Yüce Rabbimiz insanın iç dünyasına bazı varlıklara karşı derin bir sevgi koymuştur. Dünyadaki bu sevgilerin başında evlat sevgisi gelmektedir.

Çocuklar,Allah'ın bizlere verdiği en büyük nimetlerden birisidir.Anne-baba şefkati onlar içindir.Her zaman gözler onları arar,dışarı çıktıklarında mutlaka anne-babanın bir ikazı olur.Mevsim kış ise "yavrum sırtına bir şeyler al,soğukta gezme" derler.Damat oldukları gün bile mutlaka oğlunun alnındaki terleri elindeki mendili ile siliyordur anneler.Kızları gelinlik içinde olsa bile hala onların gözlerinde bircik bebekleridirler."Anne Avusturalya'ya gidiyorum" diyen evladına, "aman yavrum yavaş git" demişti anne.

Çok etkilenmiştim bir seferinde.Genç bir delikanlı vefat etmiş,tabutunun üzerindeki örtü biraz kaymıştı.Anne eliyle işaret ederek 'yavrumun örtüsünü örter misiniz' demişti.Hani geceleri sessizce gelir yavrularının üzerindeki yorganı örter,kuzucukları üşümesin diye.Acaba bu da böyle bir duygumuydu?Bilemeyiz anne-babaların iç dünyalarını.

Anne-babalar yavrularına bir iş yapmaya , onları bir yere göndermeye kıyamazlar."sen dur, ben yaparım, sen yorulma, ben giderim" sözleri onlardan en çok duyduğumuz sözlerdir.Anne-babalar sadece bir yere çocuklarını göndermeye razı olurlar. Allah yolunda cihada gönderirken. Anneler, kendi elleriyle kınalarını yakar "yavrum git ya şehit ol ya gazi,arkanı dönüp kaçarsan sütümü helal etmem"derler.Yavruları şehit olduklarında da göz yaşı dökerler ama gururludurlar.Göz yaşı dökmek kalbin bir şefkatidir.Resulullah(sav)ın oğlu İbrahim vefat ederken Resulullah(sav) göz yaşı dökmüş "Göz yaşarır, kalp mahzun olur. Allah'ın rızasına uygun olandan başka bir söz söyleyemeyiz. Ey İbrahim Seni kaybetme yüzünden derin bir hüzün içindeyiz." buyurmuştu. Çünkü ağlayanlar anlayanlardır.Ağlamayanlar anlamayanlardır.

Esma'nın babası Muhammed el BİLTECI'de bir babaydı.Yüreği yanmıştı.Çünkü Esma daha 17 yaşında şehit olmuştu.Esma'nın yaşında nice gençler ellerinde cep telefonlarıyla oyun oynarken O, yaşının üstünde bir olgunluğa sahipti.Ülkesinin namusunu korumak için şahadeti seçmişti.Bir baba için evlat acısı çok zordur.Her baba ister ki çocukları kendilerinden daha uzun yaşasın.Evlatları vefat eden insanların taziyelerin de 'çocuğunuzun ruhu için el-fatiha' dediğimizde babanın duygularını anlıyoruz.Bakışlarından adeta şunu sezinliyoruz.Aslında sıralamaya bakılırsa ben önce gitmeliydim. Taziyeler baba için çocuklarına verilir.Ama Rabbimin emri başımın üzerindedir.O verdi, O aldı.

Esma henüz 17 yaşında bir genç kızdı.Onun gülen yüzünü ne anne-babası nede bütün mü'minler unutmayacaktır.Zaten onlara yetişmek için biz günde 40 defa namazda "Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet..."(Fatiha-6,7)demiyor muyuz.Çünkü onlar kendilerine nimet verilenlerdir.Onların kim olduğunu şu ayeti kerime açıklamaktadır:" Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle ve salihlerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır. ﴾Nisa-69)

Onlar şehit oldular.Esma,Hasan el Benna'nın torunu Halid el Benna,Bedii'nin oğlu Ammar Mursi'nin danışmanın kızı Habibe ve Mısır'daki , Suriye'deki ismi bilinmeyen yüzlerce şehit çocuklar.Onlar ailece Rablerine verdikleri sözde durdular." Mü'minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah'a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir. ﴾Ahzab-23).Onlar bir elmanın değil bir ayetin iki yarısı gibidirler.Ailece Allah'a söz vermişlerdi. Senin yolunda yürüyeceğiz.Ve bu sözün bir bölümünü çocukları yerine getirdi,ailenin diğer kısmı da sözünde durmuş ve sırasını beklemektedir.Dedeleri ve büyükleri de zaten daha önceden sözlerini tutmuşlardı.Hasan el BENNA ,Seyyid KUTUP,Abdulkadir UDEH ve nice isimsiz kahramanlar.

Sırat köprüsünün üzerinden geçerken sıra falan beklemeyeceklerdır.Çünkü onların elinde öyle güçlü belgeleri var ki.O belge şöyle yazılmıştır'Bu güzel insanlar hayatlarını İmanlarına şahit kıldılar,bunlar Allah'a verdikleri sözü yerine getirdiler'.Bir hadis-i Şerifte de belirtildiği gibi "Bunlar sırat köprüsünün üzerinden geçerken Cehennem şöyle seslenecek 'çabuk geçin yoksa sizin nurunuz beni söndürecektir"

Şehitler iki şekilde ölümsüzdürler:

-Birincisi, Allah katında diridirler ve sürekli nimet içindedirler.

-İkincisi,nasıl ki düşen her yağmur tanesi yeryüzüne hayat veriyorsa,düşen her şehit kanı da binlerce insanın dirilişine sebebiyet veriyor.Bir Esma ölürken nice Esmalar şuurlandı?

Unutmayın:Bir elmanın iki yarısı olmak kolaydır.Önemli olan bir ayetin iki yarısı olabilmektir.

.