Medet ya Rab Medet
Ve yağmur yağar gözlerden
Yerinden fırlayacak bir kalp çarpar
Sarsılır derinden tüm beden
Medet Ya Rabb Medet
Yaydan vınlayan bir ok
Tersine çevirir bir başı enseden
Rabbine sığınmış bir gönlün yardımcısı Allah’tır. Böyle mi olmuştur tarihte bilinmez ancak Rahman’ın yardımının ne zaman geleceğini okumuştum Kitapta. O mükemmel anlamın bir iki saniyelik ve karede verilmiş olması ne hoş bir şey.
Genelde insanlar filmleri gözleriyle seyrettiğini sanır. Aslında o gözlerin ardında saklı kültür, bilgi ve hisler zaman zaman fark edilebilir. Gönül ikliminde eser rüzgârlar ve insanı hangi diyarlara sürükler bilemezsin. Beyaz perdede gördüklerin içindeki hangi anlam perdelerini aralar, onu göremeyebilirsin.
“Metã nasrullah?” (Allah’ın yardımı ne zaman?)der ayetler. Kimlerin dediğini de açıklar. “Yoksa siz, sizden önce geçenlerin durumları hiç başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onların başına öyle ezici sıkıntılar, kımıldatmaz zaruretler geldi ve öylesine sarsıldılar ki, peygamber ve beraberindeki iman edenler: «Allahın yardımı ne zaman?» diyeceklerdi. Bak işte, Allahın yardımı yakındır.
Tefsirlerde okuduğum şöyle bir cümle vardı. Allah’ın yardımı tüm yardımların bittiği anda gelir. Kul, yardım için başka bir kapı bulamazsa, o vakit gelen yardım Allah’ın yardımıdır.
Ayrıca şunu da düşünmek gerekir; yardım biçimi bizim düşündüğümüz şekilde bir kurtuluş hali olmayabilir. Bizim için hayırlı olan neyse o yardım biçimi doğru ve ihtiyacımız olan yardımdır. Ancak biz bilmeyiz Rabbimiz bilir. Biz hayırlısını istemeliyiz Rabbimizden. Bu talebimizde teslimiyetçi bir ruh hali içindeysek, başımıza gelenler muhakkak hayırdır.
Kullandığımız beşeri ölçütler açısından kaybetmiş, yenilmiş, ölmüş olabiliriz. Ancak güneş sisteminin belirlemediği bir zamansız zaman diliminde yapılanların değerini Allah belirler. Allah’ın yardımı şehadete inanmış ve onun arzulayan bir gönül için hayırlısı ölümdür. Şehit olanlar öyle büyük bir anlamı haykırır ki gönüllere bu dava, bu inanç, bu fikir uğruna hayatı feda edilebilecek bir şeydir, der adeta. Eğer muzaffer olmayı dilemiş ve gazi olmuşsa bir insan daha nice güzel hizmetleri yapmak için ertelenmiştir şahadeti.
Kullar için güzel olan bu “vakıalar kitabı”ndan güzel anlamlar çıkarmak. Sinema dünyasını da bir kitap kabul edebiliriz. O diziden “bir sayfa veya bir kare de” yukarıdaki satıları yazdığımız andı.
Medet Ya Rab, Medet…
İnsanları ekranlara kilitleyen böyle eserleri yerden yere vuran tez canlı dostlar var. Uzun uzun değerlendirmeye vakti yok veya ilmi yok, duygusal bir dokunuşla eleştiri oklarını savuruyorlar. İşte bu eleştirilerde kişinin neyi öncelediği, kendisine göre neyin önemli olduğunu görmüş oluyoruz. Bunda, gocunacak bir hal yok. Lakin çok beğenen biri için bu mükemmel esere gölge düşürüldüğünden ve üstü kapalı kendi beğenisini tartışmaya açabileceğinden mütevellid hemen tavır alınır.
Mevlana haftasını icra ettiğimiz şu günlerin hatırına Mevlana Celalettin Rumi gibi düşünelim. Ve kendisini kınayanlara “sen de haklısın” diyecek kadar geniş yürekli olalım. Tarihi verilere ve inanç ilkelerine uygun olmasını isterdim şahsen. Çünkü dini duyarlılığın çok önemsendiği bir millet için kılık kıyafetler abes geldi bana. Hatta bu millet ki İslam’ın bayraktarlığını yapmış ve hayatlarına din yön vermiş.
Kadın erkek ilişkilerinin daha seviyeli olmasını kadınların kıyafetlerinin daha tesettürlü olmasını beklerdim. Gönül ilişkileri üzerini kurulmamalı bu tarihi diziler. Yıllar sonra bu dizileri izleyenler, günümüz hakkında “eğer aşk ile ilgili bir şeyler çekmeseydiler herhalde bunları izleyen olmayacaktı” gibi bir kanaate varacaklar sanırım. Derdimiz tarihi bir eser mi ortaya çıkarmak yoksa aşk temasını atalarımız nezdinde nasıl algılandığını gözler önüne sermek mi? O dönemleri kimse yaşamadığı için Diriliş Ertuğrul dizisinde çağın anlayışını yönetmenin algı dünyası üzerinden izlediğimizi bilelim ve güzel olan noktalara işaret edip yiğide hakkını verelim…
Yeni Türkiye kavramının dillerde dolandığı bu zamanda bekli de farklı hisler yaşamak isteyenlerde çıkar. “Abi biz neymişiz be” diyen birileri, Batı karşısında ezilmişliğin giderilmesi için bir psikolojik bir tedavi olarak görebilirler.
Dizi, TRT 1 ekranlarında isteyen izlesin ve kendinde hangi damar varsa oralarda gözüne ve gönlüne sahip çıksın ve farkında olsun.