İFTARDA COLA
İÇMEK CAİZ Mİ?

Ramazan
ayında kola içilir mi? Sağlık açısından iftar ve sahurda cola vb gazlı
içecekler riskli. İçilmemeli. Peki dini açıdan?

Bir Cola
markası var ki, hakkında çok iddia var. Eğer o iddialar doğru ise dini açıdan
da içilmemeli. Emperyalizmin sembolü olma, İsrail kurşunu olma, İslam?a ve
Müslümanlara hakaret ve gizli savaş gibi
iddialar doğruysa, hangi içecek ve gıda olursa olsun Müslüman boykot etmeli ve
uzak durmalı. Bu tür gıdaları soframızda bulundurmak Ramazan ruhuna aykırıdır.

Konunun dini
yönü farklı bir hassasiyet gerektiriyor. Biz gazlı içeceklerin sağlık yönüne
bakalım şimdi de? Coca Cola ilgili bir haberi örnek verelim.

İçerdiği
kimi maddelerden dolayı kiminde bağımlılık yapan, 120 yıldan beri üretilen Amerikan içeceği
Coca Colada yeni bir zararlı madde daha bulunduğu iddia ediliyor.

Alman gazetesi Frankfurter Rundschauda yer
alan habere göre, şeker karamelinden elde edilen boyada oluşan ve colada
bulunan bu madde, litrede 4 mikro
gramdan fazla olduğunda kansere yol
açıyor.



Mart ayından bu yana Kaliforniyada
Coca Cola etiketlerinde kansere yol açan bu amdde hakkında bilgi verilme
mecburiyeti getirildi. Bu madde Colanın kullandığı boyanın üretiminde oluştuğu
gibi başka bazı gıda maddeleri için üretilen katkı maddelerinde de oluşuyor.



Tepkiler ve kontroller üzerine Coca
Cola, Amerika?daki içecek üretimindeki bu maddenin oranı azalttı.

Ancak Coca
Cola Amerikanın dışındaki ülkelerde bu katkı maddesinin oranında henüz hiçbir
değişiklik yapmadı. Örneğin Brezilyada kansere yolaçan ve günde 29
mikrogramdan fazla alınmaması gereken bu katkı maddesinin oranı litrede 800
mikrogram, İngilterede ise 450 mikrogram.



Coca Coladan konu hakkında gelen açıklamada, eski tarifede
herhangi bir değişiklik yapılmadığı, tadının da değişmediği, yalnızca söz
konusu maddenin oranının düşürüldüğü bildirildi.

RAMAZAN DA İÇKİ İÇTİĞİM İÇİN ÇOK PİŞMANIM

Haber şöyle:Ünlü oyuncu Nurseli İdiz, Çeşme
Alaçatıda alkol problemi yüzünden zor anlar yaşar.

Aşırı alkol alıp etrafa rahatsızlık verdiği
gerekçesi ile Alaçatıda kaldığı otelden kovulan dizi oyuncusu Nurseli İdiz, 40
derece sıcaklıkta bir restorana oturarak yine rakı içti. Sarhoş bir şekilde
sağa sola bağıran, ağlayan, Nurseli İdiz ibretlik ve bir o kadar da üzücü
görüntüler yaşanmasına neden oldu.

Garsonların koluna girmesi sayesinde zar zor
yürüyebilen İdiz, çöküş kelimesini tanımlar bir görüntü verdi.

Bu haber gazetelerde yayınlandıktan bir gün sonra
bakın dizi sanatçımız Nurseli İdiz, nasıl bir açıklama yaptı:

Alaçatı?da alkollü ve bitkin bir halde görüntülenen
Nurseli İdiz, acı çektiği için içtiğini söyledi.İdiz, son dönemde büyük acılar
yaşadığını belirterek ?Kısa süre önce annemi, teyzemi ve kuzenimi kaybettim.
Şimdi de sevdiğim kişinin rahatsızlığı yüzünden acı çekiyorum. O durumda olmam
tabi ki hoş değil. Ramazan ayı olmasından dolayı alkol aldığım için pişmanım, O
gün çok üzgündüm, çok mutsuzdum.? Demiş.

