Hamd alemlerin Rabbi olan Allah cc.'ya mahsustur. Salat ve Selam, Hz. Muhammed (sav)'e, temiz Ehl-i Beytine, O'nun Ashabına ve Allah'a şirk koşmaktan kaçınan tüm mücahid / mücahidelerin üzerine olsun.
Ali küçük hoca tefsirinde ise şu şekilde açıklıyor. '' Bu bölümde Allah'ın bu kadar ayetini duyan kullarına Rabbimizden genel bir davet, bir çağrı geliyor. Ey kullarım! Haydi öyleyse Allah'a kulluk yapın. Hayatınızın tümünde, 24 saatinizin tamamında, evlenmenizde, boşanmanızda, mirasınızda, alışverişinizde, hukukunuzda, eğitiminizde, yemenizde, içmenizde, giyinmenizde, kuşanmanızda, sevmenizde, küsmenizde, itaatinizde, isyanınızda, kadınlığınız-da, erkekliğinizde, babalığınızda, evlatlığınızda sadece Allah'ı dinleyin. Sadece Allah'ın yasalarını uygulayın. Sadece Allah'ın gösterdiği gibi hareket edin.
Allah'a hiçbir şeyi, hiçbir kimseyi, hiçbir kurumu, hiç bir müesseseyi ortak koşmayın. Hayatınızı parçalamadan yana olmayın. Hayatınızı parçalara ayırıp o parçalardan bir bölümünde Allah'ın, öteki bölümlerinde de başkalarının yasalarını uygulayarak şirke düşmeyin. Namaz konusunda Allah'ı, hukuk konusunda başkalarını dinleyerek şirke düşmeyin. Oruç konusunda Allah'ın yasalarını, kılık kıyafet konusunda başkalarının yasalarını uygulayarak müşrik olmayın.
Anaya babaya karşı da muhsin davranın. Anaya ve babaya karşı ihsanda bulunmak, muhsin davranmak ana baba karşısında Allah karşısında olma şuurunu taşımak demektir. İhsan neydi? İhsan Allah'ın her an bizi gördüğü şuuru içinde olmaktı değil mi? Yani kişinin yaptığını Allah huzurunda, Allah kontrolünde yapma şuuru içinde olmasıdır ihsan.
Öyleyse bakın burada hem anaya babaya itaat isteniyor bir anlamda, ama ana babaya itaat ederken, itaat ortamında da Allah karşısında olma şuurunu kaybetmememiz isteniyor. Onlar bizden bir şey isterken Allah huzurunda olduğumuzu unutmayacağız. Bu işi yaparken Allah kontrolünde olduğumuzu hep hatırımızda canlı tutacağız. Yani ya Rabbi! Sen bana anana şöyle davran dedin diye yapıyorum bunu! Babana böyle yap dedin diye böyle yapıyorum! diyerek hem Allah huzurunda olacağız, hem de onlara itaat edeceğiz.
Yani anamız babamız bizden bir şey istedikleri zaman o anda Allah huzurunda olma şuuru içinde önce Rabbimize dönüp bir soracağız. Ya Rabbi! Şu anda babam, anam benden bir şey yapmamı istiyorlar. Ne yapayım? Nasıl davranayım? Sen bunların benden istediklerinden razı mısın? Eğer Allah razıysa tamam yapacağız. Allah huzurundayız ya. Her şeyimizle onun kontrolü altındayız ya.
Ama eğer onların bizden istedikleri Allah'ı gücendirecek, kızdıracak veya gazabını gerektirecek noktaya ulaşmışsa da o zaman onlara itaat etmeyeceğiz. Hemen o anda vazgeçivereceğiz. Anamız babamız da olsalar dinlemeyeceğiz onları. Niye? Çünkü Allah huzurundayız ya. Allah kontrolündeyiz ya. Ne yapacaksak, nasıl yapacaksak onun rızasını aşmayacak şekilde yapmak zorunda olduğumuzu asla unutmayacağız.
İşte ihsan budur. İşte Muhsin budur. Ana baba karşısında Allah huzurunda olduğunun bilincinde olmak. Biz tüm hayatımızda, zamanın tümünde, mekanın tamamında hep Allah huzurunda, Allah murakabesinde bulunmaktayız. Bir an bile bizden gafil değildir o.
Dikkat ediyorsanız itaat değil, ihsan isteniyor bizden. Ayet-i kerimede anaya babaya itaat edin denmiyor da ihsanda bulunun deniyor. Yani ananız babanız karşısında Allah huzurunda olduğunuzu unutmayın deniyor. Bir kere varlık sebebiyle anamız babamız itaate layıktır. Çünkü annemiz babamız bizim sebebi vücudumuzdur.
Yani annemiz babamız bizim varlığımıza sebep mi? Tamam onlara itaat edeceğiz. Bunun için anamızın babamızın iyi bir Müslüman olmaları şart değildir. Onlar bizim babamız anamız mı? Tamam onlara itaat şarttır. Bu mutlak bir ölçüdür. Çünkü onların itaate hak kazanmaları bizim anamız babamız olmalarıdır. Bunun için iyi bir Müslüman olup olmamaları önemli değildir.