Bir çocuk... Sorumluluk duygularından yoksun. Belki dikkat çekmek için yaptıklarından; belki de öfkesini kontrol edemediği için sevilmeyen bir çocuk. Oysa ki o bir çocuk!

Onun minicik yüreğinin tek suçu ailesi tarafından yaşamak zorunda oldukları. Hepimiz hata yapabiliyoruz. O minik yüreğin ailesi de mutlaka istemeyerek de olsa hatalı davrandılar. Her şeyin başında tutarsız davrandılar çocuklarına. Anne bir konuda diretirken baba çocuğun yanında oldu. Ya da tam tersi. Örneğin çocuk eve gelince ödevini tek başına yapmak istemedi. Yapabilirdi ama anne veya babasından yardım istedi. Anne otoriter bir şekilde; "Ödevini tek başına yapmalısın. Gerçekten yapamadığında biz buradayız!" dedi. Baba ise; "Aaa! Hiç olur mu öyle şey? Tabi ki yardımcı olurum babacım." dedi. Şimdi düşünün lütfen. Bu ailede çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar verebilir mi? Ya da örneği değiştirelim. Alışveriş merkezine gittiler. Çocuk bir oyuncağı alabilmek adına tutturdu. Oyuncak pahalı. Ailenin bütçesi sınırlı. Anne çocuğuna kıyamıyor ve "Alırız tabi ki!" diyor. Baba ise bütçesini düşünüyor ve çocuğuna bunu güzel bir dille izah etmeye çalışıyor. Peki çocuk ne yapıyor? Oyunu almak tatlı geliyor. Ve babasının söylediklerini dinlemiyor bile. İşte çocuğun bütçe dediğimiz kavramı anlayamamasının nedenlerinden sadece biri...

Bazı ailelerin yaşamları gerçekten zor olabiliyor çocuk için. Evliliği yürümeyen aileler var mesela. Bu gayet normal. Bir yaşam kurulur ve yürümediği anda her iki tarafın da iyiliği açısından evlilik sona erer. İşte tam da bu noktada çocuk her şeyden önce gelmelidir. Mutlaka zor dönemlerden geçilmektedir ama çocuğun sorumluluğunu hem anne hem baba eşit derecede almaya devam etmelidir. Gerekirse uzmanlardan yardım da alınmalıdır. Ve ortak kararlarla hareket edilmelidir. Aksi halde çocuğun bir annede bir babada (bazen anneanneler, babaanneler, dedeler de) farklı tutumlar, farklı kurallarla kafası karışacaktır. Dolayısıyla neyin doğru neyin yanlış olduğunu çözemeden farklı etki ve tepkilerle yaşamına devam edecektir. Bu durum da çoğu zaman önce okul hayatına sonrasında sosyal hayatına ve çözülmeden devam ederse ileriki yaşamına kadar büyüyerek devam edecektir.

Çocuklarınızın kendi ayaklarının üzerinde durabilmesini istiyorsanız; çocuğunuza ebeveynleri olarak dengeli davranın. Kararlar alırken ortak kararlar almaya çalışın. Çatıştığınız zamanlarda çocuğunuzun yanında değil başka bir yerde tartışarak yeni kararlar alabilin. Ayrıca çocuğunuzu yetiştirirken onu sorumlu bir birey haline getirmek istiyorsanız; çocuklarınıza sorumluluk verin. Kıyafetlerini kendisi seçsin. Okuyacağı kitabı kendisi seçsin. Siz sadece hangi reyondan hangilerini alabileceğini gösterin. Yemek sofrasını hazırlarken çağırın, tabakları çatal kaşıkları o koysun. Yemekten sonra toplarken size yardım etsin. Evde bitkiniz varsa en azından bir tanesinin sorumluluğunu çocuğunuza verin. Ne kadar ve kaç günde bir sulayacağını söyleyin gerisini ona bırakın. Sabah kalktıktan sonra yatağını kendisi toplasın. Odasını ve oyuncaklarını o toplasın. Baba ev işleri tamiratı yaparken evladı minik minik yardımlar etsin.

Tüm bunlar ne işe yarayacak biliyor musunuz? Çocuğunuzun hayatında olamadığınız zamanlarda da olgun bir birey gibi düşünecek veya en azından kendi ihtiyaçlarını karşılayıp düzenli hayatına devam edecektir.

Sevgiyle kalın...