Ulusal gündem olabildiğince hareketli bugünlerde... Ülkenin güneydoğusunda teröristlere yönelik operasyonlar ve temizlik harekatı, uzunca bir süredir gündemin ilk sırasında yer buluyor.

Bunun yanında Suriye'de iç savaşın 5.yılına da girdik. Her gün ölümler, mülteci akını, Avrupa'ya ulaşmaya çalışan ve denizde boğulan küçücük bedenler... Gündemin üst sıralarında yerini koruyor.

Buna bağlı olarak Ruslarla başlayan krizimiz, PYD vs... her gün haber bültenlerinde izlediğimiz konular...

Bunun yanında iç siyasette Bülent Arınç'ın çıkışı da çok ses getiren bir konuydu. Aslında ona çıkış demiyorum ben. Arınç'a değer veren biri olarak onun hükümette iken dahi görüşlerini rahatlıkla ifade edebilen bir kişi olduğu için her zamanki hali olarak değerlendiriyorum.

Oradaki sıkıntı en ufak bir karşı görüşe dahi tahammül edemeyen yandaş medyada. Allah onlardan bizleri uzak eylesin deyip o gereksiz takımı ile yazımızı bulandırmayalım.

Bu arada bir cemaatin isyan bayrağı da gündemimize girdi. Şu cemaate bağlıydı, ayrıydı derken; Gülen cemaatinden sonra ilk kez bir cemaat hükümeti karşısına alabildi. Kaçak yapımıza göz yummadınız veryansınını ulusal medyadan takip etmişsinizdir.

Bütün bunlar yaşanırken; İnegöl olabildiğince sessiz ve sakin. Siyasi anlamda tansiyon çok düşük... Yükselmesini arzu ettiğimden değil; genel anlamda sakin olduğunu ifade etme anlamında söylüyorum.

Büyükşehir Belediyesi, İnegöl'ün kaynaklarını almaya, karşılığını da vermemeye devam ediyor. Sessizce her ay su faturalarından soyguna uğruyoruz. Sudan, otoparktan, oradan buradan Büyükşehir alıyor, yatırımları da seçim dönemine yakın bir zamana kadar bekletiyor.

İnegöl Belediyesi ise kendini anca toparlamanın sonucunda 2016 yılında çalışmalara başlayacağını duyuruyor. 2 yıllık sessizlik bu yıl bitecek deniyor. Takipteyiz. Kültür Vadisi, Belediye Sarayı inşaatının başlaması, Kültür Sarayı yerine meydan ve yeni otopark... Bu yıl içinde beklediklerimiz.

Sessizlik demişken; şehitlerle birlikte her gün sessizliğe bürünen gazeteci ağabeylerimiz de var. Sıkı bir Fenerli olmasına rağmen maçları takip etmediğini, TV izlemediğini, internete girmediğini, YouTube'dan şarkı dinlemediğini, yüzünün bir an bile gülmediğini bildiğim ağabeylerim. Onları sessizliklerinden dolayı kutluyorum. Biz sessiz kalamıyor; kültürel, sanatsal işler yapıyoruz ne yazık ki...