Referandum öncesi bir çok kişi ben de tahminde bulunmuştum. Kamuoyu araştırması yapmamıştım ama benim tahminim Adil Gür ile aynı idi. En kötü ihtimalle 55 Evet, 45 Hayır idi benim tahminim. Yanıldığımı sandıklar açılınca görmüş oldum.

Ben tahminde bulunurken sokağa yansıyan tabloya ve siyasi dengelere bakmıştım. Çok sevdiğim bir dostumla tahminimi paylaştığımda demişti ki; "Yanılıyorsun, seçmenin kafası çok karışık. Sandıktan baş başa bir tablo çıkacak." Sevgili dostum haklı imiş. Meğersem kafası karışık olan seçmen ağırlıkta imiş... Ve bu kafa karışıklığı sandığa hayır olarak yansıdı.

Sandıklar açılırken Evet cephesine doğru yükselişte olan ibre vakit ilerledikçe Hayır tarafına döndü. Hatta hayır cephesi öyle bir rüzgar aldı ki, kazanacağız umutlarını arttırdı. Sosyal medya yorumlarında; CHP'lilerde, Saadet'lilerde ve MHP muhaliflerinde bu umut, çok açık görülüyordu.

HAYIR KANADI ETKİLİ ÇALIŞTI

İnegöl'de de gözlemledik ki; CHP teşkilatı yaşadığım hiçbir seçimde olmadığı kadar bu seçimde planlı ve istekli çalıştı. Referandumu tahminimizden daha çok önemsediler ve Hayır sonucu için çalışmayı tarihi görev bildiler.

İnegöl Saadet Partisi'nde olduğu gibi Türkiye genelinde Milli Görüşçüler Hayır için teşkilat çalışması yapmadılar. Çoğunun evet verdiğini iddia edenler de olabilir.

Ancak Temel Başkan başta olmak üzere, basında ve sosyal medyada Saadet Partililer çok etkin idiler. Kafası karışık seçmenin Saadet Patisi'nin duruş ve söylemlerinden etkilenip Hayır kanadına kaydığını düşünüyorum.

Saadet Partisi'nin oy oranına bakmayın. Bu yanıltıcı olur. Saadet Partisi'nin, kendi sandığına yansıyan oy oranından daha büyük bir etkiye sahip olduğunu söyleyebiliriz. Saadet Partisi'nin Hayır cephesinde yer alması, sağ ve muhafazakar seçmen üzerinde kırılma etkisi yapmıştır.

MHP'ye gelince, MHP yönetimi ile teşkilat ve taban arasında daha büyük çatlakların olduğunu gördük. Teşkilatın bir kısmı ve tabanın çoğunluğu MHP yönetimi ile aynı düşünmemiş. Devlet Bahçeli kadar da Evet davasına sahip çıkan olmamış.

İnegöl'de Ülkücü camiada, Müfit Besler ve Hasan Toktaş gibi isimlerin şu an nerde durduğuna bakarsanız, ne demek istediğim daha iyi anlaşılır.

AK PARTİ İNEGÖL'DE ÜZERİNE DÜŞENİ YAPTI

İnegöl Ak Parti teşkilatının üzerine düşeni yaptığını düşünüyorum. Başta Milletvekili Hüseyin şahin, Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve İlçe Başkanı Adem Demir olmak üzere, İnegöl Ak Parti teşkilatının çalmadık kapı bırakmadıklarını gördük.

Alınan Yüzde 70'lik oy, Türkiye ve Bursa'daki hayır rüzgarına rağmen, İnegöl'ün başarısını ortaya koymaktadır.

Bursa 5 büyükşehir arasında Yüzde 53'lük oy oranı ile Evet diyen şehir olarak dikkat çekti. Şüphesiz bu noktada İnegöl'ün ve ilçe ilçe dolaşan Hüseyin Şahin'in performansından bahsetmek gerekiyor.

FİRE AK PARTİ'DEN Mİ MHP'DEN Mİ?

Ben her seçimin, kendi zamanı ve şartları içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini savunuyorum. Seçimleri birbiri ile kıyaslamak çoğu kere yanıltıcı oluyor. Ancak siyasi tartışmalarda bu kıyas çok yapıldığı için biz de fikir vermesi açısından bir karşılaştırma yapalım.

1 Kasım 2015 seçiminde AK Parti yüzde 49.50 oy almıştı. Referandumda çıkan sonucu sadece Ak Parti'nin hanesine yazarsak, 51.4'lük oy aranı bir artışı ifade eder.

Fakat son seçimde yüzde 11.90 oy alan MHP'nin de Evet kanadında olduğunu düşünürsek, iki partinin toplamında düşüş olduğu ortaya çıkıyor.

Ak Parti ve MHP'nin toplamının yüzde 62 olması gerekiyor. Ben referandumda evet tahminimi yaparken açıkçası bu sonucu dikkate alarak yapmıştım. Bir çok kişi ben de yanıldım. Ve herkes gibi kafamda şu soru var:"MHP'li seçmenin çoğu hayır mı dedi, yoksa AK Parti seçmeninde fire mi var?"

MAÇIN GALİBİ ERDOĞAN

Yeni Hükümet Sistemi'ne geçilmesini sağlayacak anayasa değişikliği için yapılan referandumda maç; yaklaşık 3 puanlık farkla sonuçlandı. Bu farkın azlığı veya çokluğu referandumun sonucunu etkilemez.

Bu farkın azlığına takılıp, referandum sonuçlarının meşruiyetini sorgulamak, Mekkeli müşriklerin, helvadan put yapıp, acıkınca bu putu yemelerine benzer.

Demokrasinin kurallarına, Halkın iradesine ve sandıktan çıkan sonuca inanıyorum,saygılıyım deyip kaybedince de "yok efendim bu sonucu kabul etmiyoruz" demek başka neyle izah edilebilir?

Referandumlar final maçı gibidir. Gol atmışsın, gol yemişsin, çok atmışsın, az atmışsın, çok iyi pas yapıp, çok iyi mücadele etmişsin. Bunun bir önemi yok aslında. 3 puanı kim aldı, kim galip geldi, kupayı kim aldı? Demokrasinin gereği referandumu geçerli kılan 1 kişilik farkla da olsa çoğunluğun kararıdır.

İyi pas yapıp iyi mücadele edenlere gelince, gelecek finaller için umutlanabilirler sadece. Referandumdan çıkan sonucun bu anlamda muhalefeti umutlandırdığını söyleyebiliriz.

Kim ne derse desin, içerden ve dışarıdan Erdoğan'ın karşısında çok güçlü ve büyük bir cephe vardı. Karşı cephenin büyüklüğüne bakıldığında Erdoğan'ın başarısının büyüklüğü de ortaya çıkıyor. Zafer Erdoğan'ın zaferidir.

NİYET HAYIR, AKIBET HAYIR

Ben, Evet ve Hayır oyları arasındaki 3 puanlık farkı çok hayırlı görüyorum. Bu tabloya göre ortaya çıkan sonuç şudur; iki tarafta birbirini dikkate almalı.

Bu tabloya göre; diyalog ve ortak hareket etme umudunun arttığını söyleyebiliriz.

Türkiye yeni bir sisteme adım atarken, bir ayağının kaygılı ve endileşi olduğunu dikkate alarak adım atacaktır. Birbirimizi dinler ve anlarsak, kazanan biz olacağız. Kazanan Büyük Türkiye olacak İnşallah!

Bu açıdan çıkan sonuca çok mutlu oldum. Niyet Hayır, Akıbet hayır olur İnşallah!