Kasım ayına her girdiğimiz de hemen Hikmet ŞAHİN hocam aklıma geliyor.Çünkü Kasım ayı Hocamızın vefat yıldönümü (11 Kasım 2009).O Hikmet Hocam ki benim İnegöl İmam-Hatip lisesinde ilk göreve başladığımda benim rehber hocamdı.O'ndan çok şey öğrendim.En çok unutamadığım yönü ise ilmi ve her zaman ki dik duruşuydu.Mekanı cennet olsun.

Hikmet ŞAHİN hocamızın İnegöl İmam Hatip Lisesi üzerinde çok emeği ve hakkı vardır.Yetiştirdiği öğrencileri bugün önemli mevkideler.O öğrenciler de Hocamızı hiçbir zaman unutmadılar ve unutmayacaklar.

İmam-Hatip Liseleri her dönem de ve her platformda hep gündemde olmuştur.Neden olmasın ki? Cumhurbaşkanı yetiştiren bir kurum hiçbir zaman gündemin dışına çıkar mı?

İslam dünyası içerisinde ümmete ümit olacak ülkelerinin başında şüphesiz ki Türkiye gelmektedir. Bu beklenti şüphesiz rastlantı değildir. Bazı güzel sebep ve uygulamaların sonucudur. Bu güzel sebeplerin başında şu etkenler gelmektedir.

-Halkımızın bilinçli olması: Dünya ülkeleri içerisinde en tutarlı ve en sağlıklı karar veren halklar arasında bizim halkımız gelmektedir. Ecdadının kanını taşımanın birçok yansımasını görürüz. Dolduruşa ve tahriklere gelmez. Bütün olanları ve olayları izler, takip eder ve en güzel cevabını verir. Herkesin hain planlarına, ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara en güzel cevabını verdi. Dış bağlantılı planları bir daha ayağa kalkamayacak şekilde yerle bir etti. Bundan sonraki oyunları da halkımız çok güzel takip etmektedir. İthal insanlarla, sahte din adamlarla ve müslüman kılığına girmiş ajanlarla halkımızı kandıramayacaklardır. Halkımız biliyor ki dokuz çürük yumurtadan sağlam bir civciv çıkmaz. Son kullanma tarihi geçmiş, içi bozulmuş, raf ömrü bitmiş ve itibar görmemiş bütün çürük yumurtaları halkımız, Allah'ın izniyle hepsini sepetten atmıştır.

-Diyanet İşleri Başkanlığı: Ülkemizdeki Diyanet İşleri başkanlığına bağlı müftülüklerimiz ve müftülüklerimize bağlı din görevlilerimiz ülkemizin birlik ve beraberliğimizin garantisidirler. Diyanet İşleri Başkanlığımız bir tespihin ipi gibi tespih tanelerini bir arada tutmaktadır. Diğer bazı ülkelerde bu ip koptuğu için her bir tespih tanesi bir köşeye dağılmıştır. Eğer bugün Diyanet İşleri başkanlığımız ve bağlı camilerimiz olmasaydı durum çok vahim olurdu. Her cami bir gurubun elinde olacaktı. İki caminin mensupları birbirinin düşmanı olacaktı. Nitekim Suriye'de Irak'ta guruplar birbirinin camilerini havaya uçuruyor ve bunun adına da cihad diyorlar.Biri "Allahu Ekber" diyerek bombayı patlatıyor ötekisi "Allahu Ekber" diyerek hayatını kaybediyor.

Ülkemizin birlik ve beraberliğini istemeyenler sürekli Diyanet İşleri Başkanlığına düşman olmuş ve her fırsatta da bu kurumu ortadan kaldırmaya çalışmışlardır. Bugün camilerimizde huzur ve güven içinde ibadet edebiliyorsak ve her vakit namazı istediğimiz camide gidip kılabiliyorsak Diyanet İşleri Başkanlığımıza borçluyuz. Bugün İslam dünyası bunu sağlayamadığı için her kafadan bir ses çıkmakta, herkes kafasına göre bir din uydurmakta ve bu uydurdukları din ile birbirinin kanını dökmektedirler.

-İmam Hatip Okulları: İslam dünyasından bir çok uzman ve alim Türkiye'ye gelerek İmam Hatip okullarımızın bu başarısını incelemektedir; ülkenin birlik ve beraberliğini sağlayan, sağlam ve samimi insanlar ve bilinçli din adamı yetiştiren bu güzel kurumları nasıl başardığımızı gıpta ile araştırmaktadırlar. Çünkü İmam-Hatipler bugüne kadar hiçbir guruba bağlı olmamış İslamı en doğru şekilde anlatan okullarımız olmuştur.

İmam Hatip Okullarımız bir yandan her üniversiteye öğrenci gönderirken diğer yandan da Diyanet İşleri Başkanlığımıza kaynak teşkil etmektedir. Camilerimizdeki din görevlilerimiz bu okullardan mezun olmaktadırlar. O nedenle ülkenin birlik ve beraberliğin garantisi olan Diyanet İşleri Başkanlığımızın kaynağını da İmam Hatiplerimiz teşkil etmektedir. Dün olduğu gibi bugün de yarın da bu okullarımız ülkemize hizmetlerini devam ettirecektir.

İmam-Hatip Okulları hiçbir gurubun ve cemaatin emrine girmemiş ve girmeyecektir.İmam -Hatip Okulları her gurubun ve her cemaatin üstündedir.Geçmişte olduğu gibi günümüzde de bazı kesimler İmam-Hatip okullarını kötülemekte ve onların hurafelerine fetva vermediği için karalamaya çalışmaktadırlar.

İmam-Hatip Okulları ayet-i kerimenin de ifade ettiği gibi her zaman "denge" unsuru olmuştur.

Bunun için:

-İmam-Hatip misyonu hiçbir zaman hadisi ve sünneti inkar etmemiştir.Ama hadis adı altında topluma hurafe sunanlara da destek olmamıştır.

-İmam-Hatip misyonu hiçbir zaman kabir azabını inkar etmemiş, ama' yanmaz kefen' icat eden sahtekarlara da pirim vermemiştir.

-İmam-Hatip misyonu mucizeyi hiçbir zaman inkar etmemiş,ama öteki tarafta mucizeyi, çaktırmadan kendine indirmeye çalışan 'kerameti kendinden menkul' üç kağıtçılara da pirim vermemiştir.

Kısacası İmam-Hatip Okulları ifrat ve tefritten uzak bir eğitim sistemiyle "Asımın nesli"ni yetiştirmektedir.

Bütün bu özellik ve güzelliklerden sonra hala İmam-Hatipten ne çıkar diye merak ederseniz cevabı çok basit.

"İmam-Hatipten Cumhurbaşkanı çıkar".