Dün, İnegöl İmam Hatip Lisesi öğretmenlerinden Bahattin Er Hocam ile BURFAŞ eski Genel Müdürü İbrahim Er abimizin babaları; Abdurrahman Er amcanın cenazesi vesile ile bir yazı kaleme almıştım.

Çimen Camii'nden ve veda edenlerden bahsetmiştim.

Cenaze namazı kılmak için tekbir aldığımda, Huzurevi binasının da Çimen Camii'ne veda etmiş olduğunu fark etmiştim.

40 yıllık Huzurevi binası yıkılmış ve sadece Huzurevi ile Çimen Camii dostluğunun şahitleri ağaçlar kalmıştı bahçede.

Huzurevinin Çimen Camii'ne vedasını daha önce köşeme taşımıştım. Bu vedayı güncelleyerek tekrar paylaşmak istedim sizlerle;

Yeni Huzurevi yapıldı. Eski Huzurevinin ömrü bitti. 40 yıldır hizmet veriyordu. Bilen biliyor, nice hayat hikayelerine sahne oldu o çatı. Kaç garibanı uğurladı kara toprağa... Kaç dostluğa ya da kaç vefasızlığa şahitlik etti...

Çimen Cami'ye sorsanız o da şahitlik eder tüm bunlara. Öyle ya sırt sırta iki çatı idi onlar. Sakinlerinin tüm sırlarını paylaşmışlardı yıllarca. İyi kötü günlerde birlikte idiler orada, yan yana. Kaç ömrü tamamladılar ve uğurladılar birlikte...

Dün gördüğüm manzara yüreğimi sızlatmadı değil. Bana dokunan Huzurevi ile Çimen Camii'nin ayrılmış olması idi. Öyle ya dile kolay, 40 yıllık dostlar ayrılmışlardı resmen. Huzurevi binası, yanı başında yıkılıp enkaz haline gelmişti Çimen Camii'nin..

Huzurevi sakinleri yeni binalarına taşınırken, Çimen Camii cemaati büyük incelik göstermişti. Huzurevi sakinlerine veda programı gerçekleştirmişlerdi. İki komşu çatının sakinleri, vedalaşıp helalleşmişlerdi. Bizim işitebileceğimiz bir dilleri olaydı da; Çimen Cami ile Huzurevi de böyle kucaklaşıp vedalaşabilseydi.

Belki Çimen Camii'nin sayı olarak 10-15 cemaati eksildi ama kaybettiği dostluk ve mazi tarif edilemez. Yaşlıların orada bulunması büyük bir hayır ve dua kapısı idi. Bu kapı kapanmış bulunuyor artık.

Bu ayrılıkta en büyük teselli, yaşlılarımızın artık daha modern bir binada hizmet alıyor olması.

Huzurevi sakinleri Yeniceköy'de yapılan yeni binalarına taşındı.. Allah bu tür kurumlara ne düşürsün, ne de bu tür kurumları eksik etsin.

Bu vesile ile tekrar, Huzurevi sakinlerine yeni ve modern bir bina kazandıran İnegöl Belediye Başkanlığını ve Hayırsever Göztepe ailesini tebrik ediyorum. Artık yaşlılarımız gittikleri yerin karşısındaki yeni cami ile tanışıyorlar.

Gerçekten Huzurevi ile Çimen Camii etle tırnak gibi idi. Buna İmam Hatip lisesindeki öğrenciliğimden şahidim.

Yeri gelmişken bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Çimen Camii'ne kapandığı için üzüldüğüm bir kapı daha var.

Bizim talebeliğimiz döneminde Çimen Cami bahçesine İmam Hatip Lisesi'nden geçiş vardı. Aradaki kapıdan, Öğrenciler rahatlıkla Çimen Camiini kullanabiliyorlardı. İmam Hatip Mezunlarına soruyorum; hangimiz geçmedik bu kapıdan? Hangimiz sevmedik Çimen Cami'de namaz kılmayı? Hangimiz Çimen Camii sohbetlerine katılmadık?

İlk ezan okuduğum, ilk namaz kıldırdığım, ilk hutbe okuduğum, ilk vaaz verdiğim, ilk geceleyip uyuduğum camidir Çimen Cami.

Hatırası anlatmakla bitmez bu güzel caminin.

Maalesef daha sonra yüksek bir duvar örüldü cami ile okul arasına. Ayırdılar iki dostu birbirinden. Her ne kadar yetkililer güvenlik gerekçesi ile bunu yapmış olsalar da; Çimen Camii ile İmam hatip Lisesi'nin iç içe dizayn edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Umarım Huzurevi kapısından mahrum kalan Çimen Camii, yıllar önce kaybettiği İmam Hatip kapısına yeniden kavuşur.

Belki huzurevi gibi bir dostunu kaybeden Çimen Camii, İmam Hatip gibi eski bir dostuna kavuşmakla teselli bulur.

Kim bilir?