DÜNYADA RAHAT YOK

Burası dünya. Burada biz insanoğluna rahat yok. Hastalık var. Yaşlılık var. Ölüm var.

Burası dünya. Burada kalıcı değiliz. Kiracı gibiyiz. Bir gün bizi buradan çıkartırken, bize sormayacaklar bile. Zamanı gelince alıp götürecekler.

Burası dünya. Burada sahip olduğumuz hiçbir şey bizim değil aslında. Mülkün sahibi Allah... Bizim zannettiğimiz her şey, bize birer emanet aslında.

Burası dünya. Buraya oyun ve eğlenceye gelmedik biz. Başıboş ta bırakılmış değiliz burada. Bizim bir sahibimiz var ve O bizi imtihan ediyor.

Burası imtihan dünyası dostlar! Bakınız Sahibimiz bize gönderdiği mektubunda şöyle buyuruyor:

"Elbette sizi, bazı şeylerle deneyip imtihan edeceğiz. Korku ve açlık ile mal, can ve ürün kaybı ile sizi deneyeceğiz. Sen sabredenleri müjdele! O sabredenler, başlarına bir bela geldiğinde şöyle derler: "Şüphesiz Biz, Allah'a aidiz ve yine O'na döneceğiz."

Bakara Suresi'nin bu 155 ve 156. Ayet-i Kerimelerini her okuduğumda ürperirim. İfadem yanlış anlaşılmasın; rahatım kaçar. Çünkü hayatı ve ölümü ve bizi yaratan Allah buyuruyor ki; Sizi imtihan edeceğim. Bu Allah'ın kesin bir kanunu. Bu imtihandan kaçış yok.

Dünyada korku var; Aç kalma korkusu, rızık korkusu... Bak dolar yükselince ne oldu? Başladık korkmaya. Rızık endişesi arttı. Savaş ihtimali canımızı sıktı. Nedir bu gelecek kaygısı ha? Ölümsüz mü sandın kendini?

Halbuki hepsi birer imtihan. Boş ver şimdi politik ve siyasi sebeplerini. Elbette sebepsiz kuş uçmaz. Bu ayrı bir konu...

Allah buyuruyor ki; "Mal kaybı ile sizi imtihan edeceğim." Malına güvenme. Mülk senin değil. Hiç anlamazsın elinden alınıverir. İflas edersin. İşten atılırsın. Borç altında kalırsın.

"Ürün kaybı ile imtihan edeceğim" buyuruyor Allah. Sen hangi tedbiri alırsan al. Ancak sorumluluktan ve vebalden kurtulursun. Takdir ve kader neyse başına o gelecek. Bundan kurtuluş yok. Ürünüm çok diye aldanma. Afet var. Bela var. Ürünü satamamak var. Ürünü kaybetmek var.

Ve en önemlisi "can kaybı ile deneyeceğim" diyor Allah. Canımızın garantisi yok. Eşim, oğlum, kızım var diye bağlanmayasın şu yalan dünyaya. Allah acılarını göstermesin ama sırası gelen gidiyor. Sana bana soran yok.

Bu Allah'ın kesin bir kanunu. Sevdiklerinin öldüğünü mutlaka göreceksin. Ana, baba, eş, evlat... Hepsi fani.

Anla artık ey gafil! Şu yalan dünyada bir numaralı servet; sağlık ve huzur. Bu ikisi olunca gerisi kolay... Dünya senin olsa, sağlığın ve huzurun olmasa, neye yarar mevki ve makamlar, altın ve dolarlar?

Hastalık ve yaşlılık olmasaydı bir de ölüm olmasaydı, gel dilediğimizi yapalım. Ah bir anlayabilsek, şu fani dünyada en büyük kazanç; iman ve Salih amel...

Şu imtihan dünyasında hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşıyoruz. Kavga, gürültü, korku, keder, uğraş, savaş, hep yalan dünya için. Başına bela gelmeden yaşayamazsın, anla artık. Anla artık ey gafil, bu dünyada rahat yok. Bugün rahat olmana aldanma. Yarının garantisi yok.

Velhasıl hayatın anlamını bilenler, Ayette buyrulduğu gibi derler ki: "Biz Allah'a aitiz ve yine O'na döneceğiz." Böyle derler ve bu ölçüye göre yaşarlar. Yolcuyuz dostlar aslında. Misafiriz bu fani dünyada. Ve her geçen an, gerçek evimize ve sahibimize gidiyoruz. Bunun farkında olanlara ne mutlu!