Pazar, Pazartesi ve Salı günleri İnegöl dışındaydım. Pazar günü Bilecik'te tarihi yerleri gezerken; hafta başında ise Mobilya Tedarikçileri Bülteninin dağıtımını organize etmeye Kayseri'ye gittik.

Kayseri gezisini bir sonraki köşe yazıma bırakarak; Bilecik gezisi ile ilgili incelemelerimi ve İnegöl'e bakan yönünü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yenişehir istikametinden ulaştık Bilecik'e. İnegöl'den Yenişehir'e ulaşmak bir dert, Yenişehir-Bilecik arası bir kısmı bölünmüş bir kısmı dağ yolu ile ulaşmak ayrı bir dert.

Çevre yolu yapılmış, yarıda kalmış, tamamlanan kısmı var, hiç başlanmamış tarafı var. Ne şekilde genişletileceği muamma ilginç bir yol.

Biz gezimize Pelitözü Gölü ile başlamıştık. Açıkçası İnegöl'de bu tür doğal göletler gırla ama etrafına bu tarz bir çalışma yapılmamış.

İnegöl elindeki potansiyeli değerlendirme konusunda gerçekten çok geride. O göl ve etrafındaki çalışmaya bayıldım.

Etrafı çam ağaçları ile kaplı olan gölet, sulama amaçlı oluşturulmuş ancak çevresinde Yörük çadırı, çay bahçeleri, gözleme evi, mangal alanları, çocuk oyun alanları, plaj voleybolu, anfi tiyatroya kadar her şey düşünülmüş.

Dikkatimi çeken bir husus da gölün ve kenarının temizliği. Bilecikli gölüne sahip çıktığı kadar belediyesi de bu konuda titiz sanırım. Bilecik'in genel anlamda sokaklarını da temiz gördüğümü söyleyebilirim.

Bilecik'te gitmeyi asıl planladığımız yerler Şeyh Edebali ve Ertuğrulgazi Türbesiydi. Bunun yanında Abdülhamit Han'ın yaptırdığı mektebi de ziyaret ettik.

Bilecik, Diriliş Ertuğrul sonrası daha da merak edilen, gezilen bir şehir olmuş. Bunu iyi kullanmışlar.

Her yerde mehter marşları, dirilişi temsil eden her şey var. Ben İnegöl'ün Osmanlı için önemli bir yerleşim yeri olmasına rağmen onu tam olarak dillendiremediğini, gösteremediğini düşünüyorum.

Turgut Alp'in mezarını dahi şurada birkaç yıl önce restore ettik. 2011 yılında Turgut Alp'in mezarı dökülüyor diye ulusal haberler vardı sitelerde.

İshakpaşa'yı, Turgut Alp'i, Kervansaray'ı, hatta mağaramızı bile turistik anlamda tam olarak aktaramıyoruz. Ankara-Bursa yolunda buralara götürecek ne kadar levhamız var?

Ana caddede bunu daha iyi anlatırsınız. İnegöl'ün Osmanlı'nın önemli bir yerleşim yeri olduğunu anlatmak lazım.

Okulların düzenlediği Turizm Haftalarında iki şiir, bir konuşma, sonrasında da kayıntı ile turizm anlatılmaz, yaşanmaz.

Bilecik gibi olmamız tabii mümkün değil, zira Osmanlı orada kuruldu. Ama hiç olmazsa kuruluşun devamındaki bu yeri de anlatmaya, tanıtmaya çalışalım.