Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a (c.c) mahsustur. Salat ve Selam, Hz. Muhammed (sav)'in, O'nun Ashabının, yolunda gidenlerin ve İslami yaşantısından taviz vermeyen gece abid gündüz mücahid olanların üzerine olsun.
İmam Muhammed b. Hasaneş-Şeybani(rh.a.), "Siyeri'1-Kebir" adlı eserinde bu konuda şunları kaydetmektedir:
"Ata b. Yesar'ın rivayetine göre Peygamber (s.a.s.), Hz. Ali'yi bir yere gönderdi ve O'na şöyle söyledi:
"Haydi, arkana bakmadan git -sana ne emrettiysem hepsini yap."
Hz. Ali:
"Ya Rasulullah, onlara nasıl davranayım? Dedi.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
"Onların bulunduğu alana vardığında onlar, seninle savaşma¬dan onlarla savaşma Şayet seninle savaşmaya başlarlarsa, senin tarafından birini öldürünceye kadar sen, savaşa başlama. Bir de se¬nin taraftan öldürdükleri kimseyi onlara göstermedikçe de onlarla savaşa girme. Onlara, o öldürüleni gösterdikten sonra şöyle de: Hala, La ilahe İllallah demeyecek misiniz? Şayet söylemeyi kabul ederlerse, onlara de ki: Namaz kılacak mısınız? Şayet: Evet, derlerse, onlara de ki: Mallarınızdan zekat verecek misiniz? Bunu da kabul ederlerse, artık onlardan başka bir şey isteme Allah'a yemin ederim ki, Allah'ın senin vasıtanla birini hidayete kavuşturması, senin için güneşin üzerine doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır."
Abdurrahman b. Aiz'in rivayetine göre Rasulullah (s.a.s.), bir yere bir ordu gönderdiği zaman onlara şöyle buyururdu:
"İnsanların gönlünü kazanmaya çalışın va onlara ihtimam gös¬terin. Onları İslam'a davet etmeden üzerlerine saldırmayın Yeryü¬zünde bulunan insanların her çeşidini, yerleşik olanını, göçebe ola¬nını İslam'a kazandırmanız, erkeklerini öldürüp çocuk ve kadınları¬nı getirmenizden bana daha sevimlidir." (1)
Önderimiz Rasulullah (s.a.s.)'in bu emirlerine dikkat edilecek olduğu zaman, göze ilk çarpan şeyin savaş olmayıp, barışın oldu¬ğudur...
Düşman karşısındaki mü'min müslümanların bütün im¬kanlarını barıştan yana kullanmalarının gereği apaçık anlaşılmakta¬dır... Hele hele düşmanı, düşmanlıktan vazgeçip dost olmaya, yani İslam'ı kabul edip hidayet bulmaya, dolayısıyla mü'min müslümanlarla kardeş olmaya davet yapılıp, bunda ısrar etmedikçe asla savaşa başlanmaması gerek...
Müslüman olma davetine olumlu cavab vermeyen şirk ordusuna ikinci teklif, onların İslam'ın yüceli¬ğine boyun büküp cizye vermeleri, böylece İslam bayrağının altın¬da emniyette yaşamalarıdır... Yani İslam Devleti'nin birer vatanda¬şı olarak barış içinde yaşamalarıdır...
Bu barış teklifi de reddedi¬lecek ve İslam davetinin önünden çekilmeyecek olurlarsa, barış ve huzurun sağlanması için kendileriyle savaşılır...
Önderimiz Rasulullah (s.a.s.)'in, İslam ordusuna verdiği emir¬lerden birisini de, Süleyman b. Büreyde babasından naklediyor:
Rasulullah (s.a.s.), bir orduya veya müfrezeye kumandan tayin ettiği zaman, kendisine hasetsen Allah'ın takvasını, beraberindeki müslümanlara da hayır tavsiye eder, sonra şöyle buyururdu:
"Allah yolunda besmele ile gaza edin Allah'a küfredenlerle çar¬pışın Gaza edin amma ganimete ihanette bulunmayın Gadir et¬meyin Ölülerin burnunu, kulağını kesmeyin Çocuk öldürmeyin Müşriklerden olan düşmanınla karşılaştığın zaman onları, üç haslete (veya güzel huya) davet et Bunların hangisinde sana icabet ederse, onu kabul et ve kendilerini bırak Sonra: Onları İslam'a davet et Şayet sana icabet ederlerse, onu kabul et ve kendilerini (serbest) bırak Sonra kendilerini yurtlarından muhacirler diyarına göçmeye davet et Ve onlara haber ver ki, bunu yaparlarsa, muhacirlerin lehi¬ne olan onların da lehine, aleyhine olan onların da aleyhine ola-caktır. Yurtlarından göçmeyi kabul etmezlerse, onlara haber ver ki, müslümanların bedevileri gibi olacaklar. Kendilerine Allah'ın, mü'minler üzerine cereyan eden hükmü uygulanacak, ganimet ve haraçta hiçbir hakları olmayacaktır. Meğer ki, müslümanlarla birlik¬te mücadele ederler Eğer bunu kabul etmezlerse, onlardan cizyeyi iste Şayet sana icabet ederlerse, onu kabul et ve kendilerini (serbest) bırak Kabul etmezlerse, artık Allah'dan yardım dileyerek onlarla savaş." (2)
(Devam Edecek)
Fi emanillah.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
(1) İslam Devletler Hukuku C:1 Sh.94-95
(2) Sahihi Buhari, Cihad, Hds. 3
.