Hamd alemlerin Rabbi olan Allah cc.’ya mahsustur. Salat ve Selam, Hz. Muhammed (sav)’e, temiz Ehl-i Beytine, O’nun Ashabına ve Tüm mücahid / mücahidelerin üzerine olsun. "Ey müminler! Yahudileri ve hristiyanları dost edinmeyiniz. Onlar, birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost .edinirse o, onlardan olur. Hiç kuşkusuz Allah, zalimleri doğru yola iletmez." "Ey müminler! İçinizden kim dinden dönerse bilsin ki, yakında Allah öyle bir grup ortaya çıkaracak ki, Allah onları sevdiği gibi onlar da O'nu severler. bunlar müminlere karşı alçakgönüllü, kâfirlere karşı onurlu davranırlar, Allah yolunda cihad ederler, biç kimsenin yergisinden ve kınamasından çekinmezler. Bu Allah'ın bağışıdır, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfu geniştir, O her şeyi bilir." "Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun peygamberi ve namaz kılan, zekat veren, rükua varan müminlerdir." "Kim Allah'ı, Peygamber'i ve müminleri dost edinirse bilsin ki galip gelecek olanlar, yalnız Allah'ın tarafını tutanların grubudur." Sonra Kur'an, düşmanlara ilişkin gerçek, kendisinin onlara ve onların da ona karşı verecekleri savaşa ilişkin gerçek konusunda müslümanın bilincini kristalize ediyor. Bu savaş, bir inanç, bir öğreti savaşıdır. Müslüman ile düşmanları arasındaki bitmeyen sorun, inançtır. Karşısındakiler ona, her şeyden önce inancından ve dininden ötürü düşmandır. Onların bu durmak bilmeyen düşmanlıkları, fasıklıklarından, Allah'ın dininden sapmalarından, Allah'ın dinine uyup doğru yol üzere yürüyenlerden hoşlanmamalarından kaynaklanıyor. "De ki; Ey kitap ehli! Bizden hoşlanmamanızın tek sebebi Allah'a, bize indirilen kitaba ve daha önce indirilmiş olan kitaplara inanmamız değil mi? Gerçekten çoğunuz fasık, yoldan çıkmış kimselersiniz." İşte, meselenin düğüm noktası budur. İşte, temel faktörler bunlardır! Bu metodun, bu temel direktiflerin değeri gerçekten büyüktür. Bu doğrultuda Allah'a, dinine, peygamberine ve İslâm toplumuna bağlılıktaki içtenlik ve de savaşın, ayrıca düşmanların niteliğini kavramak, imanın gereğini yerine getirme, Müslüman bireyin eğitme ve İslâmcı grubun örgütsel etkinlikleri açılarından son derece önemlidir. İslâm sancağını taşıyan kimseler, kendileri ile kendilerinin taşıdıkları sancağı taşımayan karşıt komplolar arasında kesinkes bir ayrımı benliklerine yerleştiremedikleri, sadece Allah'a, peygamberine ve kendi mümin liderlerine bağlı kalamadıkları, düşmanlarının, bu düşmanlığı doğuran nedenlerin, onlarla aralarındaki savaşın niteliğini kavrayamadıkları, onların tümünün Müslümanlara düşman, Müslümanlara ve İslâm inancına karşı mücadele konusunda ise birbirlerine dost olduklarını anlayamadıkları sürece, gerçekte iman etmiş olamayacak, Müslümanlıkları hiçbir değer ifade etmeyecek ve yeryüzünde hiçbir şey gerçekleştiremeyeceklerdir. (Devam Edecek)