerçek Dosttan" bizi uzaklaştırdı.

Normal doğumla bebeğini kucağına alacakken doktor beyin 'sezaryenle doğum yapabilirsin, iki günde iyileşirsin' önerisine uyar olduk. İlaç sektöründe 'al antibiyotiği hemen iyileş' dendi diğer organlar ne zarar görüyor önemli değil(!) hapı yuttuk.

İlaçla tedavi olacakken ameliyatsız olmaz sözüne kandık. Bursa Ulu Camii minberinin yan kısmına gezegenleri hem sırasına hem uzaklığına dair oranlarıyla işleyen atalarımızın izine davet eden alimler yetiştirmeliyiz.

Bilim, Din haline getirilmeye çalışılıyor

Böyle giderse bilim diye bir dinimiz olacak. Halbuki bilim ile din iç içedir. Alimlerimiz takva sahibi olmadıkça, bilim adamlarımız Allah'la barışmadığı sürece sıkıntıyı bütün insanlık çekecektir. Nasip olursa haftaya bu konuyla ilgili çok önemli bir eserden bahsedeceğim. Bu eser, bilim, ilim ve dinin nasıl iç içe olduğunu kanıtlıyor.

Muhabbetle kalın..