Öncelikle
Nurseli İdiz?in her şeye rağmen Ramazan ayını hatırlaması güzel. Ramazan ayında
içki içtiği için mahçup olması da güzel.

Ancak onun
haricinde maalesef yanlış üstüne yanlış var hayatında. Acı çeken insan içkiye
değil Allah?a sığınmalı. Hele hele bu mübarek ayda. K.Kerim?de yüce Allah
buyurur ki: ?Kalpler ancak Allah?ı anarak tatmin olur.? İçki içmiş günahı
boynuna. Ancak asıl sorun; imtihan olan dünya hayatında ömrünü güzel şeylere
vakfetmek varken, acı çekiyorum diyerek kendini içkiyle tüketmesi? Asıl
mahcubiyet içki içerek Allah?a isyan edildiği için olmalı.

Bunlar zamane gençliği
için de ibretlik tablolar. Bu tür örnekler çok. Parası var ama mutlu değil.
Ünlü ama mutlu değil. Sevenleri, hayranları
var ama mutlu değil. Magazinde bir numara ama mutlu değil.

Ramazan ayı rahmet
ayıdır. Umarım bu ayda içki içip, ramazan ayına hürmetsizlik ettiği için gerçekten
mahçuptur. Umarım bu mahcubiyeti sonucunda harama batmış olduğu yerden bir
çıkış yolu bulur.

Kimi meyhaneler bile
Ramazan ayı hürmetine kapısına kilit vuruyor. Ya Ramazan sonrası? Bu nasıl bir
hürmet tartışılır ama şunu unutmayalım: Ramazan ayında içki içmek ne kadar
büyük günahsa, gıybet, dedikodu, laf taşımak,haset, kibir, iftira da aynı
derecede günahtır.

MÜSLÜMAN DEĞİL AMA ORUÇ
TUTUYOR

Müslüman değil ama oruç
tutuyor? Neden tutuyor peki? Bir iddia üzerine tutuyor? Nasıl bir iddia? Paylaşalım?Haber şöyle:

Danimarkada işyerindeki Müslüman arkadaşıyla
girdiği iddianın ardından Ramazanın ilk gününden itibaren oruç tutmaya
başlayan John Høy, bir anda ülkenin en çok konuşulan ismi oldu.

Sosyal paylaşım sitesi Facebookta açtığı
Ramazanın 30 günü (30 days of Ramadan) isimli sayfa ile ilk günden itibaren
edindiği deneyimleri Danimarkalılarla paylaşan Høyu kısa sürede binlerce kişi
takip etmeye başladı. John Høy, yaptığı açıklamada oruç tutmaya başladıktan
sonra İslama ve Müslümanlara bakışının değiştiğini söyledi.

Høy, açıklamasında demiş ki Şimdiye kadar İslam
ve Müslümanlarla ilgili medyadan edindiğim imaj o kadar kötüydü ki bu, benim
Müslümanlara dair her şeye karşı duyarsız olmama neden oluyordu. Açıkçası
Müslümanlardan korkuyordum. Oruç tutmaya başladıktan sonra İslama dair birçok
şeyi çok daha rahat anlamaya başladım ve artık korkmuyorum.

Oruca başladığından beri her gün düzenli olarak
sahura kalkan, içki içmeyen, gündüzleri camileri ziyaret edip imamlardan İslam
ile ilgili bilgiler alan John Høy, bir gün teravihe bile gittiğini söylemiş.
Orucun kendisini en çok zorlayan yönünün susuzluk olduğunu belirten John Høy,
oruç tutmaya başladığından beri, boş konuşmadığını, küfretmediğini ve
insanlarla gereksiz tartışmalara girmediğini belirtti.

Özel bir şirkette bilişim sorumlusu olarak çalışan
49 yaşındaki John Høy, oruç sayesinde fakir ve ihtiyaç sahibi insanları daha
iyi anladığını, Orucun bir eğitici olduğunu söyledi.

Ramazan başladığından beri hayatının en ilginç
deneyimlerinden birini yaşadığını belirten Høy, iftar için sürekli
Müslümanlardan davetler aldığını ve bu vesile ile Müslümanların ne kadar
misafirperver olduğunu öğrendiğini vurguladı.

John?un son sözü şöyle: ?Keşke Ramazan 3 ay sürse
diye içimden geçiriyorum.

