Ortaokulu yeni bitirmiştim. Diğer bir ifadeyle 15 yaşıma yeni girmiştim.Ben,babam,abım ve küçük kardeşim Diyarbakır'a gitmek üzere ilçemizin otobüs durağına gitmiştik.Dört kişi olarak otobüse binmek üzereyken babamı tanıyan bir taksici bize yanaşarak "Hocam iki kişilik yerimiz var.İsterseniz sizden iki kişi bizimle gelebilir" deyince biz de büyüğümüz olduğu için babamızı ve küçük kardeşimizi taksiye bindirip gönderdik.Ben ve abım de onlardan 15 dakika sonra otobüsle yola çıktık.

Kaç kilometre gittiğimizi tam bilmiyorum ama karşıdan gelen bir otobüs bizim otobüsü durdurup şoförümüzle bir şeyler konuştuğunu gördük.Yolcular merakla ne oldu? diye sorunca şoför "Az ilerde kaza olmuş " dedi ve ölenler arasında babamın ismini de sayınca 15 yaşındaki bir çocuk olan benim neye uğradığımı tahmin edersiniz.

Birkaç dakika sonra kaza yerine ulaştık.Otobüsümüz durdu,bütün yolcular olayı görmek için otobüsten indiler.Babamın ve küçük kardeşimin bulunduğu taksi öndeki kamyona çarmış ve çarpışmanın şiddetiyle ikiye bölünüp yolun aşağısına düşmüştü.Babam arabanın içinde vefat etmiş,kardeşim de yola savrularak hayatını kaybetmişti.

Uzun yıllar bu manzara gözlerimin önünden hiç gitmedi ve gitmeyecek.Bizim aileden o gün iki kişi birden gitmişti.

Onun için trafik kazası denince her defasında irkiliyor ve arkasında bıraktığı acı ve göz yaşlarını çok iyi biliyorum.

İnegöl Kent Konseyi Başkanımız ve aynı zamanda değerli bir öğrencim olan Haydar CERRAH Beyin trafik konusunu gündeme getirdiğini ve bu konu ile ilgili ciddi çalışmalara başladığını görünce çok mutlu oldum.Hem sevindim hem de babasını ve kardeşini trafik kazasında kaybetmiş biri olarak çok etkilendim.Çok hayırlı bir çalışma olacaktır İnşallah.

Haydar Bey öğrencim olması açısından çok yakından tanır ve severim.Kent Konseyine seçildiğinden beri güzel projelere imza atıyor.Hatırlarsanız "Kaldırım İşgali" projesini ortaya attığında bir çok insan bunun mümkün olamayacağını ileri sürüp hatta eleştirenler de olmuştu.Ancak gelin görün ki imkansız denen o proje İnegöl esnafımızın da fedakarlığıyla (Allah hepsinden razı olsun) çok güzel uygulandı ve uygulanıyor.Çok rahat bir şekilde ailece kaldırımlarda yürüyebiliyoruz.

Trafik konusunun da başarılı olacağına inanıyorum.Yeter ki "Bu iş sanıldığı gibi kolay değil,bu proje yürümez" demeyelim.Çünkü her şey önce beyinde gerçekleşir derler.Hanı güzel bir örnek vardır.Denir ki, "savaşta yenilen komutan aslında önce beyninde yenilgiyi kabul etmiştir".Bizler de bu işi başarabileceğimizi önce zihin dünyamızdan başlayalım.

Aslında Trafik meselesini çözmek şu zamanda çok daha kolaydır.Çünkü Türkiye'deki bütün yollar genişledi.Hemen hemen çift yol olmayan hiçbir yer kalmadı.Burada bize düşen sürücü hatalarını en aza indirmek ve sürücüleri bu işin ciddiyetine inandırmaktır.

Trafik konusu aslında dinin de konusudur.Halkımız dini değerlere büyük önem verdiği için işin dini boyutunu da unutmamamız gerekir.Trafik kurallarının" kul hakkı" olduğunu hatırlatmak lazımdır.Sürücü hatası sonucu ortaya çıkan ölümlerin aslında adam öldürme günahına yakın olduğunu öğretmemiz gerekir.

Kanun ve yönetmeliklerle de ağır yaptırımlar getirmek gerekir.Çünkü benim gibi çocuk yaşta kimse yetim kalmamalıdır.Hiç kimse kardeşini,eşini,çocuğunu,anne ve babasını kaybetmemelidir.Onların aramızda olmadığı bir hayatın tadının olmayacağını bilmemiz gerekir.

Trafikteki özlü sözler ne güzeldir.Onlar üzerinde uzun uzun düşünmek gerekir.

Örneğin:

-"Bir yere geç gitmek hiç gitmemekten iyidir".

-"Biz bu canı yolda bulmadık ki yolda verelim"

-"Acele giden ecele gider".

-"Geç geldi desinler, geçmiş olsun demesinler".

-"Asfalt ağlamasın(biz de ağlamayalım)".

UNUTMAYIN: Her ciddi ve samimi iş eninde sonunda hedefine varır.Bugün olmasa da bir gün mutlaka olur.