Zatına layık şekilde hamdu sena Allah'a, sınırsız salat ve salam yüce Resulullah'a

Günlük telaşelerimiz, dünyevi planlarımız, nefsani istek ve arzularımız peşinde koşturmaktan ibadetlerimizin tadını alamıyoruz.

Şu dünyaya geliş ve gidiş arasını hayatımızın amacı görmeye başladık.

Cenabı Hakkın emanetini üzerimizde taşıyorduk halbuki. Unutuyoruz, boş veriyoruz. Ümidimizi dünyaya bağlıyor ve nefsimizin korkularından sıyrılamıyoruz.

Ademoğlu, Allah Teala'nın kendisine bahşettiği canı, sahibine iade etmektedir. Camilerimizden okunan salalar bu dönüşü bize hatırlatır. Canın sahibi Allahtır. Biz bedenimizi de canımızı da kendimizden bildiğimizden nankörlük mesabesinde ömür harcar olduk.

Ademoğlu aceleci nankör tabiatlı oldu, nefsinin eline düşünce. Halbuki ona canı emanet olarak veren yaratıcısı Allah Tealaydı.

Ne zaman hastalanıyoruz, başımıza bir musibet geliyor işte o zaman memleketinden kopup gelen mülteci gibi sığınıyoruz Rabbimize.

Rabbimizin kendini hatırlatması bu olsa gerek. İnsan nefsine köle olduğunda Rabbi kulunu hastalık ve bela ile imtihan eder. Tutunduğu dünyevi dallar birer birer kırılır. En son Rabbine tutunur.

İMANLI İNSAN ÜMİTSİZ OLAMAZ

Kişi de iman varsa Rabbine ulaşabilme kapasitesi vardır. Her iman sahibi Cenabı Hakkın sevgilisidir. Cennet adaylarıdır. İmanlı insan ümitsiz olamaz. Ona ümitsizliği aşılayan nefsidir.

İbadetlerimizdeki lezzet Rabbimize dönüş psikolojimizde gizlidir. Gönlümüze bırakılan nur sebebiyle (feyz) ibadetlerimizden tat alırız. Bu Allah Tealanın bize bıraktığı yol azığıdır. Bu yolda devam et kabilinden işaretidir.

Bu haller devam eder eder gönül dünyan zenginleşir. Hikmet kapısında bulursun kendini.

Buradaki tehlike ise nefsin ve şeytanın aldatmacasıyla karşına çıkar. Nefis der ki 'sen adam oldun bak neler gördün neler yaşadın' estağfirullah makamından nağmelerinle geçersin buradan kendinden bilme bu hasletlerini, Rabbinin ikramıdır deyip yola devam etmelisin.

Bu tür güzel haller trafikteki işaretlere benzer. Yolda dönüş var, rampa inişi dikkatli ol vs..

Bir de bir şehir merkezlerine yaklaşırken gördüğümüz tabelalar vardır. Mesela Bursa 25 km. yazıyor. Sen yaşadığın manevi hallerle bu tabelanın önünde görürsün kendini.

Gitmen gereken yere yaklaşmışsın ama daha yolun var demektir. Sen nefsine aldanıp ta deme ki ' ya hu ne güzel bir yerdeyim, varmam gereken yere vardım.' Halbuki daha yolun var. Kendini bırakma yola devam et.

Bu yoldaki azık; Kelimeyi Tevhid, zikrullahtır. Başına gelen güzelce sabır ve duadır. Estağfirullah el Azim makamıdır seni günaha düşmekten alıkoyacak kalkan.

İbadetlerden lezzet alman dönüşün Allah Celle Celaluhuna olduğunu bilmekle başlar. İman hakikatine şükürle, ibadet ve taatinle devam eder.

Feyz ve hikmet kapısıyla bir mürşidi kamille buluşturur seni. Yola devam edersin. Seni sadakat gemisi kurtarır bu güzergahta.

Muhabbetle kalın