Gündüzlü köyü hakkındaki yazımıza devam ediyoruz.Belgelerin tetkikinden de anlaşılacağı üzere Gündüzlü Köyü, başta Kurşunlu, Kınık, Özlüce, Çitli ve Eymür köyleri gibi derbentçi bir köydür. Özel bir statüye sahiptir. Tahtaköprü-Çukurca arasında yer alan ve Domaniç Beli diye anılan stratejik bölgeyi korumakla yükümlü tutulmuşlardır. Bu sebeple kendilerinden divan-ı örfiyye adı verilen vergi, alınmamıştır.

Şu kadar var ki, Yavuz Sultan Selim'in, Çaldıran Seferi için Anadolu'da ön hazırlıklara giriştiği günlerde bütün derbentler ve buralarda hizmet veren derbentçiler, gözden geçirilmiştir. Görülen aksaklıklar giderilmiş ve bazı tasfiyeler de olmuştur Bu sırada Gündüzlü/Mızal Köyü derbentçileri için de yeni bir uygulama yapılmış ve 25 kadar ocak olduğu ifade edilen derbentçi birliği, yeni baştan düzenlenmiştir.

Yapılan düzenlemeye göre, her gün, biri silahlı olmak üzere 5 kişiden oluşan derbentçi gurubu, Domaniç Derbendi'ni gözleyecek ve yolcuların emniyet ve güvenliğini sağlayacaklardır. 10 günde bir sıra gelecek tarzda nöbet tanzim edilecektir.Yavuz Sultan Selim Han'ın, önde gelen beylerinden Yunus Paşa, Hüseyin Paşa, Malkoçoğlu Dur Ali Bey ve Piri Mehmed Paşa gibi devlet adamları bu organizasyonun gerçekleştirilmesinde önemli görevler üstlenmişlerdir.

Yapılan bu organize sırasında Gündüzlü Köyü bugünkü yerinde değildir. Çamlık/Oylat Deresi'nin karşısında ve köy mezarlığının üst tarafında bir yerdedir. Çünkü Domaniç Derbendi'nden gelen ve Yürük yolları diye anılan yollar, Dikilitaş ve Kademe Çeşmesi'nden geçmektedir. Bu nedenle, köy mezarlığı da köyün yakın civarında ve bugünkü yerinde belirlenmiştir. Ayrıca, bu dönemde, dışardan göç getirilerek köyün nüfus oluşumunda da yenilenme yapılmıştır.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden yapılan alıntılarda görüldüğü üzere burası, Zal Karyesi'dir ki Fars Dilinde zal kelimesi, eski ve atik anlamına gelmektedir. Diğer taraftan Hüdavendigar Livası Tahrir Defterleri adlı kaynak eserde ise Gündüzlü ve Pamukça Köy isimlerinin - aslında- İznik İlçesi'ne bağlı iki köyün adı olduğuna işaret edilmektedir.

Bu sebepten; Gündüzlü Köyü halkının bir kısmı, Yavuz Sultan Selim devrinde yapılan derbentçi düzenlemeleri esnasında İznik'ten buraya getirilerek yerleştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır ki bunlara, Pamukça Yörükleri de denmektedir. Tarihi metinlerde bu durum, açık seçik görülmektedir. Yavuz Sultan Selim devrinde yapılan düzenlemeler sırasında Gündüzlü/Mızal Köyü'nün, yeri de değiştirilmiş, Mızal Derbent girişini oluşturan ve de Soğanlık adıyla yad edilmekte olan bugünkü yerine nakledilmiştir.

Mızal Derbendi'nin korunması da onlara bırakılmıştır. Köy mezarlığı ise eski yerinde -aynen- kalmıştır. Hatırlanacağı üzere Mızal Derbendi'ni, başta Kınık olmak üzere Özlüce, Çitli ve Eymür köylerinde oturan derbentçiler korumaktaydılar. Yapılan bu düzenleme sırasında; Dodurga'dan ve Yenişehir İlçesi'nin Dımeşk Köyü'nden Mızal/Gündüzlü Köyüne-muhaceret yoluyla-nüfus aktarılmıştır. Bu esnada köye, cami-medrese ve hamam gibi sosyal tesisler de inşa edilmiştir. Zira bütün yerli köylerde vücud temizliği için -öncelikle- hamam yapma geleneği vardır. Bu gelenek, Mızal/Gündüzlü Köyü'nün kuruluşunda da sürdürülmüştür. O dönemlerde "Hamamsız köy, imansız köydür" sözü, bir ilke olarak halk arasında yaygın bir sözdür. İncelemelerim sırasında bu sözü, yaşı doksanı aşmış, Çavuş- köy'lü bir ihtiyardan bizzat işittim. Harap olmuş olsa da Köyü'nde bir hamam izine rastlanmıştır.