Televizyon programlarından önce de Cübbeli Ahmet Hoca İnegöl?de tanınıyor ve seviliyordu. Bursa?da ve İstanbul?da verdiği sohbetlere düzenli olarak katılan İnegöllü sayısı az değildi.

Daha da önemlisi Cübbeli Ahmet Hoca?nın içinde bulunduğu hizmete mensup bir çok İnegöllü var.

Televizyon programları sonrası, Cübbeli Ahmet Hoca daha geniş kitleler tarafından tanındı ve sevildi.

Gelinen nokta malum. Cübbeli Ahmet Hoca tutuklandı.

İddialar; Cübbeli Ahmet Hoca?nın ismiyle bile yan yana zikredilmeyecek konular içeriyor. İddialar, iftiralar, komplolar iç içe.

Sevenleri çok üzgün. Ahmet Hoca?nın büyük bir komployla kurban edilmek istendiğini düşünüyorlar. Dua ediyorlar. Olup bitenlere tepkililer.

Ahmet Hoca?yı sadece televizyon programından tanıyanları da dinledim. İddialar karşısında Hocanın hayranlarının kafası karışık. Ancak yine de iddialara inanmıyorlar.

Şahsen ben de inanmıyorum. Böyle bir zan ve durum karşısında İslam edeb ve adabının gerektirdiği tutum da budur.

Cübbeli Ahmet Hoca?nın daha önceki vaazlarında bu tür iftiralarla karşılaşabileceğinden bahsettiğini biliyoruz.

Ben tutuklamaların Fethullah Gülen Hocaefendi?nin hizmetiyle irtibatlandırılmasını da doğru bulmuyorum.

İslami camialar bu tür tartışma ve zanlar ile birbirine muhatap olmamalı. Aksi halde birlik, beraberlik ve kardeşliğimiz büyük yaralar alacaktır. Bu tür zanlar ve iddialar karşısında gece gibi olmalıyız.

Hata ve kusur içerisinde olsak da bunları yaymayı değil, örtmeyi ve hüsnü zannı tercih etmeliyiz. İnancımızın gereği budur.

Şu noktada çok önemli: Şahısların hataları cemaatlere mal edilmemeli. Hiçbir ihvanın hata ve günahı, mensup olduğu hizmetin şeref ve onuruna leke getirmez.

Bu sadece Cübbeli Ahmet Hoca?nın imtihanı değil. Hepimiz bir imtihandan geçiyoruz. İftira, Dedikodu ve su-i zannı tercih edenler kaybediyor.

Cübbeli Ahmet Hoca?nın başına gelenler yeni değil. Özellikle 28 Şubat sürecinden beri Mahmut Efendi?nin cemaati üzerinde bir çok oyun girişimi var.

Henüz Mahmut Efendi cemaati içinde cinayete kurban giden hoca efendilerin dosyaları aydınlatılabilmiş değil.

Olup bitenlerin bağlantılarını çok derinde aramak gerekiyor. Hatta cemaatle aynı semti paylaşan patrikliğin, derin ilişkilerine de göz atılmalı.Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol?un ilişkilerinin masaya yatırılması gerekiyor.

Tutuklama sonrası Cübbeli Ahmet Hoca?dan kamuoyuna bir açıklama geldi. Ahmet Hoca çok büyük bir yemin ile iddia ve zanlara cevap verdi. Ahmet Hoca?nın yemini şöyle:

?Allâhı, Resûl?ünü ve Meleklerini şâhit tutarım ki; ben ne Kazakistandan ne de Fastan, ne fuhuş için ne de nikâh için hiçbir kadın getirtmedim. Eğer getirttiysem Allâhın, Meleklerin ve bütün insanların lâneti benim üzerime olsun. Ama eğer getirtmediysem Allâhın, Meleklerin ve bütün insanların lâneti bana bu iftirayı düzenleyen ve beni bu duruma sevk edenlerin üzerine olsun.

Böyle bir durumda mümine yakışan hüsnü zandır. Hele hele böyle büyük bir lanet söz konusu ise?.

Bu kadar büyük bir yemine inanmama cesaretini hangimiz gösterebiliriz?