NEDEN ORUÇ TUTUYORUZ?

Neden oruç tutuyoruz? Oruç tutmanın
amacı nedir? Allah Teala, Kur?an-ı Kerim?de orucun amacını şöyle belirtiyor: ?Ey
iman edenler, oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı;
korunasınız diye....? (Bakara, 2/183)

Oruç korunmak içindir. Korunmanın bu
ayetteki kelime karşılığı:takvadır. Bu durumda oruç tutmanın amacını Rabbimiz şöyle açıklamaktadır;
?takvâlı olasınız diye?

Takvâ, ?korunmak? demektir. Neden
korunmak? Günahlardan, haramlardan, şeytandan, nefsimizden, şirke düşmekten?

Kısaca her türlü kötülüğe karşı kendini
korumanın adıdır takvâ. İşte kişiye takvâ ruhunu aşılamanın en etkili yolu
oruçtur.

Orucun Arapça karşılığı, K.Kerim?de
geçen ismi: savm / sıyâm?dır. Bu da
?tutmak? anlamına gelir: Kendini tutmak. Oruçluyken bırakın günah işlemeyi,
normalde helal olan şeylere karşı bile, yemeye, içmeye ve eşiyle cinsel
ilişkiye karşı kendini tutmak.

Resulullah sallallâhu aleyhi ve sellem,
Ramazan boyunca her gece kullara takvâ çağrısının yinelendiğini bildirmiştir:?Ramazan
ayının ilk gecesi girince şeytanlar ve cinlerin asileri zincire vurulur.
Cehennem kapıları kapatılır, hiçbiri açılmaz; Cennetin kapıları açılır ve
hiçbiri kapanmaz.

Ve bir seslenen şöyle haykırır: ?Ey
hayır isteklisi hayır işlemeye yönel Ey şer isteklisi, kendini tut Ramazan
boyunca bu çağrı her gece yapılır.? (Tirmizi, Savm, 1; İbn Mâce, Sıyâm, 2)

KADINLAR DA BAYRAM NAMAZINA GELEBİLİR Mİ?

Kadınlar
teravih namazına geliyorlar camiye? Sabah namazına da geliyorlar, mukabele
tutmak için? Peki Cuma ve Bayram namazlarına gelebilirler mi? Tabi ki, cami ve
ortam müsaitse gelebilirler. Kadınlara camiye gelmek farz ve vacib değil ama
isterlerse, cami müsaitse gelebilirler. Hatta camiler kadınların da
gelebileceği şekilde düzenlenmeli. Ramazan da olduğu gibi.

İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran açıkladı. Peygamber Efendimiz
döneminde kadınlar, bayram namazına iştirak ederek, bayram coşkusuna ortak
oluyorlardı. Ülkemizde bu uygulanmıyor.

Müftü,
İstanbul?da camilerimizi hazırlıyoruz. Bayramda kadınları camiye bekliyoruz demiş
açıklamasında.

Bayramda camiler erkekleri almıyor. Kadınlara nasıl yer
hazırlanır,bilemiyorum. Ayrıca son bayram hazırlıklarını gözden geçiren, bayram
kahvaltısı hazırlayan, eşini bayram namazı dönüşü evinde karşılamaya alışkın
olan kadınlar, bayram namazına gelmeyi tercih ederler mi? Göreceğiz? Ama
isterlerse dinen bir engel yok bayram namazına gelip, namazı kılabilirler.

İstanbul
Müftüsünün açıklaması şöyle: ?Kadınlar açısından camiler bir ihtiyaç. Peygamber
Efendimiz zamanında kadınlar camiye geliyordu. Özellikle bayram namazına
gelmelerini istiyordu Efendimiz. Bayram namazını da camide değil, musalla
denilen cami dışında bir mekanda kıldırıyordu. Oraya namaz kılma durumunda
olmayan kadınların bile gelmesini istiyordu. O heyecana hepsi iştirak ediyordu.
Bu sene her ilçemizde, isteyen kadınların bayram namazı kılabilmeleri için hazır
olmalarını ilçe müftülerimizden istiyoruz. Onlar da bu hususta heyecanlılar.?

