Kaldırabileceğimiz yük bellidir. Sesimizi yükseltebileceğimiz frekans bellidir. Elimizin, ayağımızın uzanacağı mesafe, gözümüzün görebileceği, kulağımızın duyabileceği ölçü sınırlıdır. İnsanız, sınırlar içinde varız. Hal böyle iken, Allah'tan sınırsız nimet istiyoruz. Ebedi cennetine, o cennette ebediyetlik kadar güzellik katan cemaline talibiz. Sınırlılarla sınırsızı istemektir bu. Aklın ölçülerine bakılsa, böyle bir istek makul görülmez. Allah'tan cennetini ve cemalini istiyoruz. Az yaparak çoğa, bir zaman yaparak ebediliğe aday olmak istiyoruz. Bu makul olmasa bile muhakkaktır. Çünkü ebediliği lütfedecek olan Allah Teala'nın ölçüsü kulaç, gram, küp değildir. Allah, işe göre değil, niyete veya Salih amele göre muamele yapıyor.

Dünyadaki görüntümüzü de ahiretteki akıbetimizi de samimi niyetlerimiz belirleyecektir. Büyük olmayı, en ulviye yükselmeyi amaç edinmekle, yürüyüp gitmeyi amaç edinmek kesinlikle aynı değildir. Mü'min, büyük işlerin adamı olduğu için büyük düşünen, büyüğe niyetlenen olmalıdır. İsterken de büyüktür, yaparken de. Başarırken büyük olmayabilir. Zira becerimizin kaynağı olan bedenlerimiz, sınırlı imkanların ortasındadır. O sınırlarla sınırlandırılmamış olan varlığımız; kalbimizdir, beynimizdir. Büyük düşünmek, büyüğü amaç edinmek, muhteşem niyetler sahibi olabilmek, sınırsızlığa açılabildiğimiz tek kapımızdır.

Firdevs'lik işler yapmakta zorlanabiliriz ama Firdevs'i isteyen niyetlerimizi arz edebiliriz.Büyük olmaya niyet etmek, işte ve akıbette büyük olmaktan önceliklidir. Niyet etmeden, rüyaları ve hayalleri onunla süslemeden büyük olunmaz. Hayalleri, duaları, gözleri büyüklükle süsledikten sonra ise büyük bir akıbetle sonlanmak mümkündür. Gereken de budur.

Allah için olduktan sonra küçük denebilecek bir işimiz yoktur artık. Büyüklüğü ilke edinmek, küçük işlere bile büyüklük kazandıracaktır. Yeter ki büyük olma niyeti tepeden tırnağa bizi kuşatmış olsun.

Sadece bir örnek olarak 'okuma' işini alabiliriz. Mesela 'Siret-i Nebi' okumayı alalım. Siret-i Nebi'yi, tarih okumak, bilgi sahibi olmak, başkalarına öğretmek amacıyla okumakla şu okuma arasında büyüklük/küçüklük farkının en açık örnekleri vardır.

Büyük olmaya niyet edenin Siret-i Nebi okuması, şu amaçları taşıması halinde başka bir okumaya dönüşür:Örnek alacağı Peygamber'ini tanıma, onu daha iyi tanıyıp sevgisini derinleştirme, mucizelerini öğrenip imanını artırma, onun sabrını öğrenerek kendisine sabır dersi çıkarma, ibadetini ve ahlakını öğrenerek kendine rehber edinme, aile yapısını ölçü edinme... Bunların sadece biri bile Siret-i Nebi öğrenmeyi ibadete dönüştürecek niyetlerdir.

Hayatımızın tümü Allah içindir. Yemeyi içmeyi, yürümeyi, uyumayı bile büyütebilir, büyümemize sebep yapabiliriz. Yeter ki yürüyüp gitmek seviyesinden büyük olma seviyesine yükselmiş olalım.Büyük bir gaye için yaratılmış insanlar olarak küçük amaçlarla yaşayamayız. Büyümeye niyet etmeye mecburuz.