Böyle bir başlıkla köşe yazısı yazacağım hiç aklıma gelmezdi. Zira Halil Büyükışıklar'ı ne siyaseten ne de şahsen çok sevmem. Sevmem zira kavgacı kişilerden hiç hoşlanmam.

Büyükışıklar, geldiği günden itibaren acaba bugün kime sataşsam da tatmin olsam diyerek ilçe başkanlığı yapmış bir isim. Ona da yapmak derseniz tabii...

Sadece iktidar partisinin temsilcilerine değil Ziraat Odası başkanlarına kadar yetişti.

Doğal olarak siyaseti bir kavga aracı olarak görmesi, ortalığı karıştırma isteğinin sürekli zirve yapması nedeniyle olabildiğince uzak kalmaya çalıştım kendisinden. Oysa daha önceki başkanlarla Turhan abiyle, Erol abiyle, Engin hanımla oturup konuşur, kendileriyle sohbet etmekten mutluluk duyardım.

Daha önce de yazdım; bir okulun mezunları dernek başkanlığının ötesinde ulaşabileceği en üst zirve olan CHP İlçe Başkanlığına ulaşmış Büyükışıklar, zoraki bir başkan olarak seçildi.

Tek aday olarak girdi. Hatta o gün başka bir aday çıkarabilir miyiz düşüncesiyle seçim bile geç saatlerde bitti.

Zira partinin büyükleri Büyükışıklar'ı hiç istemedi. Aday yokluğunda seçildi.

Başkanlığı döneminde hem basın kanalıyla hem de sosyal medyadan sataşmadığı kimse kalmadı.

Kavga ederek siyasette başarılı olunamayacağını öğrenemedi. Belki de geçtiğimiz hafta itibariyle öğrendi ama geç kaldı.

Halil Büyükışıklar'ın neden görevden alındığını bilmiyorum. İl Başkanı'nı şikayet etmiş, ondan alınmış yorumları yapılıyor. Olay CHP içinde tartışıldı ve İl yönetimi Büyükışıklar'ı görevden aldı.

Fakat Büyükışıklar'ın istifa etme sebebini haklı buluyorum. Git gide HDP'ye yaklaşan CHP'nin Genel Başkanı 'Seçilmiş olanlar seçimle gider' derken; bunu kendi partisinde uygulamayan Kılıçdaroğlu'na serzenişlerinde kesinlikler haklı.

Halil Büyükışıklar, 1 yılı tamamlayamadan görevinden ayrılırken; belki de o 1 yıl içindeki tek doğru hareketini yaptı ve haklı olarak görevinden ayrıldı.

Tepkisine de söylemlerine de sonuna kadar katılıyorum.

Bakalım CHP'de yeni dönem nasıl olacak? Bunun için önce görevlendirmeyi beklememiz gerekiyor.