Bu açıklamanın üzerine şunu da belirtelim: Peygamber Efendimiz kadınların
camiye gelmesine izin vermiştir ancak, daha çok kadınları evlerinde namaz
kılmaya teşvik etmiştir. Evde namaz kılmalarının daha hayırlı olacağını
buyurmuşlardır. Kadın ibadetiyle de namazı ile de evine-yuvasına sahip çıkmalı,
damgasını vurmalı anlayacağınız.

PEYGAMBER EFENDİMİZİN İFTAR SOFRASI NASILDI?

İftara yakınları, komşuları, dostları davet etmek
çok güzel bir adet. Oruçluya iftar ikram etmek Peygamber Efendimizin en büyük
sünnetlerinden biridir.

Paylaşmak güzeldir ama oruç sevabını iftar
sofrasında paylaşmak bir başka güzeldir. Bu güzel sünneti yerine getirirken
israftan kaçınmalıyız. Bütçemizi aşan masraflara girmemeliyiz.Peki Peygamber
Efendimizin (s.a.v) iftar sofrası nasıldı?

Peygamberimiz (s.a.v) iftar vermeyi teşvik etmişler
ve şöyle buyurmuşlardır: Bu ayda her kim oruçlu bir mümine iftar edecek
bir şey verirse¸ yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden
kurtulmasına sebep olur. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun
kadar sevaba kavuşur.

Sahabeler sordular: Ey ALLAHın Resulü¸
hepimiz oruçluya iftar edecek bir şey bulup verecek durumda değiliz.



Peygamberimiz de¸ ALLAH bu sevabı bir tek hurma ile¸ bir içim su ile¸ bir
yudum süt ile oruçlu mümine iftar ettirene de verir buyurdular. Bu şekilde
israfa girmeden, sünnete uygun bir şekilde iftar verebiliriz. İnsanın imkânı
neye yetiyorsa¸ ona göre bir iftar sofrası hazırlamak en güzelidir. İftar verecek imkanım yok demeyin
dostlar. Sofranıza ne koyabiliyorsanız,ona davet edin. Bereketini mutlaka
görürsünüz.

İftara dua ederek başlayan Efendimiz, İftardan
sonra da mutlaka dua yaparlardı. Misafirin duası kabul olur. Bu fırsatı
kaçırmayalım.

Cabir bin Abdullah anlatıyor. Peygamber Efendimiz
şöyle buyurdu: Ümmetime Ramazan ayında beş şey ihsan edildi. Bunlar daha
önceki peygamberlerin ümmetine verilmemişti.



1- Ramazan ayının ilk gecesi olunca Cenab-ı Hak onlara rahmetiyle
bakar. ALLAH kime rahmetiyle bakarsa¸ onu hiçbir zaman azaba çarptırmaz.



2- Oruç tutanların
ağızlarının kokusu ALLAH katında misk kokusundan daha hoştur.



3- Gece ve gündüz melekler oruç tutanların bağışlanması için ALLAHa
yalvarırlar.



4- ALLAH o gün Cennetine emir verir ve şöyle buyurur: Ey Cennet¸
kullarım için hazırlan¸ süslen. Dünya sıkıntılarından kurtulup benim huzuruma
ve ikramıma gelip istirahat etmeleri yaklaştı.



5- Ramazanın son gecesi gelince de¸ ALLAH oruç tutan kullarının
hepsini affeder.

ARANIZDA MÜSLÜMAN OLAN VAR MI?

Birçok ramazan-ı şerifi birlikte geçirmiş olan
karı-koca iftara doğru konuşuyorlarmış.

Adam
hanımına: Hanım, bunca senedir oruç tutuyoruz. Acaba Ramazanı-ı Şerifi,
hiç memnun edebildik mi? diye sormuş.



Hanımı şöyle cevap vermiş: A efendi Düşündüğün şeye bak , o mübarek hiç
memnun olmasa idi, her sene on gün önceden gelir mı idi?

Fıkra böyle. Ancak insan sormadan edemiyor
gerçekten; Acaba bu mübarek Ramazan ayı bizden razı mı? Oruç ve
ibadetlerimizle, Ramazan ayını memnun edebiliyor muyuz?

