Eşyada asıl olan mubahlıktır. Yüce Allah birçok ayette dünyayı, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini insanın emir ve tasarrufuna verdiğini (Bakara, 2/29), hayvanları ve bitki örtüsünü insan için yarattığını bildirmiştir. Kur'an'da et, süt ya da gücünden yararlanılacak hayvanlardan, kuş türlerinden ve deniz avının helal kılındığından söz edilir.1

Kur'an ve sünnette helallerin tek tek sayılması yerine haram veya mekruh olan şeyler belirtilmekle yetinilmiştir. Bu konuda bazı genel prensipler de konularak, İslam alimlerine kıyas yoluyla hüküm çıkarma imkanı sağlanmıştır. Helali ve haramı belirlemek veya bunun ölçüsünü koymak yalnız Allah ve Peygamber'inin yetkisindedir. İnsanlara böyle bir yetki verilmemiş, hatta buna kalkışanlar şu ayetle uyarılmıştır: "Siz dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak, 'Şu helaldir, bu haramdır!' demeyin. Aksi halde Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allah'a karşı yalan uyduranlar ise kurtuluşa eremezler." (Maide, 5/100)

İslam'da helal ve haram hükümlerin konulması "menfaatin celbi ve mazarratın def'i (yararın sağlanması ve zararın önlenmesi)" ilkesine dayanır. Kur'an'da temiz ve yararlı olan şeyler için "tayyibat", pis ve sağlığa zararlı gıdalar için "habais" ifadesi kullanılır. Aşağıdaki ayetlerde bu anlam görülür: "De ki: Pis olan şeyle, temiz olan eşit değildir. Pis olanın çokluğu hoşuna gitse de bu böyledir." (Bakara, 2/172) "Ey Peygamberler! Temiz olan şeylerden yeyiniz." (Mü'minun, 23/51) "O peygamber, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar." (A'raf, 7/157)

KUR'AN-I KERİM'DE YASAKLANAN HAYVANSAL ÜRÜNLER:

Kur'an-ı Kerim'de yasaklandığı bildirilen hayvan ya da hayvansal ürünler ikisi Mekke, ikisi Medine döneminde inen dört ayette belirtilmiştir.2

Mekke döneminde, müşriklerden Malik İbn Avf'ın, Hz. Peygamber'e, "Sen atalarımızın helal saydığı ölü, kan ve domuz eti gibi şeyleri haram kılıyormuşsun?" demesi üzerine ilk olarak aşağıdaki ayet inmiştir. "De ki: Bana vahyolunanlar içinde, ölmüş hayvandın, akmış kandan veya domuz etinden -ki bu pistir- yahut günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilmiş hayvandan başka, yiyen kimseye haram kılınan bir şey bulamıyorum. Bununla birlikte, her kim bunlardan yemek zorunda kalırsa, başkasının hakkına saldırmamak ve sınırı aşmamak üzere (yiyebilir). Çünkü senin Rabbin çok bağışlayan, çok merhamet edendir." (En'am, 6/145).

Bu konuyla ilgili olarak Medine döneminde inen son ayette de haram kılınan hayvanlar şöyle sıralanır: "Size şunlar haram kılınmıştır: Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilmiş, boğularak veya vurularak yahut yukarıdan yuvarlanarak ölmüş ya da (başka bir hayvan tarafından) süsülmüş veya canavar tarafından parçalanmış -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- hayvanla, dikili taşlar üzerinde boğazlananlar ve fal okları ile kısmet aramanız. Bütün bunlar itaat sınırı dışına çıkmaktır." (Maide, 3/3-5)

Hz. Peygamber Veda haccı sırasında Maide suresini okuyarak şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar! Bu sure indirilen son suredir. Ondaki helalleri helal, haramları haram olarak alınız." (Buhari, Feraiz, 14; Kurtubi, Cami', VI, 22).

Dipnotlar:1) bk. Maide, 5/59; Nahl, 16/5; Mü'min, 40/79. 2) bk. En'am. 6/145; Nahl, 16/115; Bakara, 2/173; Maide, 5/3.