Biz gevşemediğimiz gibi kurumlarımız da, işletmelerimiz de gevşememelidir.

Kuruluş maksadı unutulmuş kurumlar gevşemiştir. Onları gevşetenler de Allah Teala'nın 'gevşemeyin' emrine aykırı davranmışlardır.

Vakfımızın, derneğimizin, işletmemizin ibadetlerden birine karşı engelli olması mü'min olarak bizi rahatsız ettiği kadar gevşemiş durumdaki bir kurum da bizi rahatsız etmelidir.

Namaz ciddiyeti her gün, sabah namazından yatsı namazına kadar aynı kaldığı gibi imanlı bir hayat yaşama ciddiyetimiz de baliğ olduğumuz günden vefat gününe kadar aynı kalmalıdır.

İman eskimediği gibi imanın gereği olan idraklerimiz de eskimemelidir. Gevşemiş iman da olmaz, gevşemiş himmet de olmaz. Yapamıyor, beceremiyor olabiliriz ama halimizi benimsiyor olamayız.

İman ediyor olmamız, dünya yıkılırken bile elimizdeki fidanı dikmeye mecbur eder bizi. Haber bültenleri delirtecek bilgilerle dolu olsa bile biz, mülkün asıl sahibi olan Allah'a itimat ediyor olduğumuz sürece gevşeyemeyiz, yıkılamayız.

Dünyanın sonu bile olsa bir fidan dikerken o sona yakalanmak zorundayız. Asıl kimliğimiz budur. Şimdi ise hala ormanlar ihdas edebilecek fırsatlarla baş başayız.

Bir fidan dikmek değil binlerce orman oluşturmak elimizdedir. Gevşemeye mecalimiz de yoktur hakkımız da.

Sıkıntılardan ve nimetlerden ötürü gevşememiş eşler iman ehlidirler. Kur'an'lı bir hayat yaşama iddiası onların hakkıdır.

Betona ve tezyinata dayandırılarak gevşetilmemiş camiler, Allah'ın evleri olarak zikredilmeye değer yerlerdir.

Toplantılarımız gevşemesin ki biz gevşek müminler olmayalım.

Okumalarımız, dinlemelerimiz, zikrimiz ve fikrimiz gevşemesin. Gevşeyen şeytanın tuzağına kapılacaktır.

Kim ne kadar sıkarsa sıksın bizim vazifemiz gevşememektir.

Dikecek bir fidanımız bulunduğu sürece dünya sürse de yıkılsa da biz elimizdekini dikmeye devam ederiz.

Bir fidana da talibiz bir ormana da.

Rabbimiz bize diyeceğini dedi. 'Namazı ikame edin.' dedi. Onun için de namaz kılıyoruz. 'Gevşemeyin, üzülmeyin.' dedi.

Ne namazı terk edebiliriz ne de gevşeyebiliriz. Emreden Allah oldukça bizim itaatten başka ne çaremiz olabilir?