Ramazan ayı bir melek gibidir. Her yıl görevini
yapar ve gelir. Gelir ve maddi-manevi
nimetler sunar. Ramazan bize karşı görevini yaparken, acaba biz Ramazan ayının
gereğini yerine getirebiliyor muyuz?

Bir başka fıkra paylaşalım:Almanya?da,
Müslümanların yaşadığı bir semtte, Ramazan ayında sabah namazı vakti, Adamın
biri elinde büyük bir bıçakla Müslümanların camisine dalar ve namazı kılmış
olan cemaate sorar:



-Aranızda Müslüman olan var mı? Korkudan kimse bir şey diyemez. Birazdan
yaşlı bir adam ayağa kalkar:?Ben müslümanım elhamdülilah.? Der.



Bıçaklı adam, yaşlı adamı alarak cami avlusundan çıkar.Adam dışarıdaki iki
koyunu yaşlı amcaya gösterir. Amca yeni Müslüman oldum. Mahallemdeki tüm
Müslümanlara bu akşam iftar vereceğim. Bu iki koyunu kurban edip ikram edicem. Ben
kesmeyi beceremem yardım eder misin?? Der.



Yaşlı adam , tecrübelidir. Yer de müsaittir. Her şey hazırdır. Yatırır
koyunu keser. Ben yoruldum oğlum, der. İstersen başka birini de bul, yardım
etsin bize der.



Adam bu sefer kanlı elbiseleri ve iki elinde kanlı bıçaklarla yine camiye koşar
ve sorar:

-Aranızda başka Müslüman var mı?

Adamın kanlı elbise ve bıçağına bakarak, yaşlı
adamı doğradığını düşünen cemaat çok korkar. O gün de imam izinlidir. Namazları
topluluktan biri kıldırmıştır. Herkes aynı anda gönüllü imama bakar.

Gönüllü imam panikle ayağa fırlar: ?Ne bakıyosunuz ağalar??
der. iki rekât namaz kıldırdık diye, hemen Müslüman mı olduk?

RAMAZAN? DA İNTERNETİMİZ DE ORUÇ TUTUYOR MU?

Ünlü internet Arama sitesi Google, Türkiye ile
ilgili bir istatistik sonucu yayınlamış. Ramazanın ayının başladığı 20 Temmuzdan
bu yana Türkiye?de en fazla aranan sözcükler, sahur, iftar saati, imsak
vakti ve namaz olmuş.

iftar vakti, ile
birlikte, iftar yemeği, iftar mekanları, iftar menüsü ve iftar
yemek tarifleri aramaları üst sıralara yer almış.



Oruç
sözcüğünün kökenini ve anlamını araştıranlar da dikkat çekmiş. Oruçun en
fazla arama yapıldığı iller Konya, Tekirdağ, Kayseri, Gaziantep ve Balıkesir
şeklinde sıralanmış.



Aramalarda, namaz kılınışı ve dualar sözcüklerindeki yükseliş
dikkati çekti. Namazın ve kılınışının en fazla arandığı iller Niğde, Konya,
Trabzon, Kocaeli ve Diyarbakır olmuş.

Ramazan tatlısı olarak
bilinen güllaç da en çok arananlar listesinde yer almış. Güllaç tarifi ve
güllaç nasıl yapılır araması son bir haftada yükselirken, kadayıf tatlısı,
baklava, şekerpare ve sütlaç tarifleri de çok aranan sözcükler arasına girmiş.

Ramazan ayının google,
facebook gibi internet ortamlarında da yaşatılması, paylaşılması güzel. Ramazan
ayı, hayatımızın her alanında etkisini göstermeli. İnternetimiz de oruç
tutmalı. Ramazan ayında internetimiz oruç tutarken ve oruç kavramı arananlar
listesinde birinci sırada yer alırken, Ramazandan sonra fuhuş ve zina kavramları listenin başında yer almamalı.

Konu dışı bir şeyin
altını çizelim. Google ve facebook gibi siteler her şeyimizi kaydediyor.
Sevabımızı da günahımız da. Hangi ismin, hangi bilgisayarda, hangi şehirde ne
zaman, ne yaptığını ayrıntıları ile kaydedip rapor tutabiliyorlar. Ona göre
interneti kullanın.