Tokat ve Niğde maçlarında alınan 3 puan İnegölsporlu futbolcuları fazlasıyla rahatlamıştı. Bu rahatlık Sarıyer maçının ilk yarısına fazlasıyla sirayet etti.

Rakip Play-Off'u kovalıyordu ama İnegölspor'un ne Play-Off ne de düşme gibi bir derdi vardı.

Sarıyer'e mağlup olsak da düşme gibi bir sıkıntı olmayacağı aşikardı ama hiç olmazsa garantilemek adına bir çaba ortaya konulabilirdi.

İlk yarıda o çabayı göremedik İnegölspor'dan. Çok fazla top kaybı yaptık. Topa hakim olamadık. Orta alanımızdan beklediğimiz verimi alamadık.

Sarıyer'in özellikle 6 numarasını ilk yarıda çok beğendim. Takımını yönlendiren ve İnegölspor'un oyun kurmasına engel olan isimdi. İkinci yarı takımıyla beraber o da duruldu.

İnegölspor, ilk yarıda istediğini alamadığı İsmet Hakkı'yı çıkartarak başladı ikinci yarıya. Ömürcan çizgide çok etkiliydi.

Fakat ikinci yarıda en önemli isim Oğuz'du. Attığı ters toplar müthişti. Sezon başından beridir beklediğimiz Oğuz oyunu işte buydu.

Çok keyifli bir ikinci yarı izledik. Cumartesi akşamı Trabzon-Beşiktaş maçını izleyenler, Pazar günü ikinci yarıda o futbol keyfine devam ettiler adeta.

İki kalede de net fırsatlar, özellikle Şener'in çıkardığı müthiş bir top vardı. Gol de 90+4'te geldi. Golde Emre Okur'un pas vermek yerine şutu denemesi anlamsızdı ama o gol atılacaktı bir kere.

Hasan Küçcük ile maçı bitiren golü bulduk ve rahat bir nefes aldık. Kalan 3 maçın bizim adımıza artık hiçbir anlamı kalmadı.

Muhtemelen Ergün Hoca da bu maçlarda oynatmadığı isimleri görecek. Eğer önümüzdeki yıl devam edecekse kimlerle devam edeceğine de karar verecek.

Bu yıla ilişkin kayıp mı yoksa kazanç mı değerlendirmelerini önümüzdeki günlerde tekrar yaparız.

Çok şükür küme düşme gibi bir durumla karşı karşıya kalmadık ya.