Okuduğum kitabın ismidir bu. Kitap fuarı standından alırken İmam Hatipliler yazarımızın en çok bu kitabını okuyor, deyince tezgahtar... Yapacak bir şey kalmadı bana. Kendimi toplumsal baskı altında hissettim birden.

Hamza, dört yıldır üniversite sınavına hazırlanan lakin bir türlü kapağı fakültenin birine atamayan emektar bir İmam Hatipli mağdurdur.

Bu kadar güzel bir kitap uzun zamandır okumamıştım. Akıcı, sürükleyici, peşinden koşturucu... Ne derseniz deyin. Gençliğin duygularını da dilini de yakalamış bir kitap.

Çok satmış, adam haklı. O kıvrak dil, o keskin zeka, o çekinmeyen dil benim yazılarımda da olsun, benim okuyucularım da ısrarla takip eder beni.

Merak ediyorsunuzdur şimdi siz? Ne yazıyor bu kitapta diye... Evet, işte bu duygu kitabı aldırtır ve okutur. Bu girdaba düştüyseniz boşuna çabalamayın, bir siparişle kapınızda olacak bir kitap. Hem keyifli anlar yaşarsınız hem de bilinçlenirsiniz.

Tabii birkaç satır alıntı yapmazsam olmaz değil mi?

"Bizim dindarlığımızın neyi eksik biliyor musunuz oğlum Hamza? Neyi? Dini boyutu eksik." Sınıfın içinde bu satırları okurken bir gülme aldı beni sormayın.

Daha önce din darlığımızdan bahseden yazılar okumuştum ama bu bağlamda komik geldi bu iki satır.

Hamza'nın on bir tane amcası var, her biri başka bir cemaatten. Dedesi Nakşi tarikatına mensup bir derviş. Bir amcası Erbakancı, diğeri Nurcu, bir diğeri Fethullahçı, bir diğeri BBP'li fala filan... Bir de dayıları var onlar da başka alem.

Bunlar bir araya geldiklerinde bir tartışırlar bir tartışırlar demeyin gitsin. Hamza, her bir amcasının zayıf tarafını gösterip, onları kızdırır zaman zaman. Ancak o tartışma demlerinde dedesi Hamza'ya bir işaret çakar. Hamza başlar kamet getirmeye. Tüm amcalar dedenin ardında namaz için saf tutarlar.

Biz bunları okuyunca bizim adımıza tartışan birini bulmuş olurken "tevhidin/ birliğin" nerede olduğunu da öğrenmiş oluyoruz.

İmam Hatip kültürüne vakıf bir gençtir Hamza. Dershaneye giderken yanına oturan daracık giyinmiş sağı solu açık bir kıza nasıl sabrettiğini anlatıyor. "Bir şey desem cinsi sapık olmaktan korkar olduk" diye yakınıyor.

Diğer sayfaların birinde şunlar yazılıdır.

Bir meczup dervişin sözü Hamza'yı vurduğu kadar beni de derinden vurdu. Meczup "Allah'tan başka ilah yok mudur Hamza?" der. Evet... Kelime-i tevhidi zikreden kalpler için böyle bir şey söz konusu değil ama Hamza'nın kafası karışır birden ve derin düşüncelere dalar. O akşam meczupla buluşacaktır ama amcalarının gelmesiyle unutur ve geç vakitte hatırlar...

Bir de Figan-ü Lügati't Türk isimli sözlük vardır. Orada Tür-ban, Kır-al, Matem-atik gibi birleşik kelimelerin ilginç hikayelerini anlatır. Gülmekten ölürken bir gözünüzde açılır. Vay dersinizi demek böyle oluyormuş ha...

Bir taraftan bilgi bir taraftan ilgi...

Size hayırlı okumalar diliyorum.