Şuradan başlayalım. 2.lig gerçekten kalite seviyesi olabildiğince düşük bir lig. Bu kötü ligin iyi olmaya doğru ilerleyen bir takımı İnegölspor.

2 hafta önce Ankaragücü, Pazar günü Hatayspor'u izledik. BUGSAŞ'ı saymıyorum. İnegölspor'un kupada geçtiği Halide Edip Adıvar kadar pozitif oynamıyorlar. 1 puana geldim, alırsam ne mutlu bana.

Ankaragücü takımı ilk yarı oynadı, ikinci yarı baktı. Hatayspor, zaten dengeli gitsin, hoca 1 puanı ver gidelim ayağında. Hakem de 1 puan için az uğraşmadı. 20.dakikada Hacı'ya yapılan hareketi nasıl penaltı vermezsin? Sadece penaltı değil, üstüne bir de kırmızı kart.

Dakika 20'de öne geçeceksin; rakibini de 10 kişi bırakacaksın. Hem de en önemli mevkide... Fakat hakemin gözüne perde iniyor o an ne hikmetse.

İnegölspor, öyle süper bir oyun da sergilemedi. Fakat hiç olmazsa Ankaragücü maçına göre daha olumlu şeyler söyleyebileceğiz hakkında. Çizgide Ömürcan fazlasıyla iyiydi. Ama aynı şeyleri diğer çizgideki Emre Okur için söyleyemeyiz.

Emre Aktaş rahatsız ediyor savunmayı fakat ceza alanı bölgesinde daha fazla topla buluşması lazım. Daha çok pozisyona girmesi lazım. İnegölspor'un girdiği net fırsatlar gol de dahil duran toptan. Fakat Eren mi, Emre mi derseniz 10 kere Emre derim.

Savunmanın göbeğinde sıkıntı yok ama çizgideki oyuncular hücumsal anlamda daha etkili olmalı. Lider'in hala ritmini bulamadığını düşünüyorum. Fakat geçmiş maçlara göre biraz daha iyi diyebiliriz.

Orta alan mücadeleci özelliğini sürdürürse İnegölspor, çok iyi olacak ümidindeyim. Ben yine de şunu ekleyeyim. İnegölspor'dan beklediğimiz futbolu sanırım ligin kalitesi noktasında güncelleyeceğiz.

Gerçekten Ankaragücü'nü, Hatay'ı izlediğimizde zirveye oynayabilecek takımların çok da özellikli olması gerekmiyor. Bakalım önümüzdeki maçlar neyi gösterecek?

Son olarak taraftarı es geçmeyelim. Taraftar maç kazandırır mı sorusunun cevabı Ankaragücü maçının ardından Hatayspor maçında da cevap buldu. Mücadele edin, bu taraftar size elinden gelenin fazlasını verir.