Orta yaşlı adam eda ettiği farz namazından sonra camiden çıkarken uzaktan tanıştığı birkaç kişiyle karşılaştı.İçlerinden birisi caminin yakınındaki çay bahçesinde çay içmeye davet etti.Küçük gurup bu teklifi kabul ederek çay bahçesinde oturdular.Garsonun getirdiği çaylar bir yandan yavaş yavaş yudumlanırken diğer taraftan da sohbet koyulaşmaya başladı.

Sohbetin konusu ister istemez birkaç gün sonra yapılacak olan Referanduma gelmişti.Guruptan birisi, "ben "Hayır" diyorum.Çünkü bizim ağabeyler "Hayır" kararı aldıkları için bende hayır diyeceğim" dedi.Bu kişi sohbet esnasında Bediüzzaman Sait Nursi'nin bağlısı olduğunu da ihmal etmedi.

Yanındaki kişi de adeta sırasını kaçırmamak için hemen söze başladı."Ben de "Hayır" diyorum.Bizimkiler de böyle karar almışlar" dedi. Erbakan Hocanın hayranı olduğunu eklemeyi de unutmadı.

Orta yaşlı adam ve kalan diğerleri "EVET" oyu vereceklerini söylediler.Bu arada küçük bir tartışma başladı.Tartışmanın uzayacağını anlayan sonuncu şahıs ise "İsterseniz şu konuyu bırakın.Havadan sudan konuşalım" dedi.

Orta yaşlı adam birazcık geriye yaslanarak konuşulanları zihninde değerlendirmek üzere hayallere daldı.Önce Bediüzzaman Sait Nursi'nin bir gurubuna bağlı olup HAYIR diyeceğini açıklayan adamı düşündü.Sait Nursi'ye olmadık işkence çektiren o günlerin siyasi zihniyetiyle nasıl olmuştu da aynı çizgiye gelinmişti.

Daha sonra Necmettin Erbakan'ın bağlısı olduğunu söyleyen adamı "HAYIR "demeye getiren etkenler nelerdi diye düşündü? O Mücahit Erbakan ki ömrü buyunca hiç bahar yüzü görmedi.Dört kez partisi kapandı.Başbakan iken kendisine darbe yapıldı.Haksız yere başbakanlık başka birine verilmişti.O Erbakan ki bütün mitinglerinde "Bu köle düzenin yıkılması "için yemin ettirirken şimdi ise bu adam köle düzenini ayakta tutmaya çalışıyor.

Aklına benzer bir örnek geldi.Geçen gün TV'de bir haber dinlemişti.Domates tarlada bir lira ama pazarda aracılar dört liraya satıyorlar.Evet bu örnek tam da hayatımızın her alanında geçerli bir örnekti dedi orta yaşlı adam.Din ve din büyüklerinin doğru olan kuralları bir takım ağabeylerle ve körü körüne bağlılık metotlarıyla ters yüz edilmişti.Bu körü kürüne bağlılık bir zamanların zalimleriyle aynı çizgiye getirmiş bazılarını.

Orta yaşlı adamın kafası ,sonuncu kişinin söylediğine de takılmıştı."Havadan sudan konuşalım" demişti.Oysa havadan sudan konular daha çok ayrıştırıcı daha düzensiz ve daha boş değil mi?Ama Allah'ımız bir,Peygamberimiz bir,Kitabımız bir olması bizi birleştirmiyordu.

Oysa Rabbimiz havadan sudan konuşmayı boş işler kabul etmiş ve mü'minlerin özelliklerinden bahsederken "Onlar ki,boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler"(Mü'minun,3) buyurmuştu.Rasulullah'da (sav) "Müslümanın boş işleri bırakması onun güzel bir Müslüman olduğunun göstergesidir" buyurmaktadır.

Orta yaşlı adam bu dünyada kimlerle beraber olunmalı konusunu düşünürken Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu hatırladı:"Kişi sevdiğiyle beraberdir".Öyleyse kimi sevdiğinize,kiminle beraber olduğunuza bakın.Seçeceğin insanın/arkadaşının Dinine,Diyanetine,Kur'an'ına ,örtüne,kıblene ve ümmetine sahip çıkacak birisi olmasına dikkat edin.Kimi seviyorsanız,kimi dost edinmişseniz sadece bu dünyada değil ahirette de beraber olacağınızı unutmayın.

Öyleyse yanınızda kimlerin olduğuna dikkat edin.Kiminle dost ve kiminle berabersiniz.Çünkü o gün (ahiret günü) bazı dostlardan dolayı pişmanlık duyabilirsiniz.

"Yazıklar olsun bana, keşke falanı dost edinmeseydim!"(Furkan-28) ve

-"O gün Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar."(Zuhruf-67).

Orta yaşlı adam masadan kalkıp giderken camiye baktı.Cami Kıbleye yani Ka'be'ye bakıyordu.Ama ne yazık ki bazılarının kıblesiyle Ka'be arasına öyle aracılar girmiş ki diye mırıldandı.

Ve şunu unutmayın dedi:"Hiçbir sahabi gidip diğer sahabilere karşı müşriklerle aynı kelimede buluşmamıştır."