Keyifsiz bir mücadeleyi daha geride bıraktık Pazar günü. Aslında fena başlamamıştı Tokat maçı. İlk 15 dakikası olabildiğince keyifliydi.

İki kaleye de hızlı bir şekilde inen, pozisyonlar yakalayan renktaş oyuncular, 15.dakikada yoruldu sanırım.

Vasatı aşamayan, pozisyon zenginliğinin olmadığı bir 75 dakikaya geçiş yaptık sonrasında.

Fakat, Burak Uça'nın oyuna girmesi ile bir hareketliliğin olduğunu; daha dikine oynama isteğinin ortaya çıktığını belirtmeliyim.

İnegölspor, orta alanı yetersiz bir takım. Emrah-Erdi-Yasin üçlüsünden, Yasin dışında iki oyuncu takımı öne çıkaracak özellikte değil.

Emrah'ın biraz dikine oynama özelliği vardı da; Erdi'yle oynaya oynaya ona benzedi. Aldığı topları bir orta saha oyuncusu hiç dikine kullanmayı düşünmez mi? Şu an bu iki oyuncu düşünmeyen kısımda.

Mahmut için hala olumlu bir şeyler yazmayı bekliyorum. Ama o ısrarla ben bu işi yapmayacağım diyor. Kendisine de yeteneklerine de yazık ediyor.

Tam beklediğimiz kıvama gelememiş -sakatlığını da düşünürsek- Raif ve Zahid ile pozisyon üretmek kolay olmadı.

2.yarıda Burak Uça, takımı biraz daha öne itmeye başlayınca sahneye yine Yasin çıktı ve çok çok önemli 3 puanı takımının hanesine yazdırdı.

Sonradan oyuna giren Levent, 2.golü atsa belki de son dakikalarda o stresi de yaşamayacaktık. Ayrıca Levent'in anlamsız kırmızısını da es geçmeyelim. Bu kadar basit kart görmenin bir cezası vardır herhalde.

Geçtiğimiz günlerde köşe yazarımız Feyyaz Soylu da değindi. Bu takımın Play-Off'a kalması büyük başarı olur. Oradan bir de yukarı çıkması olay olur.

Bu kadro ile düşmeyiz. Ama bu kadro ile Play-Off da oynayamayız. Bu sezonu bir şekilde tamamlayıp; önümüzdeki sezona ilişkin ciddi planlamalar yapmak zorundayız.